Gazze’de iki milyonu aşkın insanı adeta açık cezaevine hapseden ve insanlık dışı her türlü zulmü, kadın çocuk ayrımı gözetmeksizin Filistinli Müslümanlara yaşatan işgalci İsrail’e karşı Bartınlı Müslümanlar sessiz kalmadı.
Bartın’ın merkez camisi Şadırvan Camii’nde Cuma Namazını müteakip Bartın'daki İslami kuruluşların çatı oluşumu Sivil İrade Platformu'nun önderliğinde gıyabi cenaze namazı kılındı ve Siyonist çeteye karşı destansı bir mücadele veren Filistinli Müslümanlar için dua edildi.
Nihat Yalçın tarafından yapılan sunu konuşmasın şunlar vurgulandı:
"Değerli Bartınlı kardeşlerim. Bugün burada; yıllardır esaret altında her gün öldürülen Filistin halkının zalim bir rejim olan işgalci İsrail'e karşı başlattıkları direnişi "Aksa için Onur Mücadelesi"ni selamlamak için toplandık. Bizler, müminler için izzet ve şerefin Rabbimiz tarafından verilen bir lütuf olduğuna inanıyoruz. Bir Müslüman asla itibarsız ve şerefsiz yaşayamaz; bunu geçmişte dedelerimiz bu toprakları zalim işgalci batılı güçlerden temizleyerek canlarını bedenlerini kanlarını feda ederek ortaya koydular; Allah onlara rahmet eylesin ve onlardan razı olsun. İşte bugün mazlum Filistin-Gazze halkının Hamas öncülüğünde yapmaya çalıştığı da tam olarak budur. Ya direnip canını verecekler ya da zalim işgal rejimine gönüllü köleliği tercih edecekler. Onlar köleliği değil izzetleriyle onurlarıyla ayağa kalkmayı tercih ettiler. Rabbim onlardan razı olsun. Buradan, kardeşlerimizin bu onurlu mücadelesini bir terör eylemi olarak gösterenleri lanetliyoruz!
Bizim için Kudüs; Mescid-i Aksa mukaddestir, onu korumak her Müslümana farzdır. Kardeşlerimiz yıllardır işte "Mescid-i Aksa'yı Korumak" fedakarlığını canları pahasına ortaya koymaktadırlar. Hiç kimse bu direnişi itibarsızlaştıramaz. Her mümin, önce kalben sonra bedenen safını belirlemek zorundadır. Bizim safımız Mescid-i Aksa'yı koruyan, zulme uğradığı için zalime baş kaldıran, işgal rejiminin fiyakasını beş paralık eden yiğit fedakar kardeşlerimizin yanıdır. Bu kardeşlerimizin maddi imkansızlıkları söz konusuyken onlar için yardım seferberlikleri düzenleniyor, lütfen bu yardım seferberliklerine gönülden katkı sunmayı unutmayalım. Buradan Bartın halkı olarak haykırıyoruz. Direnen canını ortaya koyan Filistin halkına selam olsun. Rabbimiz ölenlere rahmet eylesin."
Ailesi Gazze'deki kuşatmada olan Bartın’da bir Filistinli öğrenci basın açıklamasından önce duygularını eyleme katılanlarla şu şekilde paylaştı:
‘’Aksa Tufanı’na selam olsun! Algı duvarlarını yıkanlara, “yenilmez ordu” efsanesini ayaklar altına alanlara selam olsun! Demir Kubbe’yi silah, planör ve tekne ile kuşatanlara selam, Kudüs artık onu bekleyen neferlerin görüş alanı içindedir.
Evet, şanlı Filistin direnişinin kahramanları, 7 Ekim sabahı, cani işgalcilerin ayaklarının altındaki toprağı sarstılar elhamdülillah. Allah'ın yardım ve inayetiyle ve en az imkânlarla Siyonist işgalcilerin arkasındaki karanlık-mücrim güçlerin desteğine rağmen, birkaç saat içinde Gazze'nin iki katı büyüklüğünde bir alanı geri almayı başardılar.
Yeryüzünün sahte efendileri karşısında biz yüzüstü bırakılsak bile, yine de yılmadan cihaddan ve Hz. Muhammed (sas)'in tevhid sancağı altında görev almaktan gurur duyacağız.
