Başmüftünün Fetvasına İhtiyaç Yoktu ki!

neden Avrupa ülkeleri Hassun’un Halep’in imhası ve sivil insanların katledilmesine yönelik çağrısı karşısında bir şey yapmadılar hatta bir kınamada dahi bulunmadılar?

HAKSÖZ-HABER

Dr. Avad el Süleyman, Beşşar Esed'in müftüsü Ahmed Hassun'un, Suriyeli muhaliflerin tümüyle öldürülmesi yönünde fetva vermesini değerlendirdi. 19 Nisan tarihinde zamanalwsl.net'te yayınlanan yazıyı sitemiz için Ahmet Hışıroğlu kardeşimiz çevirdi.

***

Suriyelilerin Katledilmesi İçin Başmüftünün Fetvasına İhtiyaç Yoktu ki!

Dr. Avad el Süleyman / zamanalwsl.net 

Suriye rejiminin başmüftüsü Ahmed Hassun geçtiğimiz ay, muhalif grupların Katar ve Suudi Arabistan tarafından desteklendiğini iddia ederek genel olarak muhaliflerin elinde tuttuğu bölgelerin tamamının ve bilhassa Halep’in tümüyle yok edilmesi gerektiğine dair bir fetva verdi. Ayrıca müftü, bunları Suriye halkı adına talep ettiğini de belirtti.

Müftü Hassun, bir an önce müdafaa durumundan taarruza geçilmesini ve muhaliflerin elinde bulunan her mahallenin silahlarla yok edilmesi gerektiğini söyledi.

Ahmed Hassun, İslam’ı ve Müslümanları koruma iddiasıyla sivillerin öldürülmesi için dinî bir kılıf oluşturmaya yönelik çaba içerisinde. Suriye rejiminin Halep’i -özellikle de özgürleştirilmesi halinde-yerle bir etmek için bir müftüye ihtiyaç duymadığı ise bariz bir gerçek.

Hassun, Ocak 2008 tarihinde Avrupa Parlamentosunda yaptığı konuşmada, kültürler arası diyalogdan bahsettikten sonra katılımcıları İsraillilerin ve Yahudilerin kullandıkları ifade ile “Şalom” diyerek selamlamış, ayrıca İsrailli çocukların öldürülmesini kınamıştı. Burada yaptığı konuşmada İsrail ile Filistinliler arasında en kısa sürede bir barışın temin edilmesi gerektiğini söylemiş ve dinin insanları öldürmek için haklı bir gerekçe olarak gösterilemeyeceğinden bahsetmişti.

Zaman el-Vasl, o dönemde Ahmed Hassun’un sözlerine dikkat çekmiş ve niyetinin ve sözlerinin şeytani bir mahiyet taşıdığını ifade etmişti.

Hassun’un konuşmasını tahlil etmek için sitesine baktığımızda Avrupa Parlamentosunda yaptığı konuşma ile siteye konulan versiyonun farklılık arz ettiğini ve bilhassa da İsrail’le ilgili olarak kendisini ve Suriye devlet başkanını sıkıntıya sokacak sözlerin değiştirildiğini gördük. “İsrailliler” ifadesi kaldırılmış ve yerine “Filistinli olmayanlar” ifadesi konulmuş. Yine Şalom kelimesi metinden çıkarılmış. Ve ayrıca “barış ülkesi İsrail ve Filistin” ifadesinden de İsrail kelimesi düşürülmüş.

Zaman el-Vasl, Ahmed Hassun’un konuşmasını tahlil etti ve bu iki konuşmayı karşılaştırmak suretiyle ikiyüzlülüğü ortaya koydu.

Ahmed Hassun, Suriye rejiminin emrinde ve Sünni bir müftü olmasına rağmen Şia’ya hizmet ediyor. Şiiliğin Suriye topraklarında yayılmasına çalışmakta. Halifelerin Ehli Beyt’e zulmettiği ve Sünni ulema ve din adamlarının buı gerçeği gizlediği fikrini kabul ediyor.

Halep halkına göre zaten Hassun uzun zaman önce “Şii” olmuştu. Hassun gibi sinsi bir insanın Esed ve Şebbihalarını desteklemesi kendisinden beklenmeyen bir şey olarak görülmüyor. Kasım 2014’te Nubbul ve Zehra’da bulunan Şebbihalara yönelik mesajında onları “İslam’ın ve Müslümanların onuru” olarak nitelendirmiş ve Nubbul ve Zehra’yı savunmanın Kudüs’ü savunmakla eşdeğer olduğunu beyan etmişti.

Burada terörizme karşı olduğu iddia edilen uygar dünyaya şu iki soruyu sormak lazım: Hassun Avrupa’ya intihar bombacıları gönderme tehdidinde bulunduğunda Avrupa ülkeleri neden ağızlarını bile açmadılar. Ve ikinci olarak, neden Avrupa ülkeleri Hassun’un Halep’in imhası ve sivil insanların katledilmesine yönelik çağrısı karşısında bir şey yapmadılar hatta bir kınamada dahi bulunmadılar?

Oysa tüm dünya muhaliflerin Halep’te elinde tuttuğu bölgeler Suriye rejimi ordusunun sürekli hava saldırılarıyla karşı karşıya olduğunu görüyor. Nitekim BM Komisyonunun Suriye ile ilgili raporunda da yoğun bir şekilde varil bombası kullanılarak Halep şehrinin hükümet uçakları tarafından bombalandığının ve yine bu bombaların şehrin üstüne helikopterlerden herhangi bir hedef gözetmeksizin, rastgele atıldığı da kaydedilmekte. 

----------

Çeviri: Ahmet Hışıroğlu / Haksöz-Haber

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!