Barzani’den Diyarbakır Ziyareti ve PYD Açıklaması

Mesut Barzani, "Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, gönderdiğimiz mektubu tanımadı. Süleyman Demirel, Başbakanlığı döneminde Şivan Perwer'ın yakalanmasını istedi.

Barzani, Erbil dönüşünde Diyarbakır ziyaretiyle geçmişten örnekler vererek Türkiye'nin Kürt sorunda değişen politikasını değerlendirdi.

Ziyaret öncesi Ankara-Erbil hattında yaşanan gelişmeleri anlatan Barzani, şunları söyledi:

"Bana Diyarbakır'da 300 çiftin evlenme töreni olacağı ve benim de katılıp katılmayacağım soruldu. Bu durumu gayet olumlu buldum ve 300 çiftin törenine katılmamın beni mutlu edeceğini bildirdim. Bunun aynı zamanda Türkiye'deki barış sürecine katkı olacağına inandım. Daha sonra Şıvan Perwer'ın gelmesi istendi. Tabi ilk olarak Şıvan gitmek istemedi. Ben kendisiyle birebir görüşerek katılması gerektiğine inandığımı söyledim. Birlikte gitmemiz ziyarete farklı bir renk kattı ve oraya yetişene kadar nikahı kıyılacak 300 çiftin, 360'a yükseldiği öğrendim. Kendi kendime keşke ben de Kürdistan'dan 300 çifti getirseydim dedim."

"Kürdistan bayraklarını görmek beni mutlu etti"

Barzani, Diyarbakır'da çok iyi karşılandığını dile getirerek, "Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Osman Baydemir ve diğer yetkililer, bizi çok iyi karşıladı. Tesadüfen okuldan çıkan küçük çocukların ellerinde Kürdistan bayrağını görmem beni çok mutlu etti. Bunca yıl peşmerge hayatımın ve çabalarımın boşa olmadığını gösterdi. Bir insanın böyle karşılanması gerçekten gurur vericidir" diye konuştu.

"Erdoğan'a mektup yazdım"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2005 yılındaki Diyarbakır konuşmasıyla bir ilke imza attığını belirten Barzani, "Bu açıklamadan sonra kendisine bir mektup yazarak sözlerinden ve Kürt realitesini kabul etmesinden dolayı her türlü desteği vermeye hazır olduğumu bildirdim" şeklinde konuştu.

Barzani, geçmişte Kürt sorununun hiçbir şekilde kabul edilmediğini ifade ederek, Türkiye'nin kendine özgün bir askeri ve kemalist söylemi olduğunu, asker ve Kemalistlerin her şeyi kendi tekellerinde tuttuğunu savundu.

Erdoğan'ın, "Kürdistan" ifadesini ilk defa kullanmasını, "çok önemli bir gelişme" olarak değerlendiren Barzani, şöyle konuştu:

"Halkın Kürt bayrağını kaldırması ve Kürt yerel elbiseleri ile törenlere katılması Türkiye siyasetinde önemli değişimlerin olduğunu gösteriyor. Şivan Perwer ve İbrahim Tatlıses'in Peşmerge marşı okuması da önemlidir. Kürtlerin bu atmosfere ve sürece sahip çıkması ve akıllı bir şekilde hareket etmesi gerekmektedir."

"Özal, anayasayı değiştirmek istedi, ömrü yetmedi"

Geçmişte Türkiye'deki bazı siyasetçilerle yaşadığı anıları da anlatan Barzani, rahmetli Turgut Özal'ı birkaç kez görme fırsatı olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Kürt sorununu çözmek için çok samimi bir duruşu vardı. Bir görüşmemizde mevcut anayasada kendisinin bile okuduğu zaman utandığı bazı maddelerin olduğunu ve bunların değiştirilmesi gerektiğini dile getirdi. Özal, 'bu anayasayı değiştirebilirsem Türkiye'de Kürtler'in haklarını verebileceğini' aktardı. Ama bunları yapmaya ömrü yetmedi."

'Cumhurbaşkanı Sunay'a gönderdiğimiz mektup kabul edilmedi"

Barzani, babası Molla Mustafa Barzani'nin 1966 yılında Kürt köylerine yapılan baskın ve yıkımları durdurmak için Birleşmiş Milletler'e ve birçok ülkeye mektup ve köy fotoğraflarını gönderdiğini aktararak, "Bu ülkelerden bir tanesi de Türkiye'ydi ve o dönemin Cumhurbaşkanı Cevdat Sunay'dı. Mektubu Almanya'daki büromuzdan Sunay'a gönderdik ama geri geldi. Çünkü kabul edilmemişti. Zira o dönem Kürt dili, Kürt elbisesi ve Kürt bayrağı yasaktı" dedi.

Demirel, Perwer'ın yakalanmasını istedi

Süleyman Demirel dönemindeki uygulamalardan da bahseden Barzani, şunları anlattı:

"Süleyman Demirel, 1977'de başbakandı ve Diyarbakır ziyareti sırasında bölgedeki tüm askeri ve parti yetkilileri ile bir toplantı yaptı. Kendisine yeni başlayan olayların nasıl bastırılması konusunda birçok öneri yapıldı. Ancak Süleyman Demirel hepsinin sözünü keserek, sanatçı bir gencin çıktığını ve adının Şivan Perwer olduğunu belirterek, 'ben o gencin yakalanmasını istiyorum. Diğerleri ile hiç bir işim yok' dedi."

Geçmişten verdiği örneklerden sonra "işte Türkiye'nin, Kürtler'e karşı tutumu bu şekildeydi. Nereden nereye" diyen Mesut Barzani, bölge ile Türkiye ilişkilerinin AK Parti'nin iktidara gelmesinden sonra düzelme seyrine girdiğini kaydetti. Barzani, Başbakan Erdoğan'ın 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşma ile çözüm ve barış sürecinin başladığını ifade etti.

"Keşke Erdoğan, Türkiye'de federal bir Kürt bölgesinin oluşturulacağını ilan etseydi" diyen Barzani, "Ama bunun şu durumda biraz zor olduğunu görüştüğüm Kürt partilerine aktardım. Kendilerine, çok önemli kazanımların elde edildiğini ve bunlara sahip çıkılması ve sabretmeleri gerektiğini söyledim" sözlerini kaydetti.

"PYD, beni dinlemedi"

Barzani, değerlendirmesinde Suriye'de PYD ile yaşadığı gerginliğe de açıklık getirdi. PYD'den rejim dahil hiçbir ülkeden destek almamasını istediğini belirten Barzani, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kendilerine gereken bütün yardımı sağlayacağımı bildirdim. Beni dinlemediler. Putin, Obama ve Hollande ile yaptığım görüşmelerde Kürtlerin haklarının verilmesini ve Kürt realitesinin kabul edilmesini istedim. Onlar da bu durumu kabul etti ama Suriye'nin birliği ve çatısı altında ülke parçalanmadan gerçekleşeceğini belirtiler. Ben de Suriye'nin bütünlüğü içinde bir kimlikleri bile olmayan Kürtlerin artık tanınması gerektiğini söyledim. Daha sonra uluslararası bir destek bulmaya çalıştım ve kısmen bunu başardım. Ancak PYD'nin, Esad ile işbirliği içinde olması bazı ülkeleri kaygılandırdı. Bu, bazı ülkelere güvensizlik hissi verdi. Bu yüzden Suriyeli Kürtlere uluslararası desteği bulmakta zorluk çekmeye başladık."

AA

Haber Haberleri

Mehmet Görmez’den Riyad’daki festival görüntülerine tepki: İslam'ın değerlerine saldırı
Bağdat'taki rehabilitasyon merkezinde 5 bine yakın uyuşturucu bağımlısı tedavi görüyor
Gazze'de 6 ay bombardıman altında yaşayan Salhiya: Bir ayağımız ahirette, bir ayağımız dünyadaydı
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Özgür Özel hakkındaki "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "iftira" soruşturmasında ''yetkisizlik'' kararı