Barzani’yi Dövebiliriz Ama…

Barzani’ye ders vereceğiz. Nasıl, hangi boyutta, kılıçlar ne yapacak? Kürt şehirlerine bomba atacak mıyız? Ölüler, yaralılar olacak mı? Medyamız da fevkalade heyecanlı, Barzani’nin bu dayağı hakettiğine dair manşetler atıyor, köşeler döşeniyor.

Ahmet Taşgetiren, Türkiye’nin Barzani’ye karşı geliştirdiği politikanın sonuçlarını ele alıyor:

Barzani’yi tabii ki dövebiliriz.

Hele Tahran’ı, Bağdat’ı yanımıza alırsak daha kötü döveriz.

Amerika, Rusya dövmemize göz yumarsa haydi haydi döveriz.

Ama bu dayaktan kesemize ne kalır, diye sorarsak orada durmak lazım.

Kürtleri, bizim Kürtler de dahil kaybederiz.

“Kürt meselesi” dediğimiz ve “Problem” niteliği kazanan hadisenin temelinde “Mağduriyet” vardır. Evet biz “Türkler — Kürtler tek millet oldu, onlar da Türkiye’nin sahibi” gibi bir söylem tutturduk, “Kardeşlik” diye bir dili ürettik ama, o mağduriyet duygusunun derinden derine akması önlenemedi. Üstelik, uluslar arası güç odakları o duygu üzerinde çalıştı, onu işledi, buna bir de bölge ülkelerinin çarpık politikaları eklenince, o duygu azalmadı, arttı.

Türkiye belki Türk — Kürt kardeşliği konusunda samimi idi, ama “Kürtler’in üzerinde çalışıldığı, onların bir Takvimde ayrılacağı” kaygısı, onları gözaltında tutma, Kürtlük bilinçlerini azaltma, mümkünse Türklük bilincini enjekte etme, terörle mücadele gerekçesi ile terör dışı alanların da dövülmesi vs… gibi sebeplerle “hassasiyet” hep diri kaldı.

Üstelik sadece Türkiye Kürtleri için değil, Irak, Suriye, İran Kürtleri için de “hassasiyet” sahibi olduk.

Şimdi Irak Kürtleri gündemde.

Bize göre “Barzani densizlik ediyor! Yapma, etme dememize rağmen de söz dinlemiyor.”

Ne olacak şimdi?

Demeçler, MGK kararı, Bakanlar Kurulu zılgıtı ve sonunda Meclis’ten “Sınır ötesi harekat” için tezkere.

Milli Savunma Bakanı sınırda hareketlenen güçlerimize “Kılıçlarınız keskin olsun” diye seslenmiş. Bu, başları uçurun demek.

Askeri harekat yapacak mıyız, yapmayacak mıyız?

İran’la, Bağdat yönetimi ile birlikte mi yapacağız?

Ne yapacağız askeri harekatla?

Barzani’ye ders vereceğiz. Nasıl, hangi boyutta, kılıçlar ne yapacak? Kürt şehirlerine bomba atacak mıyız? Ölüler, yaralılar olacak mı?

Medyamız da fevkalade heyecanlı, Barzani’nin bu dayağı hakettiğine dair manşetler atıyor, köşeler döşeniyor.

Sadece soracağım:

-Barzani’ye vurduğumuz şamar, bizdeki Kürtler’in yüzünde hissedilecek mi hissedilmeyecek mi?

Ben, Leyla Zana Meclis kürsüsünden apar topar indirildiğinde, “Bu görüntüler Diyarbakır kahvelerinde nasıl seyredilir?” diye yazmıştım. Bugün Barzani manteşleri nasıl okunuyor Diyarbakır’dan acaba?

Bence bizim Kürtlerin yüzünde sıcaklığı hissedilecek bir. askeri hamlenin uzun vadede kimseye yararı olmaz. Bugün döversiniz, yarın döversiniz, ama sadece öfkenin ve hesaplaşma duygusunun derinleşmesi sonucu oluşur.

Bir başka dil bulabilmeliydik.

Bulabilinceye kadar da bu coğrafyanın mazlumiyeti devam edecek.

Kaynak: Medium.com

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!