Batı’da İslam’ı Mahkum Etme Saplantısı!

Batı’da, suç işleyen ya da işlediği iddia edilen kişi ve kişilerle ilgili Müslüman olup olmadığına bakılarak farklı değerlendirmeler yapıldığına dikkat çeken Saadet Oruç, çifte standart içeren bu tarz tutumların yol açabileceği tehlikeye işaret ediyor.

Charlie Hebdo, Tarık Ramazan Bahanesiyle İslam’a Saldırınca

Saadet Oruç / Star

Fransa’da yayınlanan haftalık karikatür dergisi Charlie Hebdo, yine İslam düşmanlığı ile sahnede. Son haberleri taradığımız zaman da dergiye yönelik ölüm tehditlerinin arttığı iddiası ön plana çıkıyor. Ancak karikatür kisvesi altındaki saldırının Müslümanlar nezdinde oluşturduğu öfkenin yok sayıldığına da dikkat çekelim.

Charlie Hebdo dergisi, Müslüman Kardeşler hareketinin kurucusu Hasan el Benna’nın torunu Tarık Ramazan’a yöneltilen kişisel bir suçlama üzerinden yine İslam dinine hakaret eden bir birinci sayfa karikatürü yayınladı.

ABD’de başlayıp, Avrupa’ya doğru yayılan yeni bir tartışma var bildiğiniz gibi son haftalarda. Siyaset ve sinema sektöründen önemli isimlerine ilişkin cinsel taciz suçlamaları bir bir ortaya çıkmaya başladı. Ancak bu isimlerin hiçbirisiyle ilgili dini bir hatırlatmada bulunulmuyor. Ancak iş, Müslüman kimlikli bir profile gelince, suç bireyin alanından çıkarılıp, tüm Müslümanlara hatta İslam dininin kendisine atfediliyor.

Yukarıda sözünü ettiğimiz karikatürü haberleştiren Fransız yayın organları bile karikatürün tamamını yayınlamayı uygunsuz gördükleri için sınırlı bir kısmını aktarırken, Fransa basını halen Charlie Hebdo’ya gelen ölüm tehditlerine vurgu yapmaya çalışıyor. Bu analizlerden birisinde yer alan ve 2015 yılında bir terör saldırısına maruz kalan derginin “düşünce özgürlüğünün bedelini ağır bir şekilde ödediği” cümlesi ise her türlü siyasi eleştirinin önünü kesme amacı taşıyor kuşkusuz.

ABD’de yönetmen Harvey Weinstein, İngiltere’de Savunma Bakanı Michael Fallon, Kevin Spacey gibi ismi taciz suçlamalarıyla anılan herhangi bir ismin yanında dini aidiyetlerine ilişkin bir dipnot düşüldü mü? Takip ettiğim kadarıyla sadece Tarık Ramazan ile ilgili suçlamada işaret fişeği bir mercekten atıldı ve İslam hedeflendi suçlamalarda.

Tarık Ramazan ile ilgili yargıya da yansıyan suçlama, daha önce Fransız basınının tabiriyle “selefist” olan, ancak daha sonra “laik” bir çizgi benimseyen Henda Ayari tarafından gündeme getirildi. Geçtiğimiz yıl bir kitap yayınlayan Ayari, İslam ile olan hesaplaşmasını belli ki sadece bazı kavramlar değil, profiller üzerinden de sürdürmek istiyor. Facebook sayfasındaki paylaşımlarda, Tarık Ramazan şahsında Müslüman erkekler, tesettür, İslam’daki kadın algısı gibi pek çok kavramla ilgili bir tartışma sürdürüyor. Bir bireyin tercihleriyle devam eden kişisel bir zihin fırtınasının, İslam’a karşı bir operasyona dönüşmesi ve en kötüsü bunun mazur gösterilmeye çalışılması ise Batı toplumlarının en güncel paradoksuna işaret ediliyor. Kavramları, hakları, özgürlükleri işlerine geldiği gibi araçsallaştırdıklarına bir kez daha şahitlik etmiş oluyoruz.

Tıpkı, terör saldırılarında eğer saldırgan Müslüman ise farklı bir refleksin gözlenmesi ve saldırıyla İslam’ı yan yana getirme çabası gibi.

Müslüman kavramlarını hedef alarak, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılıktan yola çıkılarak toplumlara ekilen bu düşmanlık ve önyargı tohumları ne yazık ki sadece beyaz Batılı kimliği dışındaki kimlikleri değil, bizzat Batı sosyolojisini de vuracak.

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye