Başıboş sokak köpeklerine karşı hukuki düzenleme şart!

Cüneyd Altıparmak, hukuki çerçeveden hareketle başıboş köpek sorununda muhatapların belirsizliğini ve çokluğunu eleştiriyor.

Cüneyd Altıparmak / Düşünce Günlüğü

Başıboş köpek sorunu

Ülkemizin son dönemlerdeki bir gündemi de hayvan saldırıları ve sonucunda doğan yaralanmalar, ölümler ve travmalar. Bir iç güvenlik meselesine dönüştü desek yeridir. Sayıları 10 milyonu aştığı düşünülen, barınma ve yeme ihtiyaçlarını karşılayamadıkları, gördükleri bazı muameleler nedeniyle şehir koşullarında saldırganlaşan “sokak hayvanlarının” oluşturduğu tehdit, üzerinde daha ciddi düşünülmeyi gerektiriyor.

Bir de sahibi tarafından terk edilen veya insanlara saldırtılan hayvanlar var. Hayvanları Koruma Kanunu’nun 3. maddesindeki iki tanım önemli: Sahipsiz hayvan ve kontrollü hayvanlar. Sahipsiz hayvan, “herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanlar” olarak tanımlanıyor. Kontrollü hayvan bir kişi, kuruluş, kurum ya da tüzel kişilik tarafından sahiplenilen, bakımı, aşıları, periyodik sağlık kontrolleri yapılan işaretlenmiş kayıt altındaki evcil hayvanlar olarak tarif edilmekte…

YETKİ KİMDE?

Bu konuda hem Belediye hem de hayvan koruma mevzuatı açısından yetki belediye ve valiliklerdedir. Nitekim Danıştay 8. Dairesi bir kararında, “Olayda, ilgili mevzuat gereği sahipsiz hayvanların kontrolünü takip etmek, sahipsiz hayvanlarla ilgili sorunların tespiti ve bu sorunların çözümlerini karara bağlama konusunda görevli ve yetkili bulunan Valiliğin ve sahipsiz hayvanlara barınak yapmak, yaptırmak ve işletmek, işlettirmek görev ve sorumluluğu bulunan Belediye Başkanlığının da hasım mevkiine alınması gerekmektedir” diyerek bu konuda belirtilen idarelerin yetkili ve görevli olduklarını hükme bağlamış durumda.

Burada iki tür başıboş hayvan var. Birincisi sokak hayvanları iken, ikincisi sahiplenilmiş fakat sokağa salınmış veya kontrolü terk edilmiş hayvanlar. Hayvanların başıboş veya sahipli olması verdikleri zarardan kimin sorumlu olacağını tespit etmek de önemli!

SORUMLU KİM?

Sahipsiz hayvanların bakımı ve gözetiminden yerel yönetimler yani belediyeler sorumlu. (Any. m.125, BŞB Kanunu m.7, Hayvan Koruma Kanunu m.6 İlgili Yönetmelik m.7) Danıştay, bir başka kararında sahipsiz bir köpeğin vatandaşa vermiş olduğu zararı, belediyenin köpek üzerindeki denetim yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemiş olduğu gerekçesiyle idarenin hizmet kusuru saymış ve ilgili belediyenin kamu hizmetinin işleyişindeki yetersizlik, aksaklık ve düzensizliğinin hizmet kusuru oluşturduğu gerekçesiyle tazminat sorumluluğu bulunduğuna karar vermiştir. Bu nedenle sahipsiz bir köpeğin saldırısına uğrayan mağdur kişi idari hizmetin hiç işlememesi, geç işlemesi ya da kötü işlemesi şeklindeki hizmet kusuru hallerine dayanarak idareye karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilecektir.

YASAK TÜRLER

Amerikan Pitbull Terrier, Dogo Argentino, Fila Brasilerio, Japanese Tosa, American Staffordshire Terrier ve American Bully yasal düzenlemeyle “tehlikeli ırk” kapsamına alınmıştır. Bu hayvanları üretmek, sahiplenmek, sahiplendirmek, barındırmak, beslemek, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunların ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak yasaklanmıştır.

Bu yasaktan önce sahiplenenlerin maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde hayvanlarını kısırlaştırmak ve buna dair belgeyi bakanlığa sunma yükümlülüğü vardır. Bu türleri kurallara aykırı besleyenlere ceza verilir ve hayvanlara el konulur. Gerek bu veya diğer türleri sahiplenip, sonra sokağa bırakan birisi varsa o da tazminat hukuk açısından sorumlu olacaktır. Hayvana dikkat, özen ve gözetim görevini üzerine alan ve ondan sürekli şekilde faydalanan kişi, hayvanı bulunduran sıfatıyla bu hayvanın sebebiyet vermiş olduğu zararları ödeme yükümlülüğü altındadır. Ayrıca bu kimseler için TCK m. 177’de “hayvanın tehlike yaratacak şekilde serbest bırakılması” maddesi de düzenlenmiştir. Buna göre, gözetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol altına alınmasında ihmal gösteren kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir.

ÇÖZÜMÜ VAR MI?

Bir kimsenin, sahipsiz bir hayvan tarafından zarar görmesi halinde kişi, idareye karşı tam yargı davası açacaktır. Bunun için önce idareye başvuru yapması gerekir. Ardından ret edilir veya otuz gün içinde cevap verilmez ise 60 gün içinde dava açılmalıdır. Bu zarar sahipli hayvan tarafından yerine getirilmiş ise sahibine doğrudan Asliye Hukuk Mahkemesinde zararların tazmini için dava açabilir. Ancak hayvan sahibi -örneğin- köpeği size saldırtmış ve siz yaralanmış iseniz, köpek hukuki anlamda bir “silah” olarak kabul edilir. Bu halde köpeğin sahibi yaralama suçundan ceza alır. Ve ayrıca tazminat ödemek durumundadır.

Tüm bunlar sorunla karşılaşınca neler yapabileceğimize dair. Sorunu çözmek için de birtakım yeni düzenlemelere ihtiyaç var. World Animal Protection’a göre İngiltere, Avusturya, Hollanda, İsviçre, İtalya, Danimarka ve İsveç’te sokak hayvanı sorunu yok denecek kadar az. Bunun sebebi ise sürece yayılmış bir mücadele konsepti. Hayvanların barınaklara yerleştirilmesi, kayıt altına alınması ve özellikle ihbarların etkin biçimde değerlendirilerek koruma altına alma işlemlerinin hızlanması. Bunu yerel yönetimlere bırakmak ve bir süreliğine ciddi bir bütçe ayırdıktan sonra kısırlaştırma ile bir süre sonra kontrol altına almak. Bunun için de daha net yetki ve düzenlemelere ihtiyaç var. Yetki karmaşasını kaldırıp muhatabı tekleştirmek gerekiyor.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!