Abdulhakim Kurt'un Haberi:
İlk günlerde Büşra, kimi derslere alındıktan sonra eve gönderilerek psikolojik baskıya tabi tutuldu. Bu uygulama etkili olmayınca, bir eğitim kurumunda "skandal" kelimesinin bile açıklamayacağı bir uygulamaya geçildi: Tecrit.
Her gün ders başlarken öğretmen, okul idaresinin emriyle diğer öğrencileri sınıftan çıkarıyor, başka bir sınıfa götürüyor, onlarla ders işliyor. Bu sırada Büşra, gün boyu dersler bitinceye kadar kendi sınıfında yapayalnız bırakılıyor.
SINIF BURADA! 297 NO'LU BÜŞRA SINIFINDA!
Tarsus Dr. Lütfi Kolukırıkoğlu İlköğretim Okulunda her sabah ders zili çalıyor. 6/C Sınıfı 297 Nolu Büşra sınıf arkadaşlarıyla birlikte sınıfına gidiyor. Ama, ders başı yapılırken bir idareci ders öğretmeni ile sınıfa geliyor, "6/C Sınıfı! Biz gidiyoruz. Büşra burada kalıyor!" deyip Büşra'nın sınıf arkadaşlarını başka bir sınıfa götürüyor; Büşra sınıfta gün boyu kitap ve defterleriyle yapayalnız bekliyor.
"TARSUS /ORMAN KANUNU" KİMİN OYUNU?
İlköğretimde başörtüsü konusunda Tarsus'ta "akıl almaz" bir oyun oynanıyor. Yasal uygulamaya göre okul idaresi, öğrenciyi derse almak zorunda ama,
1. Tutanak tutar.
2. Başka bir okula gönderir.
Tarsus'ta Dr. Lütfi Kolukırıkoğlu İlköğretim Okulu'nda bu prosedürün ikinci maddesi uygulanmıyor veya uygulanamıyor. Okul idaresi, 6. sınıf öğrencisi başörtülü Büşra Uzunselvi ile ilgili tutanak tuttu, kınama cezası verdi. Ancak "başka bir okula gönderme" cezasını vermedi. Bunun yerine Türkiye'de bugüne kadar hiçbir eğitim kurumunda görülmemiş bir uygulamaya başvurdu. Büşra'yı sınıfında tecrit etme kararı aldı.
Yasal Uygulama Yerine Polis Dayatması:
VALİLİK Mİ OKUL İDARESİ Mİ?
Telefonla ulaştığımız Büşra'nın babası Yalçın Bey, ısrarlarına rağmen okul idaresi, "başka okula gönderme" aşamasına geçmedi. Bunun yerine okula polis çağrıldı, Yalçın Bey ve kızı Büşra Savcılığa götürüldü. Savcılık, Büşra'ya yönelik bir aile baskısının tespit edilmediğine dair tutanak düzenledi. Ama okul idaresi kararında ısrar etti.
Baba Yalçın Uzunselvi'nın okul idaresine yönelttiği "Neden başka okula göndermiyorsunuz?" ısrarlı sorusuna karşılık okul idaresi, ilginç bir cevap verdi: "Elimizde bir şey yok, biz olsak hemen göndeririz ama valilik izin vermiyor, okula almayın, diyor. "
Okul idaresinin iddiası doğruysa kanunu uygulamakla yükümlü valilik, kanunen bizzat eğitim-öğretimi engelleme suçu işliyor. Tarsus'ta prosedüre uymak yerine adeta orman kanunu uygulanıyor.
"TECRİT AKLI" POLİSTEN
Tarsus'ta okul idaresi ve valilik, kanun karşısında suçlu duruma düşmemek için hile yoluna başvuruyor. Büşra'yı ilk günlerde dış kapıda bekletirken eğitim-öğretimi engelleme suçundan ceza alma endişesiyle hile yoluna başvurdu: Büşra sınıfa alınıyor ama Büşra'ya ders verilmiyor.
Merak edilen soru, bu hilenin kimin işi olduğudur. Cevap Büşra'nın babasından geliyor.
Tecrit skandalı hakkında bilgi veren baba Yalçın Uzunselvi, "Sınıfından çıkarılan kızım Büşra bütün engellemelere rağmen tekrar sınıfına girip sınıfından çıkmak istemeyince Okul Müdür Yardımcısı olan H. Y., kızımın bulunduğu sınıfta ders işleyen İngilizce öğretmenine sınıfı kızım hariç diğer öğrencilerle birlikte terk etmesini söylemiş. Bunun üzerine başka boş bir sınıfta ders işlenmiş ve kızım sınıfta yalnız başına bırakılarak tecrit edilmiş" dedi.
