Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'tan brifing aldı.
Brifingin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarda bulundu.
Başakşehir Şehir Hastanesi'nin hizmete giren ilk etabının hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, hastanenin inşasında emeği geçen kurumları, firmaları, işçileri ve mühendisleri tebrik etti. Hastanenin yap-işlet-devret modeliyle yapıldığına değinen Erdoğan, Rönesans ve ortağına da teşekkür etti.
"İkinci etap Mayıs ayının 20'sinde açılacak"
Erdoğan, temelin atıldığı günden bu yana "Bu işi başaramayacaklar" diyenler olduğunu aktararak, "Hamdolsun bu işi, güçlü Türk müteahhitleriyle ve yabancı ortakla başardık. İlk etabını bugün açıyoruz. İkinci etabını da Mayıs ayının 20'sinde açacağız." diye konuştu.
"Türkiye bu sürece avantajlı girmiştir"
Dünyanın koronavirüs salgınıyla kavrulduğu bir dönemde yapılan açılışın önemine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gelişmiş ülkelerin sağlık sistemlerinin dahi çöktüğü, insanların evlerinde, hastane koridorlarında yetersiz müdahale sebebiyle öldüğü bir dönemde, elimizdekinin kıymetini iyi bilmeliyiz. Türkiye, yatak ve doktor sayısında değilse bile yoğun bakım yatağı sayısındaki üstünlüğü ile bu sürece gerçekten oldukça avantajlı girmiştir. Şu anda bu hastanemizin 1500'ün üzerinde yatak kapasitesi var. Kendi kendimizi yeterli olmanın hatta bunun ötesinde dostlarımıza yardım eli uzatabilecek seviyede bulunmamızın önemini bizzat yaşayarak görüyoruz. Büyük ideallerle kurulmuş birliklerin, küresel yapıların, uluslararası kuruluşların anlamını yitirdiği bir dönemde Türkiye, kendi ayakları üzerinde durarak gücünü göstermiştir. Tabii bu başarının gerisinde özellikle 17-18 yılda kurmuş olduğumuz altyapı, özellikle de hükümetlerimiz döneminde attığımız adımların, inşa edilen eserlerin çok büyük önemi var."
"'45 günde 1005 yataklı hastane inşa edeceğiz.' dedik"
Erdoğan, bu dönem içerisinde kararlı bir adım attıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Fakat 'Bir kongre merkezine panellerle ayrılmış hastane yapacağız.' demedik. 'Yeşilköy Havalimanının bir bölümüne 45 günde 1005 yataklı hastane inşa edeceğiz.' dedik. Tek odalı olmak üzere, şu anda yoğun bir şekilde çelik konstrüksiyondan oluşmak kaydıyla bu hastanemizin inşası devam ediyor. Sancaktepe'de aynı oda sayısına sahip bir başka hastaneyi daha yapıyoruz. Bunlar, her odasında gerekli olan banyosu tuvaletiyle birlikte bütün ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yapılıyor."
"10 yıl sonrasına da cevap verecek bir yatırımı yapıyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeşilköy ve Sancaktepe'de hava ulaşımı olacak şekilde tedbir alındığını dile getirerek, "Sancaktepe'de iki ulaşım imkanımız var. Bir taraftan malum Sabiha Gökçen, bir taraftan hemen bitişiğindeki pist var. Yeşilköy'de zaten böyle bir sıkıntımız yok. Bununla uluslararası camiaya da hizmet verme imkanını yakalayacağız. Sadece bugüne değil, 10 yıl sonrasına da cevap verecek bir yatırımı yapıyoruz." dedi.
Hükümete geldiklerinde Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet temelleri üzerinde yükseltmenin sözünü verdiklerini belirten Erdoğan, şunları ifade etti:
"Sağlık alanında yaptığımız reformlarla hem altyapıyı hem sistemi güçlendirdik. Bir de Derince'de devlet hastanesinin yanında da yine 250 yataklı bir hastaneyi orada da aynı şekilde Sancaktepe gibi inşa ediyoruz. Bir diğeri de Sultan Abdülhamid'in Hadımköy'de inşa ettiği bir hastaneyi, tarihi bir hastaneydi, 150 odalı, restorasyonu yapılıyor. Mesele şu: Tarihi toprağa gömmeyelim, onları yeniden kazanalım ve gelecek onunla da iftihar etsin."
