Başörtüsü Mecliste

Bugün başörtülülerin gerek kıyafetlerinde gerekse davranışlarındaki yozlaşmadan bahsediliyorsa burada temel sorun; örtünme emrinin hikmeti olan tesettürün kimlik ibrazını önemsiz hale getirmektir.

Hülya Şekerci

Başörtüsü Mecliste

1999 yılında Merve Kavakçı üzerinden tüm başörtülülere hatta bütün topluma haddini bildirmek isteyen zihniyet geri adım atmak zorunda kaldı ve başörtülü dört milletvekili meclisteki yerlerini aldı.

Elbette bu tarihi olayda hükümetin askeri vesayet ile mücadelesinin önemli bir payı var. Ancak 28 Şubat kara kışında başörtüsü yasağının çözülmesi bir yana giderek alanını genişlettiği bir zaman diliminde başörtüsünü İslami kimliğinin bir parçası olarak gururla taşıyan ve bu uğurda pek çok fedakârlığa katlanan mümin kadın ve mümin erkeklerin direnişini de unutmamak gerekir. Çözüm için ümitlerin tükendiği zamanlarda bile sorunu kamuoyunda canlı tutmak için mücadele eden herkes çözümün yapı taşlarını oluşturdu. Ve binyıl da olsa sürecek diyen omuzu kalabalıklara karşı ‘Başörtümüz onurumuzdur’, ‘Başörtüsü İslami kimliğimizin parçasıdır’ diyenler kazandı.

Bu arada Meclis’e başörtülü vekillere getirilen serbestliği hükümetin siyaset malzeme yaptığını söyleyenler dönüp kendilerine baksınlar. Eğer seçime yaklaşılmamış olsaydı ve daha önemlisi arkasını dayayacağı askeri güçler bulunsaydı acaba CHP’nin tavrı aynı mı olurdu?

Bir CHP’linin dinlemeye takılan konuşmasında söylediği gibi artık darbede de olmayacağına göre seçimle yetinmek zorunda kalan muhalefet, kendi radikal laikçilerini kızdırmak pahasına başörtülü milletvekillerini sineye çekmek zorunda kaldı. Aynı milletvekillerini alın, 1999’daki Merve Kavakçı’nın girdiği Meclis’e koyun bakalım sahne değişecek miydi?  Ne mümkün! Yine de hangi saikle olursa olsun gerilimin yaşanmaması iyi oldu. Ayrıca fiili bir saldırganlık sergilenmedi diye ne CHP’ye ne de uzantılarına minnet etmeye, övgüler düzmeye gerek yok. Onlar kendilerini rezil etmemek ve seçimlerde oy oranlarını düşürmemek için susmak zorunda kaldılar. Bu baskılanmışlığın herhangi bir gezi olayı gibi durumlarda nasıl patlak verdiğini/ verebileceğini unutmamız mümkün değil.

Gelelim bu tarihi günde Meclis’te yapılan konuşmalara. İçerdikleri vurgular açısından pek çok açıdan ele alınabilecek noktalar var elbette. Şahsen benim öncelikle dikkatimi çeken vurgulu biçimde ‘kadınların kıyafetlerine erkekler karışmasın, kadınlar kendi sorunlarını çözer’ gibi yargı ifadelerinin özellikle ‘erkek vekillere sesleniyorum’ gibi ifadelerle sunulmasıydı. Bu vurgulu görüş gazete manşetlerine şu şekilde yansıdı: ‘ Kadınların Günü’ Haber Türk, ‘ Kadınlar Üzerinden Siyaset Artık Bitsin’ Posta, ‘ Kadınlar Ders Verdi’ Radikal, ‘ Kadınların Zaferi’ Star.

Yazının Devamı…

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!