Uzunca bir aradan sonra ilk kez konuştu Abdurrahman Yalçınkaya. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, AKP'ye açtığı kapatma davasının sonuçsuz kalmasından dolayı yaşadığı büyük üzüntüyü hâlâ daha üzerinden atamamış görünüyor.
Ana muhalefet partisi lideri gibi konuştu; alışkanlığı olduğu üzere AKP hükümetini payladı, iğneden ipliğe uyardı…
Zat-ı şahanelerinin, Türkiye siyasetini arzu ettikleri gibi yönlendiremedikleri için ziyadesiyle rahatsız oldukları her hallerinden belliydi.
Gayet tabii, itiraf edecek değildi:
Abdurrahman Bey'in temeldeki rahatsızlığı, Statüko'nun kaybetmiş olmasıyla ilgiliydi.
*
Yalçınkaya, Yargıtay Başsavcılığı Onur Günü'nde yaptığı konuşmada öyle sözler sarf etti ki; aradan üç gün geçtiği halde şaşkınlığımı koruyorum…
Yargıtay Başsavcısı, diyor ki:
“Muhafazakar partiler öne çıktıkça, ekonomik büyüme ve modernizasyona daha çok vurgu yapılmak suretiyle Batı tipi demokrasilerin ayrılmaz parçası olan laikliğin gündemden düşürüldüğü ve tanımının değiştirilmeye çalışıldığı görülüyor…”
İnanılır gibi değil, ama aynen böyle söylüyor.
Bu akla ziyan konuşmadan sonra laikliğimizin önündeki yeni tehdidi algılamış olmalısınız:
“-Ekonomi gündemi!”
*
Benden uyarması...
Bırakınız, “Bütün sıkıntılara rağmen ekonomimiz çökmez” demenizi; mütemadiyen ekonomik krizden bahsetmeniz ve “Durum vahim!” diye feveran etmeniz bile “laikliği gündemden düşürme teşebbüsü” olarak algılanabilir, Abdurrahman Bey tarafından…
Yargıtay Başsavcısı, ikide birde “Kriz bizi teğet geçiyor” diye açıklama yapan Başbakan'ın “laikliği gündemden düşürmek maksadıyla” böyle konuştuğuna hükmedebilir, mesela…
Üstüne de “İnat ediyorlar, kasten ekonomik paket açıklıyorlar” diye laf vurabilir.
Yani? Pekala, yeni bir kapatma davası açabilir!
*
Sayın Yalçınkaya, laiklik eksenindeki konuların gündemde olmayışından şikayetçi!
Merak ediyorum…
Son dönemde bir türlü “Rejim tartışması patlamıyor” veya “Rejim krizi çıkmıyor” diye mi rahatsızlık duyuyor?
Epeydir gündemde olmasa da…
Başsavcı, “nevi şahsına münhasır” laikliğimizin yeniden tanımlanma ihtimalinden de acayip endişeleniyor.
Abdurrahman Bey, acaba…
“Gün olur da, laikliğimiz evrensel ölçülere yani özüne uygun hale gelirse/daha özgürlükçü bir noktaya ulaşırsa…” diye mi korkuyor?
YENİ ŞAFAK