"Şehir hastaneleri benim rüyamdır, benim hayalimdir "
Türkiye'de, genel sağlık sigortası kapsamı dışında kalan neredeyse kimsenin olmadığını, gücü olanın primini ödeyerek, gücü olmayanın primini devletin üstlenerek herkesi bu şemsiyenin altında topladıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Az önce animasyonda da dinledik, 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi'. Kanuni, bir Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'yi sağlıklı bir nefese feda etmenin anlayışıyla devlet yönettiler. İşte biz de aynı anlayışla ülkemizi yönetiyoruz. Eskiden kelimenin tam anlamıyla dökülen, şifa değil dert kapısı olan hastanelerimizi, binasından cihazına, ambulansından personeline kadar tamamen yeniledik. Bununla da kalmadık, hayalimiz olan şehir hastanelerini kurmaya başladık. Ne zaman ki bu ülkede Başbakan oldum, o süreçte hep bunu söyledim. Şehir hastaneleri benim rüyamdır, benim hayalimdir dedik ve elhamdülillah o günden itibaren başladık ve şehir hastanelerimizi inşa ederek her geçen gün asgari tüm büyük şehirlerimizde bunları yapacağız. Bunun dışında da yine bazı şehirlerimizde bu şehir hastanelerimizi inşa edeceğiz."
"10 şehir hastanesini hizmete aldık"
Artık tüm dünyanın hayranlıkla takip ettiği kamu-özel işbirliği yöntemiyle hayata geçirilen bu proje kapsamında bugüne kadar 10 şehir hastanesini hizmete aldıklarını ifade eden Erdoğan, "Yozgat, Adana, Mersin, Isparta, Kayseri, Elazığ, Manisa, Eskişehir, Ankara-Bilkent ve Ankara-Etlik şu anda bitmek üzere, Bursa şehir hastanelerimizin toplam yatak kapasitesi 13 bin 417'dir." dedi.
Bugün açılışı gerçekleştirilen Başakşehir Şehir Hastanesi'nin 2682 yatak kapasitesi ile bu rakamı (yatak kapasitesi) 16 bin 99'a çıkardığını aktaran Erdoğan, inşası devam eden 8 şehir hastanesinin büyük bölümünü bu yıl sonuna kadar, kalanları da gelecek yıl hizmete almayı planladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem bina hem cihaz hem hizmet kalitesi bakımından en üst sınıfta yer alan şehir hastanelerinin aynı zamanda Türkiye'nin sağlık turizminin de lokomotifleri olacağını dile getirdi.
"Batılı dostlarımız inanmakta güçlük çekiyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın sürecinin, Türkiye'nin sağlık alt yapısının gücü yanında sağlık hizmetlerinin ücretsiz verilmesinin önemini de gösterdiğini belirterek, "Az gelişmiş ülkelerin vatandaşları zaten kayda değer bir sağlık hizmeti alamıyor. Gelişmiş ülkelerde ise ancak parası olanlar yeterli sağlık hizmetine sahip olabiliyor. Türkiye'de tamamen ücretsiz olan pek çok teşhis ve tedavi hizmeti ile ilaca erişimin Batı ülkelerinde nasıl büyük meblağalarla mümkün olduğunun örneklerine her gün rastlıyoruz. Ülkemizde 1,5 milyon vatandaşımızın ücretsiz şekilde evde bakım hizmetini alabildiğini söylediğimiz Batılı dostlarımız sadece buna bile inanmakta güçlük çekiyor." diye konuştu.
