Bartın'dan Suriye İntifadasına Selam

5. yılına giren Suriye İntifadası, Bartın'da Özgür-Der mensuplarınca yapılan bir etkinlikle selamlandı.

HAKSÖZ-HABER

Bartın’da bugün Suriye direnişinin 4. yıldönümüyle ilgili  “Suriyeli ve Mısırlı Mazlum Kardeşlerimizle Dayanışma” başlıklı basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına Özgür-Der mensuplarının yanısıra konuyla ilgili duyarlılık taşıyan çok sayıda kişi katıldı. Bartın Özgür-Der Temsilciliği tarafından Arap Camii yanında tertip edilen basın açıklamasında ‘’Müslüman Uyuma Kardeşine Sahip Çık, Katil Esat hesap Verecek, Şehitlerin Kanı Zalimleri Boğacak, Yaşasın Küresel İntifada, Yaşasın Suriye Direnişimiz, Yaşasın Mısır Direnişimiz, Halep’e Selam Direnişe Devam, Katil Sisi Hesap Verecek’’ sloganları atıldı.

Bartın Özgür-Der adına Şuayip Mekeç kısa bir giriş konuşması yaptı. Mekeç konuşmasında kısaca şunları söyledi:

’Bugün Suriyeli ve Mısırlı kardeşlerimizin şerefli direnişlerini selamlamak için burada toplandık. Suriye’de kardeşlerimiz her gün varil bombalarıyla ölüyorlar ama zalimlere ve taifecilere karşı direnişlerinden asla geri adım atmıyorlar. Allah kardeşlerimizin azmini, güçlerini artırsın ve onların başlarındaki bu musibetleri defetsin. Mısır’da kardeşlerimizin yüzlercesine idam cezası verildi, kardeşlerimiz darbe rejimine yağ çekmediler, onurlu duruşlarını bozmadılar ve o kokuşmuş darbe rejimi kardeşlerimizi idam etmeye başladı, geçen hafta Mahmut Ramazan isimli kardeşimiz uyduruk gerekçelerle idam edildi. Allah, kardeşimizin şehitliğini kabul etsin. Allah, yolunda mücadele eden, namazla, sabırla ve onurlu İslami duruşlarıyla direnenleri kurtuluş yollarına eriştirecektir; Bu, dünya ve ahiret için geçerli bir vaaddir. Direnişçi kardeşlerimiz için 4 yıldır Esed’i deviremedi diyorlar. Rusya, İran, Çin, ABD ve Batının arkasında olduğu bu zalim, kardeşlerimizin kararlı mücadelesiyle elbette bir gün devrilecek ve mazlum Suriye halkı özgürlüğüne kavuşacaktır. Zalimler eninde sonunda devrileceklerdir. Bizlerin bu kararlılığı göstermemiz gerekiyor. İşgalcilere ve diktatörlere karşı mücadele etmenin yolu önce düşüncemizi ve eylemlerimizi Kuran’ın aydınlığıyla ve Rasulullah (s)’ın önderliğine göre gözden geçirmekle mümkün olacaktır. Allah’ın ipi yerine şeytanın ipine sarılarak ifsat olmuş her türlü taifecilikten, mezhepçilikten, batı hayranlığından, modernizmin esaretinden uzaklaşmamızla İslami dirilişimiz mümkün olacaktır. Bizler ancak bu ifsaddan kendimizi kurtarabilirsek dimdik ayaklarımızın üzerine ümmet-i İslam olarak kalkacağız inşallah. Bizlerin tek dostu Allah ve müminlerdir. Birbirimize güvenmek, yardım etmek ve meselelerimizi salim bir şekilde ele almak zorundayız. Tüm küresel ve yerel vesayetten Müslümanlar, Allah’ın izniyle kararlılık içerisinde basiret üzerinde direnerek kurtulacaklar, böylece zalimler Esad,  Sisi, krallar ve tüm yandaşları tarihin çöplüğüne yuvarlanıp gideceklerdir.’’

Bu açıklamalardan sonra Fatih Şener grup adına basın açıklamasını okudu. Okunan basın bildirisinin tam metni aşağıdadır.

BASIN AÇIKLAMASI:

Suriyeli ve Mısırlı Mazlum Kardeşlerimizle Dayanışma

Dört yıldır büyük acıyla ve sıkıntılarla sürmekte olan ‘’Suriye Direnişi’’ yarın itibarıyla 5. yılına girecek. Tüm diktatörlüklere ve işgallere karşı koyan Halep’in; Şam’ın, Dera’nın, Kahire’nin, Bağdat’ın, Gazze’nin şerefli yiğitlerine selam olsun! Yaşadıkları zorluklara imtihan bilinciyle direnen ‘’İslami Kimliklerinin’’ şeref ve izzeti için mallarıyla, canlarıyla bedel ödeyen mazlum kardeşlerimize selam olsun!

Suriyeli kardeşlerimiz, yüz binlerce evladını kurban verdikleri bu direnişe barışçıl özgürlük talepleriyle başlamışlardı. Ne var ki Beşşar Esed liderliğindeki Baas rejimi halkının bu talebini kurşunlarla, tanklarla, uçaklarla karşıladı.

Yüz binlerce insanı kayıp ve zindanlarda olan Suriye, 4 yılda yaklaşık 300 bin insanını kaybetti. On binlerce çocuğun ve on binlerce kadının rejim güçlerince katledildiği Suriye’de milyonlarca kişi de muhacir duruma düşürüldü.

Esed rejimi 4 yıldır direnişten vazgeçmeyen halkının tepesine varil bombaları yağdırmaya, şehirleri yerle bir etmeye devam ediyor. Bilanço her gün büyüyor. Dünya yaşananları izliyor.

Ya Müslümanlar? Rabbimiz elbet yaşanan her şeyin hesabını soracak! Ve elbette Allah günleri aramızda dolaştırmaktadır.

Dünyanın gözleri önünde süregelen bu katliam İslam coğrafyasındaki despotların nasıl birer canavar olduğu gerçeğiyle birlikte, uluslararası kamuoyu olarak anılan küresel sistemin, ne kadar zalim ve ikiyüzlü olduğunu da ortaya koymuş durumdadır.

IŞİD’in hiçbir ölçü, sınır ve mantık tanımayan eylemleri üzerinden oluşturulan kampanyaları dehşet içerisinde izleyen insanlık nedense görselliğe kilitlenmiş durumda. Ne ABD koalisyonunun, ne zalim Esed’in, ne de taifeci ve mezhepçi İran’ın işlediği insanlık suçları karşısında uluslararası kamuoyu ve medya bir o kadar suskun durumda.

Yazıktır ki, geçtiğimiz yıl insanlık dışı işkencelerle BM Güvenlik Konseyinin gündemine girebilen bu despot rejimle ilgili dünyada alınmış her hangi bir müeyyide kararı hala yok. İnsanlık adına ne kadar utanç verici bir durum! Hatırlayalım; Katil Esed’in Doğu Guta bölgesinde gerçekleştirdiği kimyasal katliamın ardından rejimin elindeki kimyasal silahları teslim alanlar adeta “İnsanları katledebilirsiniz ama bunu kimyasal silahlarla yapmayın” deme yüzsüzlüğüne girivermişlerdi. Irak’ta, Afganistan’da ve Yemen’de ABD’li katiller ve taifeci, mezhepçi işbirlikçileri eliyle insansız hava araçlarıyla ve türlü silahlarla işledikleri Müslüman katliamını görmezden geldikleri gibi. Paris’te öldürülen Charlie Hebdocular için dünyayı ayağa kaldıran iki yüzlüler, sistematik biçimde katledilen Müslümanları hiçbir zaman görmediler ki! Kobani için yeri göğü ayağa kaldıran dünün antiemperyalistleri bugünün ABD işbirlikçileri, 4 yıldır Suriye’de katledilen yüzbinlerce insanı, yurdundan göç eden milyonları, rejimin zindanlarında tecavüze uğramış binlerce mazlum kadını, sistematik işkenceye tabi tutulan yüzlerce insanı hiç görmediler ki!

Dünyaya demokrasi dersi verenlerin, insan haklarından dem vuranların, Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş bir iktidarı nasıl alaşağı ettiklerini görmüştük. Mısır halkının ilk defa özgür bir şekilde seçtiği Muhammed Mursi iktidarının darbeyle devrilmesiyle birlikte başta Rabiat’ül Adeviye Meydanı olmak üzere tüm şehirlerde darbecilere karşı gösteriler yapılmıştı. Mübarek arınma ayı olan Ramazan günleri içinde bu gösterilere karşı darbeciler, insafsızca ve merhametsizce kardeşlerimize saldırmışlar, onları dünyanın gözü önünde katletmişlerdi. Hatırlayalım; bu katliama dünyadan hiçbir tepki gelmemiş aksine demokrasi havarilerinin nasıl Sisi darbesine meşruiyet yarışına girdiklerine şahit olmuştuk.

Bu baskılar Müslüman Mısır halkının ‘’Özgürlük’’ için direniş iradesini kıramamıştır. Direnişi ve şehadeti en yüce değer olarak kabul eden asırlık İhvan mektebinin talebelerini teslim alamayan zorba güçler, bir türlü kıramadıkları direniş karşısında adeta çılgına dönmüş ve baskılarını artırmaya devam etmişlerdir. Zalim diktatör, Mısır’ın yeni firavunu Sisi’nin brifingli yargısı verdiği idam kararlarıyla Müslümanları terbiye etmeye çalışıyor. Hala binlerce Müslüman Mısır zindanlarında işkence görmekte ve aldıkları idam cezalarının infazını beklemekteler. Geçen hafta bu infazlardan ilki gerçekleşmiş ve Mahmud Ramazan kardeşimiz idam yoluyla katledilmiştir.

Mahmud Ramazan kardeşimiz, ne yazık ki, dünyanın ve bizlerin sessizliği arasında aramızdan ayrıldı, Rabbine yürüdü. Mısır zindanlarında bugüne kadar Seyyid Kutuplar, Abdulkadir Udehler, Halid İslambuliler ve daha pek çok öncünün yürüdüğü yoldan yürüyüp şehadete ulaştı. Rabbimiz kardeşimizin şehadetini kabul buyursun. Suriye’de, Mısır’da Allah için direnen kardeşlerimize zafer nasip etsin. Bu direnişler, kardeşlik bilincimizin tazelenmesi, suskunluğumuzun kırılması, zalimlere karşı sönmüş öfkemizin kabarması için bir vesile olsun! 

Rabb’lerinden başkasına sığınmayan ve Rabb’lerinden başkasına boyun eğmeyenlerin asla yenilmeyeceklerini elbette zalimlerin tamamı pek yakında göreceklerdir. Tüm zorluklara ve imkânsızlıklara rağmen 4 yıldır Suriye’de ve 2.ci yılına girecek olan Mısır’da kesintisiz sürdürülen direniş Müslümanların Rabb’lerine dayandıklarında ne kadar güçlü olduklarının bir göstergesidir. Bizler bu bilinçle İslami mücadeleyi devam ettiren kardeşlerimizle iftihar ediyoruz.

Zalim Esed’e, Zalim Sisi’ye ve başta ABD-Rusya-Çin olmak üzere uluslararası tüm istikbara, ayrıca durumdan vazife çıkaran taifecilere, mezhepçilere bir de batılı yandaşlarının desteğiyle darbecilik yapan devşirmelere karşı İslami Direnişin yanında ve safında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz.

BARTIN ÖZGÜR-DER

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi