Başbuğ, Georg’lu gazeteye konuştu!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Biz son aktüel gelişmeler hakkında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin internet sitesine, 20 dakikada bir ziyarette bulunup, açıklamaları takip etmeye çalışıyoruz!

Genelkurmay Başkanlığı da sağolsun, açıklamalarını internet sitesinde yayınlıyor. Hatta önceki gün, 24 saatte iki açıklama birden yaptı..

Yaptı da, bizim dünkü yazımıza konu olan, “Darbe belgesinin altında imzası olan albayın ifadesi niye alınmıyor?” sorusunun cevabını, internet sitesinde yayınlama yerine, birinci yetkilinin ağzından, gitti Hürriyet gazetesine demeç vererek duyurdu...

Neyse ki, dünkü yazımda parantez içinde de olsa, “belki de ifadesi alınmıştır ama, açıklanmıyordur” ihtirazi kaydımı düşmüştüm.. Tahminimde yanılmamışım. İfade alınmış, ama kamuoyuna açıklanmıyormuş! Ne hikmetse, Hürriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni’ne bu bilgi verilmiş!

Merak ettim, “Hürriyet gazetesinin bir özelliği mi var acaba” diye, İTO kayıtlarına müracaat ettim.

İTO kayıtlarını açar açmaz, sayfanın en tepesinde, bu gazetenin sahibi olduğu şirket hakkında önemli bir ikaz var!

İkazda deniliyor ki; “Firmanın dosyasında TAKYiDAT bulunmaktadır. Detaylı bilgi için Ticaret Sicili ve Tescil Şubesi’ne müracaat edilmesi rica olunur!”

Hayret etmemek elde değil!

Gazete sahibi olan şirketler içinde, “takyidat”ı olan şirket sayısı 3’ü 5’i geçmez!

Onlardan birisi de, meğer Hürriyet imiş!

Ve Genelkurmay Başkanı’nın, internet sitesinden değil de, özel demeç vererek duyurmayı tercih ettiği önemli bilginin aktarıldığı gazete de, kayıtlarına “takyidat” konulan şirketin gazetesi imiş!

Takyidat.. Takyidat..

Nedir bu takyidat?

Kelime Arapça’dan geliyor.

Türkçe’de sıklıkla kullandığımız “kayıt” kelimesini bilirsiniz. İşte takyidat da, bu “kayıt” kelimesinden geliyor.

Kayıt kelimesinin de birkaç mânâsı var ama, buradaki anlamı; “Hareketlerini sınırlandırma, tahdit” şeklinde..

Takyidat da; “kayıtlamalar, kayıt ve şarta bağlamalar” anlamında..

Kısacası, sınırlandırılmış bir şirket var karşımızda..

Olsun.. Darbe belgesinin soruşturulmasında açıklamalarını merakla beklediğimiz Genelkurmay Başkanı, takyidatı olmayan o kadar şirket gazetesi var iken, gidiyor, “takyidatlı” şirketin gazetesine demeç veriyor!

“Detaylı bilgi için Ticaret Sicili ve tescil şubesine müracaat edin” deniliyordu ya; belki bilmediğimiz başka şeyler de vardır diye onu da yapacaktım ama, mesai saati dolmuştu.. Biraz hafızamı yoklayınca, “hatırladım” dedim kendi kendime.. “Takyidat”ın sebebini hatırladım.. Büyük patronun 823 milyon TL’lik vergi borcu için, Hürriyet gazetesi teminat gösterilmişti ya.. Onun için olmalı bu takyidat!

Off sayın Başbuğ, off!.. Niçin şu açıklamanızı kendinize ait internet sitesinde yapmak yerine, kalkıp 1 katrilyon vergi borcundan dolayı takyidatlı şirketin gazetesinde yaptınız?

Niçin yani!?

Hani sağlık olsun deyip geçeceğim de, İTO’nun internet sitesine girmiş iken, merak ettim, şu gazetenin sahibi şirketin yöneticilerine de bir bakayım dedim..

Aman bakmaz olaydım..

Meğer yöneticiler arasında ilginç bir isim de varmış!

Genelkurmay Başkanı’nın tam da tercihini haklı (!) çıkartacak bir isim!

Kimmiş o isim?

Kai Georg Diekmann!

Hani ülkenin en milli kuruluşunun bir numarası, kurum adına açıklama yapıyor ya!

Açıklama yaptığı şirketi de, “A’sından Z’sine milli bir kuruluş olmasını tercih etmesi doğaldır” diyecekken, Georg’un ismini görünce, kaynar sular başımdan aşağı akıverdi!

Kai Georg Diekmann, meğerse Hürriyet gazetesinin sahibi şirketin yönetim kurulunda imiş!

Şimdi anladım; Hürriyet gazetesindeki toplumun değerlerine aykırı yayınların arkasında yatan sebebi..

Meğer şirketin yönetim kurulunda bir de Georg varmış!

Georg da olunca, tabiî ki başörtülülerin aleyhine, homoseksüellerin lehine haberler yapacaklar!

Başka ne yapsınlar ki?

Peki İlker Başbuğ niye Hürriyet’i tercih etti?

Onu da kendisine soralım.Belki cevaplandırır..

VAKİT