"Tomografi cihazının Türkiye'deki mevcudu tüm Avrupa'dan fazla"
COVID-19 hastalığının teşhisinde çok önemli olan bilgisayarlı tomografi cihazının Türkiye'deki mevcudunun tüm Avrupa'daki toplam sayıdan daha fazla olduğunu aktaran Erdoğan, diğer ülkelerde sadece ciddi paralar ödenerek gidilebilen hastanelerin hizmet standartlarının, Türkiye'deki şehir hastanelerinin seviyesine ancak ulaşabildiğini söyledi.
Göreve geldiklerinde Türkiye'de doğru dürüst ambulansın bile olmadığını, Türkiye'nin bugün 5400 tam donanımlı araç ve 19 hava aracı ile en modern ambulans filolarından birine sahip olduğunu dile getiren Erdoğan, "Sağlık çalışanlarımızın sayısını, son alımlarla 1 milyon 400 bine yaklaştırarak sadece alt yapıyı değil, insan kaynağımızı tahkim ettik. Bugün 1526 hastane, yaklaşık 4 bin tedavi kurumu, 15 binin özellikle 1. derece sağlık kuruluşu ile milletimize ülkenin her köşesinde sağlık hizmeti veriyoruz. Eskiden ancak İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde alınabilen sağlık hizmetleri bugün en ücra yerlerdeki ilçelerimize kadar yayılmış durumdadır." diye konuştu.
Türkiye'nin sağlık harcamalarına ayırdığı miktar 2002 yılında 19 milyar lirayı bile bulmazken, bugün 190 milyar liraya ulaştığını ifade eden Erdoğan, sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranının yüzde 70'lerin üzerine çıktığını belirtti.
"Türkiye'nin sağlık hizmetlerinde bir destan yazdı"
Türkiye'nin sağlık hizmetlerinde bir destan yazdığını, aynı başarıya, eğitimden ulaştırmaya, adaletten enerjiye kadar her alanda rastlamanın mümkün olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırarak, dünyanın en büyük ekonomisinden biri haline getirerek, evlatlarımıza çok daha güçlü bir Türkiye bırakmak istiyoruz. Bunun için temel hizmet alt yapısı yanında savunma sanayinden yüksek teknolojiye kadar her alanda ülkemizi bir üst lige çıkartmakta kararlıyız. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlü tuttuğumuz sürece Allah'ın izniyle bu hedeflere ulaşmamıza kimse mani olamaz.
Koronavirüs salgını sonrası yeniden kurulacak dünya düzeninde, ülkemizi hak ettiği yere ulaştırmak için her birlikte daha çok çalışacağız. Bir olmaya, beraber olmaya, iri olmaya, kardeş olmaya, hep birlikte Türkiye olmaya çok büyük önem veriyoruz. Cumhur İttifakı bunun için var. Cumhur İttifakı ile beraber Sayın Bahçeli ile elele vermiş olduğumuz dayanışmayla yeni dönemde yeni yatırımlarla, yeni eserlerle, yeni hizmetlerle ülkemizi hep bir adım daha yükseğe çıkartacağız. Ülkemiz bugünlere darbeler, cuntalar, terör örgütleri, vesayet, kutuplaşma, özenti, atalet dönemini geride bırakarak geldi. Şimdi de yeni ufuklara, yeni fikirleri, yeni heyecanları kucaklayarak yol alacağız."
"Türkiye kendine yeter"
Az önce takdimi yapılan 115 ventilatörün dışarıdan ithal edilerek geldiğini belirten Erdoğan, "Ama ne güzel bir tecellidir ki şu anda yerli ve milli olmak üzere 100 adet ventilatörü ülkemizde gördüğümüz bu kadro üretmiş vaziyette. İnşallah mayıs sonuna kadar verdikleri söz şu; 'Ayda 5 bin'. Tabi ayda 5 bini üretmezlerse bilmeleri gerekir ki hesabını sorarız ve dünyaya bir örnek sunacağız. " dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın ventilatör noktasında çok sıkıntılar yaşadığını anlatarak, hala yaşamaya devam ettiğini söyledi.
Bütün bunlara rağmen bu süreci başarılı bir şekilde atlattıklarını dile getiren Erdoğan, şunları ifade etti:
"Şu anda Başakşehir Şehir Hastanemizin 115 ventilatörü geldi, 100 de bugün teslimatı yapıldı ve yine bir bölümü de peyderpey geliyor, gelecek. Bu ne demektir? Yani Başakşehir Şehir Hastanemizin böyle bir sıkıntısı yok ve olmayacak. Öbür tarafta Yeşilköy inşallah 1005 odasıyla devreye giriyor. 1005 odayla aynı şekilde Sancaktepe devreye giriyor. Ve buralarda da bütün bu ihtiyaçlarımız şimdiden giderilmiş durumda. Bu da şunu gösteriyor, Türkiye kendine yeter. Biz bize yeteriz. Hele hele ilaç sanayinde de kendimizi bu noktada konsolide edersek, ilacımızı inşallah üretir hale geldiğimiz andan itibaren bu noktada da çok daha farklı adımları atacağız."
Burada Arçelik, Aselsan, Baykar, Biosis ve koordinatör olması nedeniyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığına teşekkür eden Erdoğan, bu alanlarda yarışı devam ettireceklerini ifade etti.
"Hastanenin yanına inşallah metro da gelecek"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biliyorsunuz buranın yolunu yarım yamalak bırakan İstanbul'un bir belediyesi var ve biz hamdolsun ki iktidarız ve hemen Ulaştırma Bakanlığımızı devreye soktuk ve şu anda bir taraftan yolu yapıldı, yapılıyor ama bir taraftan da inşallah metrosunu da yapıyoruz ve Başakşehir Şehir Hastanesinin yanına inşallah metro da gelecek. Böylece hem metro ile hem de karayolu olarak ulaşımı sağlamış olacağız. Yani hastanemizin ulaşımda herhangi bir sıkıntısı olmayacak. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Açılışını yaptığımız Başakşehir Şehir Hastanemizin hayırlı olmasını diliyorum. Bu eseri ülkemize ve İstanbul'a kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Sağlık çalışanlarımıza şu zorlu günlerde gösterdikleri çaba ve yaptıkları fedakarlık için şükranlarımı özellikle iletiyorum. Hastalarımıza şifalar diliyorum, ölenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum."
Sağlık Bakanı Koca: Avrupa'nın tek kampüste en fazla yoğun bakım kapasitesine sahip hastanesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a brifing veren Bakan Koca, hastanenin 789 bin metrekare üzerine kurulduğunu, 171 bin metrekare peyzaj alanına sahip olduğunu söyledi.
"Bütün yataklar yoğun bakım yatağına dönüştürülebiliyor"
Koca, "Hastanenin 145 bin metrekare oturum alanı mevcut. Toplam kapalı alanı ise 1 milyon 21 bin metrekaredir. Hastanemiz birçok lojistik mekanları bulundurmakta ve 1 milyon metrekare kapalı alan, 304 bin metrekaresi medikal alanı oluşturmaktadır. 1713'ü açık 6 bin 421'i kapalı olmak üzere toplamda 8 bin 134 araçlık otopark kapasitesi bulunmaktadır. Toplamda 725 muayene odası ve 2 bin 682 hasta yatağı bulunmaktadır. Bu hasta yatakları, yine her biri istenildiğinde yoğun bakım standartlarına dönüştürülebilecek yataklardır." ifadelerini kullandı.
Hastanede 28 doğum salonu, 90 ameliyathane, 16 yataklı yanık ünitesi, yeni doğan ve erişkin olmak üzere toplam 426 yoğun bakım yatağının mevcut olduğunu söyleyen Koca, hastanede trijenerasyon sistemi kullanılarak yüzde 50 enerji ihtiyacının karşılandığını ve yağmur sularının depolanarak peyzaj sulamasında kullanıldığını belirtti.
"3 bin 466 kamera ile güvenlik kontrolü yapılıyor"
Hastanenin tam otomasyon özelliğine sahip akıllı bina sistemiyle donatıldığını aktaran Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kampüs içi bisiklet yolları, park alanlarıyla, hibrit araç şarj üniteleri içeren, yeşil bina sertifikası alacak seviyede enerji ve çevre dostu tasarımlarla inşa edilmiştir. Başakşehir Şehir Hastanesi'nin ardından Sancaktepe Şehir Hastanesi'ni de devreye aldığımızda, İstanbul'un iki yakasında en modern teknik donanıma sahip iki büyük sağlık üssümüz olacak. Asya ile Avrupa'nın kavşak noktasındaki stratejik konumuyla dünyanın sayılı büyükşehirlerinden olan İstanbulumuz, iki yakadaki şehir hastanelerimizle birlikte sağlık altyapısı bakımından da dünyanın en başta gelen şehri olacaktır."
Koca, tüm kampüste 3 bin 466 Full HD ve gece görüş özellikli kamera ile güvenlik kontrolü yapılacağını dile getirdi.
Bakan Koca, çocuk acil servis ve girişinde toplam 30 bin metrekare içerisinde hem çocuk hem erişkin hem de kadın doğum acil servislerinin bulunduğunu anlatarak, Başakşehir Şehir Hastanesi'nin 8 ayrı branş hastanesini içinde barındırdığını kaydetti. Koca, bu hastanelerin genel hastane, çocuk hastanesi, ortopedi hastanesi, nöroloji hastanesi, kadın doğum hastanesi, KVC hastanesi, onkoloji hastanesi, fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi ile psikiyatri hastanelerinden oluştuğunu söyledi.
Hastanenin, tamamı hizmete girdiğinde Avrupa'nın tek kampüste en fazla yoğun bakım kapasitesine sahip hastanesi olacağını vurgulayan Koca, binanın 2 bin 68 deprem izolatörünün kullanıldığı tek blokta en büyük yapı olduğuna da dikkati çekti.
Koca, Başakşehir Şehir Hastanesi'nin mayıs ortasında tümüyle faaliyete geçeceğini aktararak, "Bu pandemi salgın mücadelesinde bizim en güvenli limanlarımızdan biri, şehir hastaneleri olmuştur. Bugün kadın doğum ve çocuk hastanelerinin yataklı servislerini hizmete almış oluyoruz, şimdilik bu bölümleri pandemi hastanesi olarak kullanacağız. Sadece pandemi hastaları hedeflendiği için doğrudan hasta muayenesi şeklinde değil, il genelinde yatış kararı verilmiş hastalarımızın 112 aracılığıyla nakledilerek yatırılması planlandı. Böylece bugün için 155 yoğun bakım yatağıyla birlikte 1035 nitelikli yatağı daha sağlık sistemimize katmış oluyoruz." ifadelerini kullandı.
Hastanede iki adet konferans salonu olduğu bilgisini veren Koca, bu hastanelerin aynı zamanda üniversiteyle iş birliği içinde olduğu için konferans salonlarının kütüphaneden sonra en fazla ihtiyaç duyulan alanlar olduğunu vurguladı.
"Her hasta odası yoğun bakıma dönüştürülebilme özelliğine sahip"
Bakan Koca, diğer şehir hastanelerinde olduğu gibi Başakşehir Şehir Hastanesi'nin her hasta odasının gerekli ekipmanla yoğun bakıma dönüştürülebilme özelliğine sahip olduğunun altını çizdi.
Çocuk servisleri bölümlerinin çocuk ergonomisine göre tasarlandığını söyleyen Koca, çocuk hastanesinin yataklı servislerinde çocuk oyun mahalleri ve peyzajların bulunduğunu, pandemi döneminde bu mekanların kullanılmayıp çocuk hastanesi devreye girdiğinde tamamlanacağını ifade etti.
