Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Osman Can’ın açıklamaları, bazı kesimlerde garip karşılandı..
Oysa; benzer yorumlar, zaman zaman Vakit gazetesinde değişik yazarlarımız tarafından dile getirilmişti.
Son açıklamanın dikkat çekmesinin sebebi; Osman Can’ın, aynı zamanda Anayasa Mahkemesi Raportörü görevinde bulunmasından kaynaklanıyor olmalı..
Peki Sayın Osman Can haklı mı?
Uzatmadan direkt söyleyelim: Yerden göğe kadar haklı!
Bir mahkeme, Anayasa’yı rafa kaldırıyorsa..
Anayasa’nın 148. maddesindeki “Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır” açık hükmüne rağmen, sınır içinde kalmayıp, tam zıttı karar alabiliyorsa..
Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkındaki Kanun’un 21. maddesindeki “Anayasa Mahkemesi’nin şekil bakımından denetimi kanunlarda son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususlarıyla sınırlıdır” emrinin aksine, sınırı aşıp başka yönleri de incelemeye alıyorsa..
Alabiliyorsa..
Anayasa Mahkemesi’nde yanlış yapma hak ve yetkisi var ise...
Başbakanlık tarafından da bu yanlışın tespit edilip, kararın Resmi Gazete’de yayınlanma yerine, “iadesi” yönünde işlem yapma hak ve yetkisi var demektir..
Evet, Anayasa değişikliğinden yana olan insanlar bile, böyle bir ihtimalin uçuk bir öneri olduğunu söylüyorlar ama..
Hiç de öyle değil.. Aslında bunda fazla şaşılacak bir durum da yok..
İdare Hukuku konusunda tecrübeli bir avukat olan Yaşar Baş ile dün bu konuyu istişare ediyorduk..
“Bu konu niye böyle abartılıyor ki? Başbakanlık her gün birçok idari işleme imza atıyor. Diğer idari birimler, yüzlerce, binlerce idari işlem ihdas ediyorlar.. Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar, Resmi Gazete’de yayınlanmak üzere Başbakanlığa gönderildiğinde, Başbakanlığın bir idari işlem tesis etmesi gerekir.. Bu işlem, Resmi Gazete’ye gönderme kararı da olabilir, Anayasa Mahkemesi’ne iade kararı da.. Her ikisi de, klasik bir idari işlemdir. İdari işlemler olumlu olabilir. Olumsuz olabilir. İdari işlemlere karşı ilgililerin, idare mahkemesinde dava açma hakları tabii ki vardır. Ama Başbakanlığın idari işlem tesis ederken, olumlu veya olumsuz karar alma hakkı sınırlanamaz. Başbakanlık robot değildir” dedi..
Gerçekten de, olayı uzatıp büyütmeye gerek yok..
Başbakanlık her gün değişik konularda kararlar alıyor.
Bu kararlardan menfaati haleldar olanlar, idare mahkemesine gidip, iptal davası açıyorlar.
Haklı çıkan oluyor, haksız çıkan oluyor.
Madem ki Anayasa Mahkemesi’nin kararı, direkt Resmi Gazete’ye gönderilemiyor..
Başbakanlığa gönderiliyor. Başbakanlığın aracılığı ile Resmi Gazete’ye gönderilmesi gerekiyor.
O takdirde, Başbakanlık tarafından, mahkeme kararının Resmi Gazete’ye gönderilmeme ihtimali de var demektir..
Bu ihtimal gerçekleştiğinde de, Anayasa Mahkemesi’nin veya davacı konumundaki 111 milletvekilinin, idare mahkemesinde dava açma hakkı vardır..
Başbakanlık, kararı Resmi Gazete’ye göndermez. Anayasa Mahkemesi’ne iade edip, “Bu kararda bir maddi hata olmalı. Anayasa sınırı çizmiş. Kanun aynı sınırı tekrarlamış. Bu kararda ise o sınır aşılmış. Tekrar incelenmesi gerekir” derse..
Bu iade kararını yanlış bulanlar da, idare mahkemesine gidip, kararın iptalini isteyebilirler..
Eğer idare mahkemesi, iptal kararı verip, Anayasa Mahkemesi’nin kararının Resmi Gazete’de yayınlanmayıp “iadesi işleminin iptaline” der ise..
Ve bu karar kesinleşirse... İşte o zaman yapılacak bir şey kalmaz..
Başbakanlık, mecburen kararı Resmi Gazete’ye gönderir.
Dolayısı ile, kimse Anayasa Mahkemesi kararının, gelir gelmez Resmi Gazete’de yayınlanması gerektiği, bunun aksinin düşünülemeyeceğini iddia etmesin..
Başbakanlık kimsenin emir kulu değil.. Yanlış karar verirse, mahkeme orada.
Gider, iptal ettirirsiniz..
Ama ya iptal edilmezse?.. Veya referandum yapılana kadar iptal edilemezse?
O zaman da, yeni Anayasa ile yola devam ederiz!
VAKİT