Bu tuhaf uygulamanın okula gelen bir polis memurunun fikri olduğunu söyleyen Baba Yalçın Uzunselvi, sözlerine şöyle devam etti: "Bu zorba uygulama yapılmadan önce okul yönetimi bana Valiliğin kesinlikle kızımın başörtüsü ile okula alınmaması yönünde talimat aldıklarını söylediler. Ben 'Kızım sınıfından çıkmayacak bunun hiçbir yasal dayanağı yoktur' dedim. Bunun üzerine okul yönetimi, okula polis çağırdı. Gelen sivil ve resmi polis ekipleri müdürün odasında bana telkinde bulundular. Sivil polislerden bir memur, 'Başörtüsü nerde Allah'ın emridir. Kur'an'da böyle bir şey var mı! Haydi göster. Burada okul ve okulun düzenini ve huzurunu sen bozuyorsun. Bu şekilde gelmesi yasaktır. Al kızını evine git. Ben bu okulda öğrenci velisi olsaydım çocuğumun sınıfına böyle başörtülü bir öğrenci gelseydi, diğer öğrencilerin velilerini toplar bu duruma tepki gösterirdim. Öğrencilerin başörtülü bir öğrencinin sınıfından ayrı bir sınıfta ders görmeleri için velilerle birlikte idareden talepte bulunurduk.' dedi ve 'başka sınıfta ders görme' sözünü üç kez tekrarladı. Bu sözlerden sonra okul yönetimi bu uygulamaya başladı." şeklinde konuştu.
Skandal üzerine skandal
Okul yönetiminin hazırladığı skandal tutanak
Tarsus Dr. Lütfi Kolukırıkoğlu İlköğretim Okulu idaresi, İlköğretim Kanunu'nu hiçe sayarak bir skandala imza attı. Derse başörtüsüyle girmekte geri adım atmayan 6. Sınıf öğrencisi Büşra Uzunselvi hakkında "Başörtüsü ile derse girmesi nedeniyle ısrar etmektedir. 23. 11. 2010 tarihinde okula başörtüsüyle gelmesi ve derse böyle girmek istemesi üzerine okul idaresince derslere alınmamıştır" diye tutanak tuttu. Tutanağın altında Okul Müdürü Cavit Aydemir ve Müdür Yardımcısı Hidayet Uzunselvi'nin imzası var.
Kanuna rağmen tutulan bu tutanaktan sonra okul idaresi, ceza alma endişesiyle Büşra'yı sınıfa aldı. Ancak sınıfta kitap ve defterleriyle baş başa bıraktı.
ARKADAŞLARI ÜZGÜN, BÜŞRA'NIN AİLESİYLE KONUŞMAK YASAK
Günlerdir boş bir sınıfta yalnız başına bırakılarak tecrit edilen Büşra'nın arkadaşları da yaşananlardan dolayı üzüldüklerini söylediler. Büşra'yı çok sevdiklerini anlatan sınıf arkadaşları, "Biz Büşra'yı çok seviyoruz. Başörtülü okumak neden suç, anlamıyoruz. Biz de arkadaşımız Büşra ile beraber üzülüyoruz. Artık Büşra'yı bıraksınlar" diyerek Büşra'nın yaşadıklarına tepki gösterdiler. Bunun üzerine okul yönetimi, Büşra'nın sınıf arkadaşlarının Büşra'nın babasıyla konuşmasını yasakladı.
VELİLERDEN DESTEK
Büşra'nın babası Yalçın Uzunselvi diğer velilerin tepkisiyle ilgili sorumuza "Büşra'yı destekliyorlar. Hatta, başı açık bir bayan 'Ben, sizi böyle görünce üzülüyorum. İnsan hakları derneğine başvurun, kamuoyu oluşturun, sizi desteklerim, dedi" cevabını verdi.
DİLEKÇENİN CEVABI BEKLENİYOR
Okul idaresinin uygulamayı sürdürmesi üzerine baba Yalçın Uzunselvi, okul idaresinden derse alınmamayla ilgili gerekçeli karar istedi ama henüz kendisine cevap verilmedi.
(DOĞRU HABER GAZETESİ / 26 Kasım 2010)