Siyonistlere Bartın’dan diyoruz ki, siz anca bombalarınızla masum aileleri öldürmeyi bilirsiniz. 75 yıldır devam eden zulmünüze bizim yiğit askerlerimiz asla sessiz kalmayacaktır. Siyonistler şunu iyi bilsin ki asla galip gelemeyeceksiniz, bizim kahramanca direnişimizin ayakları altında ezileceksiniz. Gazze halkının yaşadıklarını kayıtsız kalmayan Bartınlı güzel Müslümanlar, Filistin’in derdiyle dertlendiğiniz için sizlere çok teşekkür ederiz. Allah’ın selamı rahmeti bereketi üzerinize olsun.’’
Filistinli öğrencinin konuşmasından sonra Bartın Sivil İrade Platformu adına Engin Üre tarafından basın bildirisi okunarak Bartın’dan Gazze’ye ve direnişe destek mesajları gönderildi:
‘’Değerli Müslümanlar,
Bugün yaklaşık seksen senedir kanayan ve artık cerihası iliklerimize kadar işleyen bir yaranın, yani Kudüs’ün sancısıyla ayağa kalmış ve toplanmış bulunuyoruz. Yine canımız yanıyor. Yapılması gerekenin en azını yapmaktan yine boynumuz eğik ve yüreğimiz buruk. En kutsal mabetlerimizden biri seksen yıla yakındır Siyonist çizmeler tarafından çiğneniyor. Filistinli kardeşlerimiz kendi öz yurtlarında açlığa, ölüme, zulme ve soykırıma mahkûm ediliyorlar. Onların yakarışları, biz kulaklarımızı tıkayıp arkamızı dönünce susmuyor. Biz gözlerimizi kapatınca elektriğe, suya ve yiyeceğe kavuşmuyor mazlumlar. Gazze’nin tepesine inen fosfor bombaları papatyalara dönüşmüyor.
Ancak biz Kudüs’ü gündemimizden çıkarınca gençlerimiz zalimlerle mazlumları birbirine karıştırıyor, en haklı davasında mazlumlara şüphe ile bakıp zalimin arkasında saf tutabiliyor. Biz “ Kudüs” demedikçe; “Aksa, benimdir." ve "Öldürülen, bendendir.” diye haykırmadıkça çocuklarımız işgali sıradanlaştırıyor. Sadece haritadaki Kudüs’ü değil, kalbimizdeki Kudüs’ü de işgal ediyor birileri. Şimdi kulaktan kulağa ve dilden dile Kudüs ve Filistin davasını tekrar anlatmanın; unutanları ve uyuyanları uyarmanın zamanıdır. İnanıyoruz ki Kudüs-ü Şerif'e dört asırdan fazla hizmet etmekle müşerref olmuş milletimiz, Ömer Bin Hattap’tan ve Selahattin Eyyubi’den aldığı bu emaneti yine emin ellerde görene kadar huzur bulamayacaktır.
Şimdi durum her zaman olduğundan daha farklı. Mescid-i Aksa fanatik Yahudiler tarafından zaman ve mekân olarak bölünüp kimliği değiştiriliyor; on altı yıldır abluka altında tutulan Gazze haritadan silinmeye çalışılıyor. Buna karşı Filistin direnişi şanlı destanlarından birini yazdı. Ancak Siyonist rejim bu direniş karşında düştüğü acizliği yaralı bir hayvan gibi hedef gözetmeksizin sivillere saldırarak bastırmaya çalışıyor. Gazze’de sadece vahşi bir soykırım var şimdi. Sivil yerleşim yerleri aralıksız bombalanıyor, fosfor bombalarıyla inanılmaz bir soykırım gerçekleştiriliyor.
Şuna iman etmişiz ki; Emr-i Kün-Fe Yükün’e sahip bir Rabbimiz var. O emredince küreler birbirine kavuşur, yıldızlar gökyüzünden tane tane dökülür. Dualarımıza cevap veren, ayaklarımızı zalimlere karşı sabit tutan Mevla’mız bizimledir. Ve bu mazlumların ahı da elbet Arş-ı Âlâya’ya ulaşacaktır. Ancak bu yardımı hak edecek şuuru ve iradeyi ortaya koymak bize düşmektedir. Filistin için omuz omuza vermek, millet olarak mazlumların arkasında saf tutmak belki de bunun ilk basamağıdır.
İşte bunun için biz Bartın Sivil İrade Platformu olarak mazlum Filistin halkının yanında olduğumuzu ve Siyonist İsrail zulmünü lanetlediğimizi tüm yüreğimizle haykırıyoruz. İlk kıblemiz olan Kudüs özgür olana kadar da bunu haykırmaya devam edeceğiz.’’