Sağlık Bakanı Koca, şöyle devam etti:
"Tomografi, ultrason acil görüntüleme merkezinde tomografi ve röntgen cihazları hazır durumdadır. Hastane en gelişmiş tıbbi görüntüleme cihazlarıyla donatılmıştır. Toplamda 7 adet tomografi, 7 adet MR cihazı mevcut. Ekokardiyografi ile birlikte 24 ultrason cihazı var. Özellikle kanser tanısında kullandığımız PET-CT ve SPECT/CT cihazları da toplamda 4 tane planlanmış durumda. Hastane tümüyle devreye girdiğinde hem teşhis hem de tedavide en gelişmiş cihazların hizmet verileceği şekilde planlandı."
Merkezi Yardım Masası birimini de tanıtan Koca, hizmetin zamanında ve kaliteli verilmesi için sunulan hizmetin performansının ölçüleceğini kaydetti. Kampüsün çok sayıda hastaneyi barındırması ve yüksek kapasiteye sahip olması dolayısıyla hastaların sorunlarının çözülmesi için özel bir organizasyonun gerektiğini vurgulayan Koca, bu nedenle yardım masasının oluşturulduğunu ifade etti.
"60 yataklı acil servis"
Bakan Koca, sterilizasyonun hastanenin en önemli yapılarından biri olduğunu vurguladı.
Sterilizasyonun üç ayrı blokta toplamda yaklaşık 5 bin metrekare kapalı alanda kurulduğunu ifade eden Koca, "Merkezi sterilizasyon ünitesinde de yaklaşık 150 personelimiz hizmet vermektedir. Tüm süreç modern cihaz ve sistemlerle donatıldı, özellikle her süreci dijital olarak takip edebiliyoruz." diye konuştu.
Acil laboratuvarın kampüsün tamamen devreye gimesiyle faaliyete geçeceğini ifade eden Koca, şunları kaydetti:
"Şu anda pandemi hastanesi olarak acil laboratuvarı hizmet vermekte, pandemi sürecinde kurulmuş olan laboratuvar gerekli tetkik ve testleri çalışabilecek düzeyde planlandı. Ayrıca bu dönemde bizim için önemli olan immün plazma için de kan transfüzyon merkezi donanımı tamamlanmış durumda. Kan ürünleri 7/24 hazırlanabilmektedir. Kovit hastaları için de immün plazma üretimi gerçekleştirilebilecek altyapıya sahip olduğunu da söylemek istiyorum."
Koca, acil serviste işlem gören hastaların servise alınmadan önce acil servis personeli tarafından gözetim altında tutulduğunu, hastanın durumuna göre karar verildiğini anlattı.
Bu dönemde acil laboratuvarının başta pandemi için kullanılacağını ve faaliyete geçtiğini ifade eden Koca, şöyle devam etti:
"Özellikle kan transfüzyonu açısından da pandemi döneminde hastalarımıza immün plazma verilmesinin önemli olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede immün plazmanın da hazırlanabilir altyapıya sahip olduğunu ve buradaki hastalarımıza bu plazmayı kullanmak için yeterli bir altyapısının olduğunu da söylemek istiyorum."
Koca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Laboratuvar personelimiz ne kadar?" sorusuna, "Şu an 50 kişiye yakın faaliyette olan ama süreçte bu sayı en az 300 kişiyi bulabilecek kapasitede, altyapımız buna göre hazırlandı. Şu an pandemi amaçlı kullanacağımız için kan transfüzyonu, immün plazma yapmak üzere de altyapıyı tamamladık. Yani iyileşmiş olan hastadan plazmasını alıp tedavi amaçlı kullanabilir altyapıya sahip olduğunu söylemek istiyorum." diye cevap verdi.
Acil müşahade alanının hastaların acil bakımının, devamında gözetim alanı ve servise alınması şeklinde planlandığını anlatan Koca, acil servisin müşahade ve müdahale alanlarıyla yeterli altyapıya sahip olduğunu dile getirdi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Acil yatak sayımız ne kadar?" sorusu üzerine, "Acilde müşahade ve müdahale yataklarımız var. Müşahade, müdahale ve gözetim yataklarımız 60'a yakın bu anlamda yatağımız var." diye konuştu.
"155 yoğun bakım yatağı faaliyete geçecek"
Koca, şöyle devam eti:
"Yoğun bakım kapasitesi anlamında tek blokta en fazla Avrupa'da yoğun bakım yatağına sahip bir hastane olduğunu söylemek istiyorum. Ayrıca bütün şehir hastanelerimizde olduğu gibi Başakşehir Şehir Hastanemiz de bütün yatakları yani 2.686 yatağı yoğun bakım altyapısına sahip olup, gerektiğinde hepsi yoğun akım olarak kullanılabilir durumda. Dünyada bu zenginliğe sahip bir başka ülke olmadığını da söylemek istiyorum."
Şu an 450 yoğun bakım yatağının 155'inin açıldığını dile getiren Koca, 155 ventilatörün her bir yoğun bakım odasına konulduğunu ve faaliyete geçtiğini söyledi.
Koca, her yoğun bakım odasının negatif basınçlı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Her biri de tekli odalardan oluşmakta, diyaliz altyapısı da olan odalar. 450 yoğun bakım yatağımız aynı zamanda her bir yatağı birer ventilatöre sahip. Yani 456 tane ventilatör bulunmuş olacak. Şu an açılışını yaptığımız 155 yoğun bakımda ise 155 ventilatörümüz kurulmuş durumda. Bu salgın döneminde özellikle dünyada en çok sorun olan yoğun bakım ve yoğun bakımlarda kullanılan solunum cihazı dediğimiz ventilatörler olmuştur. Burada Sağlık Bakanlığımızın öncülüğünde bir prototip firmasının geliştirdiği, devamında Baykar, Sanayi Bakanlığımızın yoğun desteği, ASELSAN ve Arçelik tarafından bu dönemde üretilen ventilatörleri de altını çizerek ifade etmek istiyorum. Yani yerli ve milli vetnilatörümüz bugün itibarıyla üretilmiş ve kullanıma hazır hale getirilmiştir."
Koca, yerli ve milli olarak üretilen 100 ventilatörün hastanede olduğunu ifade ederek, "Biz toplamda mayıs ayı itibarıyla 5 bine kadar üretilmesini planladık ve bunun siparişini erken dönemde vermiş olduk. Bu dönemde üretimi yapan firmalarla birlikte üretim hakkı TÜSEB'de, satış hakkı USAŞ'ta olan Sağlık Bakanlığımızın bu dönemde öncülüğünde gerçekleşen ama Sanayi Bakanlığımızın da yoğun desteğiyle sağlanan Baykar, Arçelik ve ASELSAN'ın burada yoğun emekleri oldu. Önümüzdeki dönemde bu hakları bizde olduğu için üretimi daha da talimatlarınız doğrultusunda arttırmayı hedefliyoruz." diye konuştu.
Program sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini ileten Bakan Koca, şöyle devam etti:
"Bu modern mekanlara ruh ve can verecek olan sağlık çalışanlarımızdır. Özellikle vatandaşımıza hizmeti dava edinen ve dava şuuruyla hareket eden sağlık çalışanlarımız burada 1 milyon 100 bin, bu çalışanlarımızın dünyada benzeri görülmediği şekilde birlik ve beraberlik içerisinde, özellikle özverili ve fedakar çalışan bir başka millette böylesine güçlü bir sağlık ordusunun olmadığını söylemek istiyorum. Bu pandemiyle mücadelemizde, mücadelemizin kahramanı olan sağlık çalışanlarımızla bu mücadeleyi başarıyla tamamlayacağımıza inanıyorum. Sizlerin takdir ve alkışlarına mazhar olan 1 milyon 100 bin sağlık çalışanımızın bundan sonraki süreçte de takdir ve alkışlarınızı hak edecek şekilde devam ettireceğimize inanıyorum."
Bakan Varank: 5 bin ventilatör cihazını teslim edeceğiz
Bakan Koca'nın ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da brifing verdi.
Bakan Varank, Cumhurbaşkanı liderliğinde 18 yılda adeta sıfırdan inşa edilen ekosistemin ve sağlık alanındaki dev yatırımların, Türkiye'yi nasıl güçlü kıldığının bugün çok daha iyi anlaşıldığını söyledi.
Koronavirüs salgınının pek çok gelişmiş ülkeyi aciz bırakırken, Türkiye'nin ayaklarının üzerinde dimdik durduğunu belirten Varank, "İşte bugün bu ekosistemin bir parçası olacak muhteşem bir hastanenin açılışındayız. Bu süreçte büyük fedakarlık gösteren, canla başla çalışan sağlık çalışanlarımıza bir kez daha huzurunuzda teşekkür ediyorum. Başakşehir Şehir Hastanesi gibi modern yatırımlar, sağlık çalışanlarımızın emeklerine yaraşır adımlardır. Bugün hastanemizin açılışının yanında yerli ve milli yoğun bakım solunum cihazlarının ilk teslimatını da gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.
"14 günde banttan indirildi"
Mustafa Varank, bu küresel salgın henüz Türkiye sınırlarına girmeden çok önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatlarıyla tedbirleri almaya başladıklarını dile getirerek, bu salgında en kritik ihtiyaçlardan birinin yoğun bakım solunum cihazları olduğunu vurguladı.
Sağlık Bakanlığı'nın envanterinin solunum cihazı noktasında da güçlü olduğunu belirten Varank, şunları kaydetti:
"Biz, süreç içinde bir sıkıntıyla karşılaşmamak adına bu işin ne kadar kritik olduğunun bilinciyle hareket ettik. Malumunuz, bugün bu cihazları ya da parçalarını, parasını verseniz dahi satın alamıyorsunuz. İşte bu yüzden kendi imkanlarımızla bu cihazları üretmek için Sağlık Bakanlığı'mızla eş güdüm içerisinde sürecin daha başında harekete geçtik. Çünkü biz, araştırma geliştirme alt yapılarımıza, çalışkan ve becerikli mühendislerimize güveniyoruz.
Nitekim bakanlığımızın destekleriyle kurulan Biosys isimli bir girişim firmasının bu alanda yaptığı çalışmalar, geliştirdiği bir ürün zaten vardı. Bu çalışmaları hızla seri üretime dönüştürmek için yerli firmalarımız bir milli seferberlik başlattı. Onlarca mühendis bir araya geldi, gece gündüz çalıştılar ve büyük bir özveriyle sadece 14 gün gibi kısa bir sürede seri üretim bandından ilk yerli ve milli yoğun bakım solunum cihazlarını indirdiler. Bugün testleri tamamlanmış ürünlerin bir kısmını Sağlık Bakanlığı'mıza teslim ediyoruz. İnşallah mayıs sonuna kadar 5 bin cihaz üretilmiş olacak. Tüm çabamız, sağlık çalışanlarımızın insanüstü emeklerine bir nebze de olsa katkı sağlamak."
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyonu doğrultusunda bu cihazları sadece Türkiye için değil, şu an bu salgınla boğuşan tüm insanlık için ürettiklerini aktararak, "Ülkemizin ihtiyacının olmadığı durumlarda diğer ülkelere de bu cihazlar çok rahat bir şekilde gönderilebilir. Böyle bir küresel salgın döneminde yardım isteyen değil, yardım eden bir ülke olmak bizleri gururlandırıyor. Bu Türkiye'nin gücüdür. Bu Türk mühendislerinin gücüdür." diye konuştu.
Bu süreçte emeği geçen herkese, özellikle Arçelik, ASELSAN, Baykar ve Biosys firmalarına şükranlarını sunduğunu ifade eden Varank, "Rabbim, inşallah bu sıkıntılı dönemin üstesinden ülkece gelmeyi bizlere nasip etsin diyorum. Hem Başakşehir Şehir Hastanemizin hem de yerli ve milli yoğun bakım solunum cihazlarımızın hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." dedi.
Kaynak: TRT Haber