Davutoğlu, Midyat'ta bir otelde düzenlenen “AK Parti Mardin İl Danışma Meclisi Toplantısı”nda konuştu.
Kamu düzeninin mutlak surette tesis edileceğini vurgulayan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Milletin vicdanı ve hikmetiyle, devletin aklını birleştiren kamu düzenini ihdas etmek konusunda kimse kararlılığımızdan şüphe etmesin. Her ne surette olursa olsun, bir kez daha söylüyorum, bütün çukurlar kapatılacak, barikatlar kaldırılacak, ülkemin her bir ili ve ilçesi, köyü ve mezrası, özgürce insanların dolaştığı, özgürce yaşadığı beldeler hâline gelecek. Bu konuda hiçbir taviz verilmeyecek. Bu bizim en güçlü şekilde vurguladığımız irademizdir. Kamu düzeni temini konusunda özellikle bütün vatandaşlarıma teşekkürü de bir borç biliyorum. Bu birlikteliğimize kasteden bu çevreler, yurt dışından aldıkları birtakım taktiklerle ve oradan aldıkları talimatla harekete geçtiklerinde şunu zannettiler. ‘Biz nereden geldiği kendisinden menkul özerklik, özyönetim gibi şeyleri ilan ederiz, barikatlarla kapatırız, çukurlar kazarız ve bölge halkı bizimle beraber davranır.’ Çağrılar yaptılar, ‘silahlanın, ayaklanın’ diye. Ama bu bölge halkı, bu aziz halk, asırlarca bir arada yaşadığı kardeşlerine karşı hiçbir tavır almazdı ve bütün bu provokasyonlara karşı bölge halkı milletin birliği, devletin bekası yönünde tavır aldı. Ben buradan bütün doğuya bütün güneydoğu Anadolu'ya selâmlarımı iletiyor, hepsini bağrıma basıyorum.”.
“Demokratik Hukuk Devleti Kurallarından Hiçbir Sapma Olmayacak”
Kamu düzeni bağlamında, güvenlik tedbirleri alırken demokratik hukuk devleti kurallarından hiçbir sapmanın olmayacağını bildiren Davutoğlu, demokratik kazanımlardan bir an dahi geri gidilmeyeceğini, herkesin istediği gibi özgürce, istediği şekilde yaşayacağını, istediği dili konuşacağını ve istediği hayat tarzını sürdürebileceğini ifade etti.
“O Coğrafyaları Kardeş Bildik”
Şu anda Mardin gibi güzel olan Halep ve Musul'un neredeyse yerle bir edildiğine dikkat çeken Davutoğlu, Mardin'in kardeşlerinin Halep ile Musul olduğunu dile getirdi.
Başbakan Davutoğlu, Halep'i, önce Esed rejiminin uçakları sonra da onunla iş birliği yapan işgalci Rusya'nın uçaklarının yerle bir ettiğini vurgulayarak, şunları ifade etti:
“Top ateşine tuttular güzel Halep'i. Yaktılar, yıktılar. En güzel eselerimizi tarumar ettiler. Londra'da dün Suriye toplantısında, hepiniz adına haykırdım. Sizin ileride vermeyi düşündüğünüz ve taahhüt ettiğiniz 10 milyar doları biz Türkiye olarak 2,5 milyon Suriyeli kardeşimiz için, sâdece kamptakilere verdik, helal-i hoş olsun. Dışarıda olanların toplam sosyal maliyetleri 25-30 milyarı buluyor. Ama biz onları kardeş bildik. O coğrafyaları kardeş bildik. Biz bunları verdik, aşımızı paylaştık, çünkü bizim yüreğimiz dünyanın bütçelerinden daha büyüktür, daha geniştir, daha engindir, daha merhametlidir. Cizre'yi, Sur'u, Silopi'yi harabeye çevirmek isteyenlere, bunun için oralarda mayınlar döşeyenlere seslenerek ve sizlere de onlara sesinizi duyurmak adına soruyorum. Halep'ten şu anda 15 bin kardeşimiz sınırımıza dayandı. Onların her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Arkadan belki de daha 10 binlercesi yola girdiler. Halep'ten Araplar gelir, ‘ehlen ve sehlen.’; Haseke'den Kobani'den Kürtler gelir, Rojbaş. Bayırbucaktan Türkmenler gelir, hoş geldin sefa geldin. Çünkü biz kapımıza geleni aç ve açıkta bırakmayız.”.
“Mağdur Kim Olursa Olsun Zararı Telafi Edilecek”
Davutoğlu, eğer Türkiye diye bir devlet olmasaydı, “bugün bu ülkenin kudretini pekiştirmiş” AK Parti iktidarının yeni Türkiye Cumhuriyeti olmamış olsaydı, Kobani'den gelen Kürtler, Halep'ten gelen Araplar, Bayırbucak'tan gelen Türkmenlerin nereye sığınacağını sordu.
Nusaybin, Cizre ile Silopi'de aynen Suriye ve Irak'ta olduğu gibi “ateş çemberi” kurmak isteyenlere seslenen Davutoğlu, “Onlar bilsinler ki biz bu kaleyi sonuna kadar savunacağız ve mazlumların başı daraldığında gidebilecekleri bir kudretli ülke yapacağız.” ifadesini kullandı.
Davutoğlu, “ateş çemberi” kurmak isteyenlerin, Türkiye'nin problem yaşadığı ülkelere gittiğini ve onların planlarının parçası olduğunu söyledi.
“Tarihî Bir Dönemeçten Geçiyoruz”
Davutoğlu, tarihî bir dönemeçten geçildiğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdü:
“Yüz yıllık hesapların görüldüğü, yüz yıllık birikimlerin sarsıldığı, bazen yeni yüzyıllara beşiklik ve eşiklik edecek bir dönemden geçiyoruz. Mardin'de zikrettim, büyük ve tarihî birlikteliğimizin kökenleri Hz. Ömer'in bu bölgeleri fethettiği dönemlere kadar gider. 1071'de Malazgirt'te Araplar, Kürtler, Türkler hep beraber yeni bir çağın, yeni bir medeniyetin kilidini açtılar ve arkasından Anadolu'da, Mezopotamya'da, Rumeli'de, Kafkaslar'da, hep beraber çok köklü medeniyetler, çok köklü büyük gelişmelere öncülük ettiler. Aramıza nifaklar sokmak isteyenler oldu. Zikrettiğim gibi Haçlılar, Moğollar, sömürgeciler, bu tarihî dönemeç içinde bu birliktelikleri sarsmak için her türlü fitneyi yaptılar ama onlara karşı biz, hep kardeşliği, hep beraberliği, hep dirliği öne çıkardık ve hamd olsun bütün bu zorlukları aştık.”.
AA