Başörtüsü Yasağının Sebebi 12 Eylül Yönetmeliği

Kamudaki başörtüsü yasağının 12 Eylül yönetiminin çıkardığı bir yönetmelikten kaynaklandığı ortaya çıktı.

Bakanlar Kurulu'na sunulan raporda, "Kamu görevlilerinin başlarını örtmelerini yasaklayan kural, bir kanuna değil darbe sonrası çıkarılmış bir yönetmelik hükmüne dayanmaktadır." deniliyor.

12 Eylül darbesinin ardından Milli Güvenlik Konseyi (MGK) döneminde, 16.07.1982 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile kabul edilen yönetmeliğin 5. maddesinde şu ifade yer alıyor: "Kadınlar; elbise, pantolon, etek temiz, düzgün, ütülü, sade; ayakkabılar ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı; görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış; tırnaklar normal kesilmiş olur."

AK Parti, 2023 vizyonu doğrultusunda, kamu hizmeti vermede başörtüsü yasağına son vermek için yasal çalışmalar yürütüyor. Yeni anayasa çerçevesinde Meclis Uzlaşma Komisyonu’na da bu yönde teklifler sunuldu. Hükümet de bir yandan, memurların başörtülü görev yapmasına ilişkin olarak, başta AB ülkeleri olmak üzere yurtdışındaki örnekleri mercek altına aldı. AB Bakanı Egemen Bağış, ‘Türkiye ve AB Üyesi Ülkelerde Kamu Görevlilerinin Kılık Kıyafet Düzenlemesi’ başlıklı bir rapor hazırladı ve dün Bakanlar Kurulu’na sunum yaptı. Buna göre, AB’ye üye 27 ülkeden yalnızca Fransa’da kamuda kılık kıyafet yasağı Türkiye ile paralellik arz ediyor. Kamu görevlilerinin dinî semboller taşımasının yasaklandığı tek ülke Fransa. Onun dışındaki ülkelerin çoğunda hiçbir yasaklayıcı hüküm yok. Sadece Almanya’nın bazı eyaletlerinde öğretmenler için yasak var. Hollanda ve Danimarka’da da yargı mensupları ile polislerin, dinî semboller kullanması yasak. Güney Kıbrıs ve eski komünist bloku ülkeleri de dahil geriye kalan hiçbir ülkede kamuda dinî kıyafet yasağı bulunmuyor.

Raporun, ‘Genel Değerlendirme ve Sonuç’ bölümünde ise çözüm için şöyle öneri getiriliyor: “İstisnalar hariç AB üyesi ülkelerde kamuda kılık-kıyafet düzenlemesi incelendiğinde başörtüsü gibi dinî sembollerin kullanılmasının Avrupa’da kamuda görev yapmaya engel teşkil etmediği görülmektedir. Türkiye’de bunun için mevzuat değişikliğine de ihtiyaç duyulmamaktadır. Hâlihazırda uygulanmakta olan başörtüsü yasağının meşru bir dayanağı bulunmamaktadır. Kıyafet ayrımcılığının sona erdirilmesi için temel hak ve hürriyetleri kısıtlayan yönetmeliklerin değiştirilmesi, genelgelerle temel hakların kısıtlanamayacağı, hiç kimsenin kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi kullanamayacağı hukukî gerçeğinin kabul edilmesi yeterli olacaktır. Zira demokratik bir hukuk devletinde hakların kısıtlanması anayasa ve uluslararası sözleşmelerde öngörülen usullere tabi olmalıdır.” (zaman)

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu