Başörtüsü ve AKP

Ahmet Altan

AKP tam dokuz yıldır iktidarda.

Geçen yılki referandumda halktan aldığı yüzde elli yedi destekle de Cumhuriyet tarihinin gerçekten “muktedir” ilk siyasi partisi oldu.

Askeriyenin ve yargının vesayeti çok önemli ölçüde kırıldı.

Hatta o kadar kırıldı ki özellikle son Deniz Feneri savcıları olayında olduğu gibi “yargıda AKP vesayeti” mi başladı kuşkularını arttıracak durumlar ortaya çıktı.

Peki, AKP bu “tam teşekküllü” iktidarı nasıl kullanıyor?

Bence iyi kullanmıyor.

Hiçbir büyük sorunda kalıcı çözümler sağlayacak kesin adımlar atmıyor.

Sorunları çözmek için bir “niyet beyanında” bulunuyor ama bu niyeti hayata geçirecek hamleyi yapmıyor.

“Siz zamanlamayı bana bırakın, ben en iyisini biliyorum” havasında kimsenin kendine karışmamasını, sıkıştırmamasını istiyor.

Bütün iktidarlar bunu ister.

Ama demokrasilerde iktidarların böyle bir lüksü yoktur, yapması gerekeni yapmadığı zaman muhalefet onu sıkıştırır.

Şimdi muhalefet o “uzun süren” uykusundan uyanmaya başlıyor.

BDP, fevkalade şık bir siyasi çıkışla “Meclis’te başörtüsünün serbest” olmasını teklif etti.

AKP’nin isteksizliğini fark eden MHP de hemen hareketlendi ve “ben varım” dedi.

Asla uzlaşamaz gibi görünen iki, parti “başörtüsü” konusunda uzlaştı.

AKP “he” dese Meclis’te başörtüsü yasağı kalkacak.

Ama AKP’de bir isteksizlik, bir kıvranma hâli var.

AKP’nin en esaslı adamlarından biri olan Hüseyin Çelik bile, “Başörtüsü için düzenlemeye gerek yok ki Meclis’te isteyen zaten başörtüsü takar” diyor.

Eğer öyleyse niye sizin bir tane bile başörtülü milletvekiliniz yok?

Başörtüsü takan kadınlara karşı olduğunuz için mi başörtülü aday gösterip Meclis’e sokmadınız?

Varlığının büyük bölümünü “başörtüsü yasağının” kalkmasına harcamış hatta “başörtüsü” yasasını çıkartacağım derken 2007’de söz verdiği yeni anayasayı çöpe atmak zorunda kalmış AKP, lafı dolaştırıyor ama muhalefetin bu önerisine “hadi yapalım” diye kararlı bir cevap veremiyor.

Niye?

Devlet değişip çağdaşlaşırken, bizim “eski devletin hassasiyetini” bundan böyle askerler ve yargıçlar değil de AKP mi koruyacak?

Kemalizm’in AKP versiyonunu mu yaşayacağız?

Niye başörtüsünün önünü açmıyor?

BDP önerdi diye mi?

E, kendisi önerseydi.

O önermekten korkarsa, korkmayan biri çıkar o önerir.

AKP’nin cesaretini toplamasını mı bekleyecek bu ülke sorunlarını çözebilmek için?

Başörtüsü yasağını sürdürmenin anlamı ne, muhafazakârlar destekliyor, Kürtler destekliyor, milliyetçiler destekliyor, demokratlar destekliyor, AKP kimden korkuyor?

Meclis’te başörtüsü özgürlüğü, üniversitelerde ve kamuda da başörtüsü serbestîsinin öncülüğünü yapacaktır.

Öyle de olması gerekir, kamuda sadece “hademelerin” başörtüsü takabildiği bir devletten, isteyen her görevlinin başörtüsü takabileceği gerçek ve normal bir devlete dönüşmenin zamanı gelmedi mi hâlâ?

Gerçeklerin üstünü örtmeyi sürdürmek şimdi AKP’ye mi düşüyor?

Bakın, bu ülkede isteyen istediği gibi giyinecek, bu ülkenin her vatandaşı kendi devletinde çalışma hakkına sahip olacak, Kürtler çocuklarını isterlerse anadillerinde eğitebilecek, cemevleri Alevilerin ibadethanesi olarak kabul edilecek.

Bunları geciktirmenin bir anlamı yok.

Terör Yasası da, Siyasi Partiler Yasası da, buna benzer diğer saçma sapan yasalar da değişmek zorunda kalacak.

CHP’nin bile “Anayasada Türklük yerine yurttaşlık terimini kullanalım” dediği bir çağdayız, AKP’nin değişimi yapmadan sadece “değişimi isteyerek” bile diğerlerinden farklılaştığı dönem sona eriyor.

AKP’nin de bu değişimleri gerçekleştirmemek için hiçbir mazereti kalmıyor.

Bütün şartlar müsaitken bir türlü cesaretlerini toplayıp ciddi hamleler yapamayan AKP yönetimi, bunları yapabilmek için kendilerine bir dokuz yıl daha gerektiğini mi düşünüyor?

Onlar öyle düşünebilirler ama emin olsunlar ki bu ülkenin değişimsiz bir dokuz aya bile tahammülü yok.

ahmetaltan111@gmail.com

TARAF