Selahaddin E. Çakırgil'in yorumu:
Amerika'da 1935'lere kadar, toplumu derinden sarsan, öfkelendiren cinayet iddialarının faili olduğu iddia olunan zanlıların, yargılanmaksızın, toplum tarafından 'linç edilmesi hakkı' vardı. Buna göre, -genellikle de siyahî sanıklar-, altında alevler yükselen bir ağacın dallarına asılıp, canlı canlı yakılır ve o sahneler, kitlelerce çılgınca alkışlanır, sevinç çığlıkları atılırdı. Ama o kişilere, o sahnelerin filmi seyrettirilince, büyük çoğunluğu, 'Öyle bir barbarlığa biz nasıl destek verdik?' diye hayretler içinde kaldıkları belirlenmiş. Amerika ve Avrupa toplumlarının büyük kesimlerine Gazze'deki barbarlığın haber filmleri gösterilmedi, engellendi. Görebilenlerden yüzbinler ise meydanlara taştılar, insanî ve vicdanî olan tepkiyi gösterdiler.
40-50 yıl öncelerde, Amerikalı bir sosyolog, 'Bir toplumun medya vasıtalarının yönetimini bana verseler, o toplumu, istediğim şekle getiremem; ama onları kısa sürede kendilerini tanıyamayacakları duruma getiririm.' demişti. Alman tarih felsefecisi Oswald Spengler, 100 yıl öncelerdeki 'tarihi, kör bir tabiat oyunu'na benzetip, 'dünya tarihinin biyolojik esaslara göre şekillendiğini' ileri sürmüştü.