Batı Trakya Türklerinin maruz kaldığı ırkçılığa karşı çıkan bir isim: Sadık Ahmet

Nuriye Çakmak Çelik, Sadık Ahmet'in hayat hikayesine odaklandığı yazısında Yunan milliyetçiliğin Batı Trakya Türklerine yönelik ayrımcılığına dikkat çekiyor.

Nuriye Çakmak Çelik / Yeni Şafak

Yunan meclisinde Kur’an üzerine ilk yemin: Dr. Sadık Ahmet

Sadık Ahmet, 7 Ocak 1947 günü Gümülcine’ye bağlı Küçük Sirkeli köyünde doğdu. Köyde çiftçilikle ve at arabalarına tekerlek yaparak geçimini sağlayan babasının tek oğlu olarak, küçük yaşlardan itibaren birçok sorumluluk üstlendi. İlkokulu köyünde okudu. Batı Trakya’daki Türklerin tek orta öğretim kurumu olan Celal Bayar Okulu’nda ortaokul ve lise eğitimini tamamladı. Bu süre boyunca azınlık yurdunda kaldı. 1966 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdi. 1. sınıfı tamamladıktan sonra Selanik Aristoteles Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne geçiş yaptı ve 1974’te mezun oldu. Doktor olarak mezun olduğu yıl mecburi askerlik görevini yerine getirmek üzere yedek subay adayı olarak Yunan ordusuna katıldı. Lisans mezunu olduğu için yedek subaylık hakkı olduğu halde bu hak tanınmayarak piyade er olarak görevlendirildi.

Doktor Sadık Ahmet’in Yunan ordusundaki zorunlu askerlik günleri Kıbrıs Barış Harekâtı dönemine denk geldiği için oldukça zorlandı ve baskı gördü. 24 ayda bitmesi gereken görevi, verilen cezalar ve haksız uygulamalarla 34 ayı buldu. 1978 yılında doğup büyüdüğü Batı Trakya’ya dönen Dr. Sadık Ahmet, Gümülcine Devlet Hastanesinde ihtisas yapmaya başladı. Cerrahi ihtisasını Dedeağaç’ta tamamlayarak 1984 yılında cerrahlık unvanını elde etti. Böylece Batı Trakya Türklerinin ilk fennî sünnetçisi de oldu.

Tıp eğitimini ve askerlik görevini tamamladıktan sonra döndüğü memleketinde doktorluğa başladı. Aynı zamanda azınlık durumundaki Batı Trakya Türlerine uygulanan Yunan devlet politikaları karşısında halkının sesi olacak çalışmalara imza atmak için de kolları sıvadı. Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği’nin 28 kurucusundan biri oldu. Dernek çatısı altında yapılan görüşmelerde bir imza kampanyasıyla Batı Trakya Türklerinin sorunlarının Yunan parlamentosuna taşınması, bir sonuç alınamazsa uluslararası toplumda destek bulması için bir imza kampanyası yapılması fikri doğdu. Bu yükü taşımaya Doktor Sadık Ahmet gönüllü oldu. 1985 yılında başlayan imza kampanyasında bütün engellemelere rağmen 15 bin imza toplandı.

‘Yunanistan Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan Batı Trakya Türk Müslüman Azınlığının şikayetleri ve istekleri’ başlığıyla öne çıkan metinde, mübadele sonrası Yunanistan’da kalan Batı Trakya Türk azınlığının Lozan Antlaşması gereği kazandıkları hakların korunması talebi yer alıyordu. Etnik kimliğin tanıması, inanç özgürlüğü, ana dilde eğitim hakkı konusunda bütün hakları gasp edilen Batı Trakya Türklerinin topraklarının kamulaştırılarak ellerinden alınması, camilerin, okulların kapatılması gibi uygulamalar karşısında seslerini yükseltmeleri Yunanistan’ı rahatsız etti. Doktor Sadık Ahmet 8 Ağustos 1986’da topladığı imzaların bir kısmıyla birlikte tutuklandı ve 30 ay hapis cezasına çarptırıldı. Açılan itiraz davası ve milletvekilliği süreci sonrası dava düştü.

Sadık Ahmet, halkının sorunlarının siyasi bir güce ulaşmadan çözülemeyeceğini gördüğü için 1989 milletvekili seçimlerine Gümülcine’den bağımsız aday olarak katıldı ve büyük bir halk desteği ile Yunan Parlamentosu’nda görev yapacak ilk bağımsız Türk milletvekili seçildi. 3 Temmuz 1989 tarihinde parlamentodaki tek Müslüman milletvekili olarak Kur’an-ı Kerim üzerine yemin etti. Ancak bu başarının önü hemen kesildi ve milletvekilliği düşürüldü.

Bu haksız karar karşısında yılmayarak bir sonraki seçim için çalışmalara başlayan Doktor Sadık Ahmet, seçim konuşmalarında ‘Türk azınlık’ ifadesini kullandığı için 26 Ocak 1990 günü tutuklandı ve 64 gün hapiste kaldı. Aynı yıl yeniden yapılacak seçimler için hapishaneden milletvekilliği adaylığını açıkladı. Temyiz davasının olumlu sonuçlanması üzerine serbest bırakıldıktan birkaç gün sonra parlamentoya ikinci kez bağımsız milletvekili olarak girme başarısını gösterdi.

Eylül 1991’de Gümülcine’de Dostluk, Eşitlik ve Barış (DEB) partisini kurdu ve Genel Başkanlık görevini üstlendi. Parti, Batı Trakya Türklerinin ilk ve tek siyasi partisiydi. Partinin çalışmaları Yunan hükümetini rahatsız etti ve seçim yasasında değişikliğe gidilerek, yüzde 3 seçim barajı getirildi. Batı Trakya Türklerinin rakamsal olarak bu barajı geçmesi mümkün değildi. Böylece DEB’in meclis çatısı altında Türk azınlık haklarını savunması engellenmiş oldu.

Bütün engellemelere rağmen Yunanistan’da, Türkiye’de ve uluslararası toplumda Batı Trakya Türklerinin tanınması ve yaşanan hak ihlallerine dikkat çekilmesi için çalışmalarına devam eden Doktor Sadık Ahmet, “Biz Müslümanız. Manevi değerlerimize inanıyorum. Ama milliyetçiyim de. Kendimize dönmemiz, kendimizi bilmemiz lazım. Kendimize dönmediğimiz müddetçe kayboluruz, eririz…” sözleriyle asimilasyon politikalarına maruz bırakılan halkına da sesleniyordu.

Lozan Antlaşmasında Batı Trakya Türklerine sağlanan hakların peşinde bir ömür geçiren Sadık Ahmet, 24 Temmuz 1995 günü, Lozan Antlaşması’nın 72. yıl dönümünde Gümülcine’de şüpheli bir trafik kazası sonucu vefat etti. Gümülcine Kahveci Kabristanı’ndaki anıt mezara defnedildi. 48 yaşında vefat eden büyük dava adamının yaşadığı kaza günümüze dek aydınlatılamadı.

Biyografiler Haberleri

Muslih bildiklerimizden Şeyho Duman ve mirası
"Afiye Sıddıki'ye yönelik Amerikan zulmü sürüyor"
İşgal rejimi Gazze kuzeyinde 20 günde 770 kişiyi katletti
Türkiye Yazarlar Birliği Kurucu Başkanı Mehmet Doğan vefat etti
İşgalci İsrail’in kabusu Yahya Sinvar kimdir?