10 yıllık şoförlük hayatımda ilk kazamı yaptım. Sonuçları açısından çok sinir bozucu, üzücü bir kaza. Trafiğin normal seyrinde bir araç sizinkine çarpar veya sizinki başkasının aracına çarpar; bunlar trafikte normalleşmiş hallerden… Sizin direksiyon hakimiyetini kaybedip bir yere çarpmanız da olası. Ama benimki bunlardan hiçbiri değil…
İki insana çarptım ve sonra yaklaşık 100 metre arabayı duvara sürte sürte ön ve sağ kaportayı çökerttim. Allah’tan, çarptığım insanlar benim yüzümden ölmedi. Sakat kalma durumları da yok şükür. İkisinin de sağ bacağında kırık var ve ameliyat oldular.
Sabah namazını müteakip özel aracımla Kocaeli Üniversitesi Ummuttepe Kampüsünden ikamet ettiğim Körfez istikametine dönerken yaklaşık 40 km’yi geride bıraktım. Ana yoldan çıkıp yan yola girdim. Eve varmama 2 km kalmamışken kaza yaptım. En kötüsü, girdiğim kasisten sonrasını kaza anına ilişkin hiçbir şeyi hatırlamıyor olmak. Araç, kasisi çıktıktan sonra 1. viteste en düşük hızda ilerlerken ben kriz mi geçirmişim, bayılmış mıyım, uyumuş muyum bilemiyorum… Önce iki amcaya çarpmışım, sonra kaldırım olmayan yolda benzinlik duvarına sürte sürte 100 metre kadar ilerlemişim. Araçtan çıkan sesler sonucunda kendime geldiğimde karşıdan iki genç bana doğru koşuyordu. O anda kaza yapanın ben olduğunu anladım. Bende bişey var zannettim ama gençler arkaya doğru koşarken ben de araçtan inip aynı yere doğru koştum. Bir de ne göreyim; yerde kıvranan iki amca. Bunu ben mi yaptım diye çığlık attığımı hatırlıyorum. Ben yapmışım. Hayatımın galiba en büyük şokunu orada yaşadım. Amcalar sabah namazından sonra yürüyüş yapıyorlarmış. Aracı üzerlerine sürdüğümü fark etmişler ama beni kendilerine şaka yapan bir tanıdık zan etmişler ve bu nedenle kaçmaya fırsat kalmadan duvarla aracın arasında sıkışmışlar. Allah’tan ki araç yandan sürtüp ilerlemiş. Yoksa direk araçla duvar arasında sıkışsalar ne onların ölmekten ne de benim ömür boyunca boynuma dolanacak vicdan azabından kurtuluşum olmayacaktı. Her iki amcanın da sağ ayaklarında yer yer et sıyrılmaları ve kanama vardı. Çevredekilerin de yardımıyla polisi aradık ve ambülans çağırdık. 10 dakika kadar başlarında durup ayık tutmaya çalıştık amcaları. Daha sonra amcaları Sopalı hastanesine gönderdik. Müteakiben ben de emniyete gidip ifade verdim. Bedenim emniyette ama aklım gün boyunca amcalardaydı...
Daha sonra çok istememe rağmen amcaların yanına gitmeme izin vermedi büyükler. Kıymetli kayınpederim ve kayınbiraderim kazazede amcalarla sağ olsunlar yakından ilgileniyorlar. Amcaların ikisi de bizim komşu mahalledenmiş. Kayınpederle tanışıyorlarmış. Hatta birinin oğlunun nikahını kayınpeder kıymış. İkisinin de sağ bacağında kırık varmış ve ameliyat oldular. Amcaların biri ise doku zedelenmesinden ötürü tedavi görüyormuş ve onun kırığı daha kötüymüş ama sakat kalma ihtimali yokmuş. Diz kapağı zarar görmüş ve ileride kendisine bir operasyon daha yapılacakmış.
İnsanın başkasının ahını alması, vebalini yüklenmesi çok kötü bişey. Bu amcaların acı çekmesine sebep olduğum için kendimi af edemiyorum. Hoş, onlar büyüklük gösterip şikayetçi olmamışlar ama bu durum sadece yaşadığım derin vicdan azabına mahcubiyet ekleyerek psikolojimi daha da bozmanın ötesine gitmiyor. Kayınpeder yakından ilgileniyor ama galiba bu amcaları sık sık ziyaret etme aşamasına gelirsem o vakit belki biraz daha toparlayabilirim. Aynı gün önüme atlayan 3 köpeğe çarpmamak için az kalsın arabayı devirecektim. Arabayı devirseydim de bu amcaların acı çekmesine sebep olmasaydım!
Herkes kaza diye teselli etmeye çalışıyor ama her kazanın muhakkak en az bir ihmalin sonucu olduğunu hepimiz biliyoruz. O sabah toplam 200 metrelik olay mahallinde direksiyon başında bir kriz mi geçirmiştim, bayılmış mıydım, derin bir uykuya mı dalmıştım bilmiyorum… Kendime itiraf etmem gereken gerçek şu ki uykum vardı ve bunu bile bile yol aldım. Çünkü herkes gibi benim de bir telaşım, yetişmem gereken işler vardı. Ama sonuç ortada. Uykusuzluğu yenebileceğimi düşündüm ama uyku (şayet bir kriz ya da baygınlık geçirmemişsem) yenilemeyeceğini acı bir şekilde gösterdi. Vicdan azabı olarak amcaların çektiği acılar ve öğüt olarak bana bu kaza yeter!
Siz siz olun kazalarda ihmali olan taraf olmamaya, hatta mümkünse hiç kaza yapmamaya çalışın!