Başörtüsünden dolayı Boğaziçi'nden atıldı!

28 Şubat'ta başörtüsü yasağı nedeniyle Boğaziçi Üniversitesi'ndeki lisans eğitimini yarıda bırakan Sümeyra Misge Yaman, o dönem yaşadıklarını hafızasından silemiyor.

Türkiye siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat sürecinde başörtüsü nedeniyle Boğaziçi Üniversitesi'ndeki lisans eğitimini bırakmak zorunda kalan Sümeyra Misge Yaman, aradan geçen yıllara rağmen kendisine yapılan haksızlığı unutamıyor.

24 yıl önceki darbeye giden süreçte toplumun yaşam biçimi, inançları ve yaşayış tarzı üzerinde oluşturulan yoğun baskı döneminde yasaklar nedeniyle eğitimine devam edemeyen binlerce öğrenciden biri olan, üç çocuk annesi 40 yaşındaki Yaman, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Liseyi okuduktan sonra hayalini gerçekleştirmek için Boğaziçi Üniversitesi Fizik Öğretmenliği bölümünü kazandığını kaydeden Yaman, bu üniversiteyi yasağı uygulamadığı için özellikle tercih ettiğini söyledi.

Yaman, üniversitede iki sene hazırlık okuduğunu, daha sonraki dönemde başörtüsü yasağının eğitim fakültesinde daha katı uygulandığını kaydederek, "Boğaziçi'nde biyoloji, eğitim bilimleri, kimya, genetik, bazı mühendislik hocaları, gerçekten sınıflarında başörtülü insanları görmek istemiyorlardı. Ben de bu dersleri alan diğer öğrenci arkadaşlarımdan, bu derslerde sıkıntı olduğunu duyduğum için hiç bu dersleri almadım. O zaman danışman hocama söyledim. 'Benim amacım geçiş yapmak, ben eğitim fakültesinde okumak istemiyorum' diye. Dolayısıyla eğitim fakültesinden hiçbir ders almadan fizik bölümüne geçiş yapmış oldum." dedi.

Boğaziçi Üniversitesi'nde başörtüsü yasağının genelleştiğini, öğrencilerin kapılardan alınmamaya başlandığını anlatan Yaman, şöyle devam etti:

"Size bir kimlik veriyorlar, turnikeleri zaten önce oluşturdular. Daha önce turnikeler yoktu. Tamamen yasak döneminde gelmişti turnikeler. Daha sonra kimliğimizle oradan geçmeye çalışıyoruz. Tabii ki 'siz başörtülüsünüz geçemezsiniz' diyorlar. Kapılar da kaldık. Dolayısıyla dersleri takip edemediğimiz için de doğal olarak derslerden kaldık. Şu an belki öğrenciler bunu anlayamayacaklar ama o zaman harç parası diye bir yükümlülüğümüz vardı. Her dönemi devam ettirebilmek için harç parası ödemek mecburiyetindeydik. Hem derslere devam edemiyordum hem harç paramı kaydım devam etsin diye her dönem yenilemek zorundaydım. Sonra bu yorucu gelmeye başladı ve dedim ki en azından okuduğum kısmın diplomasını belgeleyeyim. Bunun için ön lisans diplomasına başvuru yaptım. YÖK'ün tanıdığı bir haktı. O zaman diyordu ki 'Tamamlamanız gereken 4 senelik kredinizin eğer yarısını tamamladıysanız ön lisans alarak ayrılabilirsiniz.' Ben de bunu yaptım ve ön lisans diploması alarak okulu bırakmış oldum aslında."

Yaman, bazı öğrencilerin başlarını açarak veya şapka takarak eğitimlerine devam ettiklerini, kendisinin ise bunları tercih etmediğini belirtti.

Okulun ana giriş kapısından giremeyince kaçak olarak girmeye çalıştığını anlatan Yaman, derslerinin birçoğunun Kuzey kampüste olduğunu söyledi.

Yaman, bu kampüsün daha küçük olduğunu ifade ederek, "Güvenlik görevlileri, sizi gördüklerinde peşinize takılıp sizi dışarı çıkartana kadar uğraşıyorlardı. İki arkadaşım, başörtülü okulda yakalandıkları için uzaklaştırma cezası aldı." diye konuştu.

Yaman, o dönemde "Biz öğrencilerimizi sınıfımızda, dersimizde görmek istiyoruz" metnine üniversitedeki akademisyenlerden çok azının imza attığını, bu akademisyenlerin daha sonra uyarıldığını öğrendiklerini belirtti.

"Şu anda rektörü protesto eden öğrencilerin, ödedikleri bir bedel yok"

O dönem akademisyenlerin, üniversitenin önünde düzenledikleri oturma eylemlerini ve basın açıklamalarını desteklemediklerini ifade eden Yaman, "Şu anda Boğaziçi'nde rektörlük seçimlerine karşı ayaklanan bir öğrenci grubu var. Onların ayaklanması ile bizim kapı önlerinde direnmemiz arasında çok büyük farklılıklar var. Onların rektörün odasına kadar gidip rektörle karşılıklı konuşma imkanları vardı. Fakat bizim kesinlikle kapının önünde muhatap alacağımız hiç kimse yoktu. Üstelik tamamen hukuksal bir haksızlıkla karşı karşıyaydık. Yani eğitim bizim nihayetinde en temel hakkımızdı. Anayasal bir hakkımızdı. Kazanmış olduğumuz bir üniversite söz konusuydu. Şu anda rektörü protesto eden öğrencilerin, ödedikleri bir bedel yok." değerlendirmesini yaptı.

Yaman, ödenen bedel açısından Boğaziçi'ndeki şimdiki eylemcilerle kendileri arasında büyük farklılıklar olduğunu dile getirdi.

Yaman, üniversiteden sonra kısa bir süre öğretmenlik ve haber çevirmenliği yaptığını, başörtüsü yasağı kalkınca burslu olarak Üsküdar Üniversitesi Çocuk Gelişimi bölümünü kazandığını ve burayı derece ile bitirdiğini söyledi.

Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görevlerde bulunduğunu anlatan Yaman, üç şiir kitabı çıkardığını, Türkiye Yazarlar Birliği'nin (TYB) "büyük şair" ödülüne layık görüldüğünü sözlerine ekledi.

Kaynak: Hasan Hüseyin Kulaoğlu / AA

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu