"Başbakan Erdoğan'ın İstifası Söz Konusu Değil"

Başbakan Yardımcısı İşler, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığı nedeniyle görevinden istifa etmesinin söz konusu olmadığını bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığı nedeniyle görevinden istifa etmesinin söz konusu olmadığını bildirdi. 

İşler, Ukrayna'da ayrılıkçılar tarafından kaçırılmasından 32 gün sonra serbest bırakılan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) personeli Memet Kılıç'ı makamında kabul etti.

Başbakanlık Merkez Bina'daki kabulde Kılıç, alıkonulduğu süre içinde en çok ailesini düşündüğünü belirterek, bu süreçte ailesinin yanında olan ve kurtarılması için yoğun çaba sarf eden Emrullah İşlerile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kudret Bülbül'e teşekkürlerini sundu.  

Kendisiyle beraber kaçırılan 3 gözlemciyle kurtuluşlarıyla ilgili bir durum değerlendirmesi yaptıklarını da anlatan Kılıç, "Onlar bir Türk ile orada bulunmanın bir şans olduğunu söylediler çünkü diğer ülkeler o bölgede çok ciddi nüfuzu olan ülkeler değil. Türkiye'nin bir şekilde personelini oradan çıkaracağını söylediler ve inşallah biz de seninle çıkarız dediler" ifadesini kullandı.

İşler de Kılıç'ın kurtuluşu için bütün kurumların seferber edildiğini ve ramazan öncesinde sevinçli haberin alındığını dile getirdi.

Yurt dışında bulunan bütün vatandaşların birebir takipçisi olduklarını vurgulayan İşler "Özellikle böyle durumlarda her türlü tedbiri alıyoruz, girişimde bulunuyoruz. Vatandaşlarımızın burnu kanamasın, kılına zarar gelmesin diye elimizden gelen gayreti gösteriyoruz ve çok şükür netice de alıyoruz" diye konuştu. 

"Halkın seçeceği ilk cumhurbaşkanı olmak en çok ona yakışır"

İşler, kabulün ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığının açıklanmasının ardından yaptığı konuşmada "Bizim için cumhurbaşkanlığı makamına çıktığımız zaman orası bir dinlenme makamı asla olamaz, olmayacaktır" ifadesini kullandığı hatırlatılarak yöneltilen "Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda farklı bir cumhurbaşkanı mı görmüş olacağı" sorusu üzerine İşler, şöyle konuştu: 

"Halkın doğrudan seçeceği cumhurbaşkanı elbette ki daha farklı bir konumda olacak Çankaya Köşkü'nde. Sayın Başbakanımızın da dün anlatmaya çalıştığı odur ama bu şu demek değil; Tabii ki Sayın Başbakanımız öncelikle Anayasa'da kendisine verilen yetkileri kullanacak. Zaten mevcut Anayasa'da, 1982 Anayasası'nda cumhurbaşkanının yetkilerinin oldukça geniş olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir de Başbakanımızın şöyle bir özelliği var. Başbakanımız bulunduğu makamlardan güç alan değil bulunduğu makamlara ya da geldiği makama güç katan, önem atfeden bir lider. Dolayısıyla belediye başkanlığında da başbakanlığında da farklı bir başbakan olmuştur. İnşallah şimdi de cumhurbaşkanlığına geldiği zaman da farklı bir cumhurbaşkanı olacak. Dünkü konuşmasında zaten nasıl bir cumhurbaşkanı olacağının satır aralarında mesajlarını verdi. Ben yeni dönemin hayırlı olacağını düşünüyorum. Yeni Türkiye'nin mimarı olarak halkın seçeceği ilk cumhurbaşkanı olmak en çok ona yakışır ve öyle olmasını temenni ediyorum."

AK Parti'ye yakışır şekilde adaylarını açıkladıklarını kaydeden İşler, MHP ve CHP'nin cumhurbaşkanlığı için çatı adayını açıklayışıyla AK Parti'nin adayını açıklayışı arasında önemli fark bulunduğuna dikkat çekti. 

İşler, yeni bir Türkiye inşa ettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Yeni Türkiye'yi inşa eden ve inşa faaliyetinin mimarı olan Sayın Başbakanımız cumhurbaşkanlığı adayı olarak açıklandı. Yeni Türkiye'ye yakışır bir şekilde görkemli bir törenle, çok anlamlı duygulu ifadelerin geçtiği bir törenle açıklanmış oldu. AK Parti üzerinde 17-25 Aralık operasyonlarından sonra birtakım oyunlar oynandı, mühendislik faaliyetleri yapıldı. Çok şükür AK Parti'nin bütün mevcut milletvekillerinin yani 311 milletvekilinin imzasıyla Sayın Başbakanımızın cumhurbaşkanı adayı gösterilmesini öncelikle AK Parti'nin birlik ve beraberliğini göstermesi açısından son derece önemli ve manidar buluyorum."

Yurt dışında yaşayan vatandaşların oy kullanması

Cumhurbaşkanı seçimi için farklı partilerden üç adayın yarışacağına işaret eden İşler, "Biz adayımızın, Sayın Başbakanımızın inşallah ilk turda yüzde 50'nin üzerinde bir rakamla cumhurbaşkanı olacağını düşünüyoruz. Dün yaptığı konuşma ve verdiği cevaplar kalite ve farkı da ayan beyan ortaya koymuş durumda" diye konuştu.  

İşler, yurt dışında yaşayan vatandaşların da doğrudan bu seçimde bulundukları yerden oy kullanacağını anımsattı. 2-9 Temmuz tarihlerinde yurt dışındaki vatandaşların seçmen kütüklerine kayıtlı olup olmadıklarını kontrol edebileceklerini bir yanlışlık varsa düzeltilebileceğini belirtti. 

Seçimin yurt dışında da iki turlu olacağını ifade eden İşler, şunları söyledi:

"Yurt içinde 10 Ağustos'ta yapılacak seçimden önce 31 Temmuz-3 Ağustos arasında ülkedeki Türk vatandaşlarının sayısına göre oy kullanılacak. Bazı ülkelerde 1 bazılarında 2 bazılarında ise 4 gün oy kullanılacak. Örneğin Almanya gibi Türk vatandaşlarının nüfusunun çok olduğu ülkelerde 4 gün boyunca vatandaşlarımız oy kullanabilecek. Bir yığılma olmasın diye randevu sistemi var. Vatandaşlarımız Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) internet sitesinden randevu talep edebilirler. Bu randevuları almalarını tavsiye ediyoruz. Eğer kendileri randevu almazlarsa o zaman da sistem onlara otomatik olarak bir gün verecek. Almanya'da 1 milyon 300 binden fazla vatandaşımız olduğunu da hatırlatmakta yarar görüyorum. Dolayısıyla bunu dört güne yaydık. 3 Ağustos'ta sandıklar kapandıktan sonra kurye denetiminde önce büyükelçiliklerde sandıklar güvenli bir yere alınacak ve daha sonra da yine kurye denetimde Türkiye'ye getirilecek ve 10 Ağustos'ta sandıklar kapatıldıktan sonra da yurt dışından getirilen oylar sayılacak."

"Başbakanlıktan istifa etmesi söz konusu değil"

İşler, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olamayacağı" yönündeki açıklamasıyla ilgili soruya ise herhangi bir sıkıntı bulunmadığı yanıtını verdi.

Halkın seçeceği ilk cumhurbaşkanı olmanın, Başbakan Erdoğan'a yakışacağını 10 Ağustos'ta Kılıçdaroğlu'nun da göreceğini vurgulayan İşler, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olması nedeniyle Başbakanlık'tan istifa etmesinin söz konusu olmadığını ifade etti.

İşler, 30 Mart yerel seçim sonuçlarının aslında cumhurbaşkanlığının da işaret fişeği durumunda olduğunu sözlerine ekledi. 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da "Sayın Başbakanımızın bu yasal mevzuat çerçevesinde eğer milletimiz teveccüh eder kendisini seçerse, 28 Ağustos gününe kadar, yani cumhurbaşkanı görevini devralacağı güne kadar partimizin genel başkanı ve başbakan olarak devam etmesinde hiç bir yasal sakınca yoktur" dedi.

Kurtulmuş, AK Parti Genel Merkezine gelişinde, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, muhalefetin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, cumhurbaşkanı adayı olması nedeniyle, Başbakanlık görevinden istifa etmesi gerektiği yönünde görüş öne sürdüğünü hatırlatarak, bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine, Kurtulmuş,  "Türkiye'deki yasal mevzuat ortadadır. Sayın Başbakanımızın bu yasal mevzuat çerçevesinde eğer milletimiz teveccüh eder kendisini seçerse, 28 Ağustos gününe kadar, yani cumhurbaşkanı görevini devralacağı güne kadar partimizin genel başkanı ve başbakan olarak devam etmesinde hiç bir yasal sakınca yoktur" şeklinde konuştu.

Muhalefetin bu yöndeki eleştirilerinin normal olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Muhalefet böyle şeyler yapar, normaldir. Muhalefete şunu tavsiye ederim; bunlarla uğraşacağına önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerine yoğunlaşsınlar. Kendileri açısından daha iyi olur" diye konuştu.

Kurtulmuş, başka bir gazetecinin, "Yüksek Seçim Kurulu, bu yönde karar alırsa alternatif plan söz konusu mu" sorusunu da "Yüksek Seçim Kurulu'nun bu yönde karar almasını gerektirecek elinde yasal bir dayanağının olması lazım. Böyle bir yasal dayanak yok. YSK'nın bu yönde karar alacağını zannetmiyorum" şeklinde yanıtladı.

"(AK Parti ne olacak) diye konuşmak millet iradesine saygısızlık"

Bir gazetecinin, "AK Parti'nin geleceğine ilişkin farklı senaryolar konuşuluyor. O senaryoların birinde sizin de isminiz geçiyor" şeklindeki sözleri üzerine, Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar, 'AK Parti ne olacak' diye konuşmak gerçekten milletin iradesine en azından saygısızlıktır. Çünkü 30 Mart'ta milletimiz çok açık bir şekilde hem yerel yönetimlerdeki seçim sonuçlarını belirlemiştir hem de Sayın Başbakanımıza, 'eğer istiyorsan cumhurbaşkanı adayı olabilirsin' mesajını vermiştir. Önce cumhurbaşkanlığı seçim sürecini tamamlayacağız. Hepimiz canla başla çalışarak, inşallah birinci turda en yüksek oyu almaya gayret edeceğiz. Ondan sonra da siyaset kendi mecrası içerisinde akar ve ondan sonra oturulur, karar alınır ve yoluna devam edilir. AK Parti, kişiler üzerinden hesap yapılan bir yer değildir, büyük bir dava partisi, bir büyük medeniyet inşası üzerine odaklanmış siyasi harekettir. Dolayısıyla bu çerçevede hepimiz üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğiz."

Gümrük ve Ticaret Bakanı Yazıcı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Merkezi önünde, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bakan Yazıcı, Erdoğan'ın, cumhurbaşkanı adaylığı nedeniyle görevinden istifa etmesi gerektiği yönünde muhalefetin çağrısına ilişkin soru üzerine, "Muhalefet herhalde biraz yönünü şaşırmış" ifadesini kullandı.

Muhalefet partilerinin, cumhurbaşkanı seçiminde olabilecekleri tahmin edebildiğini belirten Yazıcı, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla cumhurbaşkanı seçimine ilişkin akla hayale gelmeyen hukuka uygun düşüp düşmediğine bakmaksızın pozitif hukuku bir yana bırakarak, yani daha çok öznel yaklaşımlarını lisanen dışa vuruyor. Söylediklerinin hiçbir kıymeti harbiyesi söz konusu değil. Yani cumhurbaşkanının nasıl seçileceği adaylığın nasıl olacağı Anayasa'da, yasalarımızda belli. Dolayısıyla bu prosedürler devam edecek."

"AK Parti'yi sevenlerinin bir sorunu değil"

Bakan Yazıcı, bir gazetecinin "AK Parti'nin geleceğine ilişkin bazı senaryolar konuşuluyor. Yalçın Akdoğan, Numan Kurtulmuş isimleri, Başbakanlık için yine Ali Babacan'ın, Davutoğlu'nun, Abdullah Gül'ün ismi geçiyor" sözleri üzerine de "Herhalde bu konu, AK Parti'li, AK Parti'yi sevenlerinin bir sorunu değil. Daha çok karşı duruş gösterenlerin bir kaygıları. O da bizim için çok önemli değil, biz bunları aşarız" şeklinde konuştu.

AK Parti'nin hukukçu kurmaylarının görüşleri

AK Parti'nin hukukçu milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nda, Cumhurbaşkanlığı için adaylığını koyanlar arasında istifa etmeleri gerekli olanların açıkça yazıldığına işaret ederek, "Adayların görevden alması ve göreve dönmesi"ni düzenleyen maddede istifa etmesi gerekenlerin açıkça sayıldığı belirtiliyor.

Maddede,  "Cumhurbaşkanı adayı gösterilen hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, belediye başkanları ve subaylar ile astsubaylar, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar, aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılır. Bu durum, YSK tarafından aday gösterilenin bağlı bulunduğu bakanlığa veya kuruma derhal bildirilir" denildiğine dikkati çeken AK Parti hukukçuları, aksi görüşü ileri sürenlerin "konunun tartışılmasını istediği" görüşünde... 

AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Haluk İpek, konuyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, herhangi bir yere aday olacaklarla ilgili yasalarda düzenleme bulunduğuna işaret ederek, "Bir teşkilat görevlisi, ilçe veya il  başkanı, il yönetim kurulu üyesi, kamu görevlisi veya milletvekili adaylığı sırasında sendika başkanlarının aday olacağı zaman istifa edeceğiyle ilgili hususlar ilgili yasalarımızda açıkça düzenlenmiştir. Bununla ilgili katalog var. Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin kanunda, Başbakan'ın aday olduğunda görevden ayrılacağına ilişkin yasal zorunluluk bulunmuyor. Dolayasıyla aday olan kişinin kendi takdirine bırakılmıştır. Yasal zorunluluk olmadığı için Başbakan'ın istifasını zorunlu kılan bir durum yok" dedi.  

İpek, "istifa etmemesinin etik olmadığı" görüşüne karşı, "Şu anda ülkemizin içinde bulunduğu şartlar, devlette ve Hükümet'te devamlılık, güven ortamı göz önüne alındığında bu tartışmalar yersizdir. Kararı millet verecektir" değerlendirmesinde bulundu. 

"İstifa etmeme yasaya uygun"

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, seçimlerde kimlerin adaylıktan çekileceği, kimlerin aday olduğu zaman bulunduğu konumdan ya da işgal ettiği makamdan istifa edeceğinin ve  nasıl geri döneceğinin, kimlerin istifa etmeyeceğinin yasalarda belli olduğunu söyledi.

Seçim yasalarında bu konuda hükümlerin belli olduğunu belirten Kuzu, "Cumhurbaşkanlığı yasasına konuyu alırken yasalara bakarak oraya aktardık. Şu anki düzenlemede 'şunlar, şunlar' diye saymışız. Yani klasik anlamda devlet memuru, kamuyla ilgili olanlar haliyle istifa eder. 'Hakim ve asker sınıfı da geri dönemez' dedik. 11. maddede bu açık hüküm olarak var. Bu o zaman da tartışıldı, konuşuldu. Bunun dışında kalan baktığınız zaman işte milletvekilleri, bakanlar, başbakan, mevcut cumhurbaşkanı istifa etmemiş  oluyor" dedi.

Şu an istifa etmeme konusunun yasaya uygun olduğunu vurgulayan Kuzu, şöyle devam etti:

"Bunu bilelim. 'İstifa etse de olur etmese de olur' ya da 'yasada bunun dayanağı yok' gibi bir şey yok. Yasa çok açık olarak bunu zaten belirtmiş. Şu an sayın Başbakan yasal bir hakkını kullanıyor. Hem de denetimden geçmiş bir yasal hakkını kullanıyor. Bu manada istifa konusu, söz konusu değil. Ahmet Necdet Sezer cumhurbaşkanı adayı olduğunda Anayasa Mahkemesi Başkanı idi. 'Bugün Başbakan istifa etsin' diyenler, o gün 'ne gerek var kardeşim istifasına' diyorlardı. O da istifa etmeden aday oldu. Seçildikten sonra görevinden ayrıldı. Bu tamamıyla yapay bir tartışma. Kamuoyunda seçimi etkilemeye yönelik 'şartlar eşit değil' şeklinde gibi. Tartışma 'etik değil' gibilerinden gidiyor. Canım 'o da benim takdirim' der, çıkarsın. Etik midir, değil midir? Yasayı bildiklerinden değil bence. Bilseler bunu söylemezler. 11. madde çok açık. Kimler ayrılır, kimler ayrılmaz sayılmış. Sadece ortalığı biraz bulandırma, 'etik değil' gibi birtakım laflar. Bunlar bir  şey bulamayınca 'ne diyelim' diye, bir de seçimi Tayyip Bey'in kazanacağı yönündeki kuvvetli emareler rahatsız etti adamları, bu tip şey söyleyip duruyorlar. Bunun bir karşılığı yok.

"Sanal sorundur"

TBMM Adalet Komisyon Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, Anayasa'da, "Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer" hükmü bulunduğuna işaret ederek, Başbakan Erdoğan'ın aday olması halinde istifasına gerek olmadığı görüşünü belirtti.

İyimaya, "Bu sanal sorundur. Cumhurbaşkanı adaylığı için Başbakan'ın istifa etme zorunluluğu bulunmamaktadır. Böyle bir problem yoktur. Bu problemden çok üretilmiş yapay bir sorundur. Ne anayasa hukukumuzda ne seçim hukukunda karşılığı var" dedi.

AA

Haber Haberleri

Mehmet Görmez’den Riyad’daki festival görüntülerine tepki: İslam'ın değerlerine saldırı
Bağdat'taki rehabilitasyon merkezinde 5 bine yakın uyuşturucu bağımlısı tedavi görüyor
Gazze'de 6 ay bombardıman altında yaşayan Salhiya: Bir ayağımız ahirette, bir ayağımız dünyadaydı
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Özgür Özel hakkındaki "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "iftira" soruşturmasında ''yetkisizlik'' kararı