Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün Irak'ta giderek etkinliğini artırması sonrasında Batı medyasında Ortadoğu haritasının yeniden çizildiği yorumları yapılırken, bölgenin gelecekte alacağı iddia edilen parçalı şekli yansıtan muhtemel haritalarda etnik ve dini unsurların öne çıkarılması dikkat çekiyor.
Oldukça kırılgan toplumsal fay hatlarına sahip Ortadoğu'da her büyük olay sonrasında yaşanan haritaların yeniden çizilmesi konusu IŞİD'in Irak'taki hızlı yayılması sonrasında yeniden gündeme geldi.
Ortadoğu'nun mevcut haritası büyük oranda Birinci Dünya Savaşı sırasında Fransız diplomat François Georges-Picot ve İngiliz diplomat Mark Sykes'ın kendi aralarında yaptığı gizli toplantılar ve sonrasında imzalanan Sykes-Pikot anlaşmasıyla çizildi.
Bölgesel dinamiklerden ziyade taraf ülkelerin çıkarlarını gözeten bu anlaşmanın ruhu sonraki dönemlerde yapılan ve yeni ülkelerin ortaya çıkaran anlaşmalara da yansıdı.
Ortadoğu ülkelerinin farklı kimlik ve inançtan unsurları bir arada yaşamaya zorlayan sınırları suni olmakla eleştirilirken, bu sınırlar her an kırılmaya hazır sosyal fay hatlarını olarak görülüyor, bölgede yaşanan mücadelelerin ve gerilimlerin de temel kaynağı olarak gösteriliyordu.
Buna paralel olarak da ABD'nin Irak'ı işgalinden Arap Baharına geçen süreçte, Ortadoğu'da yaşanan büyük olaylar sırasında Batı medyasında sıkça bölgenin sınırlarının yeniden çizildiği yorumları yapıldı. Bu yorumlara çoğu zaman da etnik kimlikleri ön plana çıkaran ve yeni devletlerin de bulunduğu haritalar eşlik etti.
Diplomatik krize neden oldu
Bölgeye yönelik çizilen haritaların belki de en ünlüsü, Türkiye'nin NATO'ya nota vermesine sebep olan ABD Ulusal Savaş Akademisi'nden emekli Albay Ralph Peters'in çizdiği haritaydı.
"Armed Forces Journal" dergisindeki bir makalede 2006'da yer alan harita, Ortadoğu'daki ülkelerin neredeyse tamamının sınırlarını değiştirilmiş olarak gösteriyordu.
ABD'nin Irak'ı işgali sırasında ve Büyük Ortadoğu Projesi'nin ABD'li yöneticiler tarafından sık sık telaffuz edildiği günlerde ortaya çıkan harita nedeniyle ABD Dışişleri Bakanlığı, "Ortadoğu'da sınır değişikliğinin söz konusu olmadığı" yönünde açıklama yapmak zorunda kalmıştı.
Arap Baharı sonrasında yaşanan çatışmalar sırasında da Batı medyasında benzer haritalar boy göstermeye devam etti.
ABD'nin Irak'ı işgali etmesi üzerine ortaya çıkan, Suriye'deki savaşta güçlendikten sonra yeniden Irak'a dönen IŞİD'in ülkenin geniş bir kısmını ele geçirmesi sonrasında yeni olası Ortadoğu haritaları yeniden gündeme geldi.
5 ülkeden 14 yeni ülke
New York Times'da Eylül 2013'te yayımlanan ve Robin Wright imzasını taşıyan makalede de sınırları 100 yıl önce sömürgeci güçler tarafından çizilen ve Arap otokratlar tarafından yönetilen 5 ülkeden 14 yeni ülke ortaya çıkabileceği savunuluyordu.
Karşıt inançlar, kabileler ve etnik kimliklerin Arap Baharı'nın öngörülemeyen sonuçlarıyla birlikte bölgeyi ayrıştırdığı savunulan makaleye eşlik eden harita, Irak'taki durumun yeniden kırılgan bir hal almasıyla tekrar dünya gündemine taşındı.
Haritada, Suriye, Irak, Libya ve Yemen'deki etnik ve mezhepsel farklılıklar sınırlara yansıtılırken, federasyon, yumuşak bölünme veya otonomi ile ülkelerin çözülmeye başlayıp coğrafi ayrılıklarla yeni ülkelerin ortaya çıkabileceği ifade ediliyordu.
Haritada Suriye'nin kıyı kesimi boyunca uzanan topraklarda "Alevi devleti" kurulması öngörülürken, ülkenin kuzeyi Kürtlere geri kalanı ise Irak'ın da büyük bir kesimini içine alacak "Sünni devletine" bırakılıyor. Irak ise "Şii, Sünni ve Kürt bölgesi" olmak üzere üç parçaya ayrılmış olarak gösteriliyor.
Söz konusu haritada Yemen doğu-batı yönünde iki parçaya ayrılırken, Libya'da ise Trablus, Sirenayka ve Fizan olmak üzere üç ayrı devlet olarak yer alıyor.
Eski haritalar yeniden ortaya çıktı
ABD'de yayımlanan The Atlantic dergisinde de geçen hafta yer alan "Ortadoğu'nun yeni haritası" başlıklı Jeffrey Goldenberg imzalı makalede, Ortadoğu'nun gelecekte nasıl görüneceğine dair 2008 tarihinde yayımlanmış haritaya yeniden yer verilirken, "Irak'ta bölünme kaçınılmazken neden savaşalım?" ifadesini kullanıldı.
Makalede 7 yıl önce henüz Arap Baharı öncesi dönemde çizilmiş haritanın geçerliliğini koruduğu işaret edilirken, "Ortadoğu'da istikrarın sonuna gelindiği ve Irak'ı hiç bir tutkalın bir arada tutamayacağı" savunuldu.
ABD'nin önde gelen yayın kuruluşlarından Wall Street Journal'da ise önceki gün yer alan değerlendirmede, IŞİD'in Irak-Suriye sınırındaki aktifliğine dikkat çekilirken, "kumdaki çizgilere" benzetilen sınırların ortadan kalktığı görüşü dile getirildi.
Ben Winkley tarafından kaleme alınan makalede haritaya yer verilmezken, "IŞİD sonrasında Irak'ın üç parçaya ayrılma ihtimalinin muhtemelden çok kesin bir sonuç olduğu" değerlendirmesi yapıldı.
Kaynak: AA