Bartın Özgür-Der imzalı okunan bildiri esnasında ‘’İdlib Halkı yalnız Değildir!”, “Yaşasın Zalimler İçin Cehennem”, “İşgalci Rusya Suriye’den Defol”, “İşgalci İran Suriye’den Defol”, “Müslümanlar Kardeştir”, Müslüman Uyuma Kardeşine Sahip Çık” sloganları attılar.
Eylem, Akif Çakmak’ın yaptığı dua ile sona erdi.
Bartın Özgür-Der adına Berat Şerbetçi’nin okuduğu bildiri:
MAZLUM İDLİB HALKI YALNIZ DEĞİLDİR!
Rusya, İran ve Esed şer ittifakı İdlib halkını acımasızca katlediyor. Bartınlı Müslümanlar olarak İdlib halkıyla dayanışmak ve işgalciler Rusya, İran ve Esed rejimini protesto etmeye davet ediyoruz!
Suriye’de dokuz yıldır devam eden savaşın acı bilançosu artarak devam ediyor. Katil Esed’in, Rusya’nın ve İran’ın işledikleri cinayetler ülkeyi kan gölüne çevirmiş vaziyette.
Bu güne kadar Suriye’de bütün dünyanın gözü önünde yüzbinlerce insan vahşice katledildi, milyonlarcası da ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar. Sivil ve savunmasız insanların katledilmesine kör, sağır ve dilsiz kalan bölgesel ve küresel güçlerin ahlaksız ve vicdansız tavrı Suriye’deki trajediyi bugün daha da ileriye taşımış durumda. Bu umursamaz tavırdan cesaret alan Suriye’deki şer güçler ise yeni katliamların peşinde.
4 milyon insanın yaşadığı İdlib’te 2018 yılı Eylül ayında imzalanan mutabakata rağmen hala insanlar katlediliyor. Suriye İnsan Hakları Haberleşme Ağı' na göre İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde rejim ve Rusya'nın saldırılarında 1300'den fazla sivil öldü. 2019 yılında saldırıların yoğun olduğu alanlardan nispeten sakin yerlere ve özellikle Türkiye sınırı yakınına göç edenlerin sayısı ise bir milyonu aştı. Sadece son hafta bölgede yerinden edilenlerin sayısı 215 bini buldu. Aynı zamanda yapılan saldırılarda 74’ü çocuk olmak üzere 225 sivil hayatını kaybetti.
Rusya’nın Ortadoğu’da nüfuzunu artırarak bu sürece dâhil olması, ABD ve AB’nin ikircikli tutumları bölgeyi tamamen kaosa sürükledi. Bizler biliyoruz ki emperyalist güçlerin çıkarı için insanların ölmesi, acı çekmesi ve zayıf düşmesi hiç önemli değildir. Yeter ki devletlerinin çıkarı tehlikeye girmesin.
Müslümanların güçsüzlüğü ve parçalanmışlığı Suriye’de çözüm adına artık hiçbir umudu beslemiyor. Tarihin bir kez daha sayfalarına kaydettiği bu tablo utanç ve mahcubiyetten başka bir tanımı hak etmiyor. Maalesef bu tablo Müslümanların içine düştüğü zilletin ve mahcubiyetin fotoğrafıdır.
Burada özellikle ifade etmek istiyoruz ki, Esed zalimi, İran ve Rusya şimdiye kadar yapılan toplantı, müzakere ve anlaşma prensiplerine hiçbir zaman sadık kalmadılar ve çatışmasızlık bölgelerinde dahi sivil katliamlara devam ettiler. Gerek Cenevre’de, gerek Astana’da, gerekse de Soçi’de yapılan görüşmelerden şimdiye kadar mazlum Suriye halkı lehine bir karar çıkmadı ve bundan sonraki görüşmelerden de mazlumlar adına bir sonuç çıkmayacak görünüyor.
Suriye’deki mazlumlara sahip çıkan ülkemiz Türkiye’nin düne kadar izlemiş olduğu olumlu politikalar ehli vicdan sahibi olan herkes tarafından görüldü ve desteklendi. Türkiye umarız mazlum kardeşlerine sırtını dönmez ve onları sahipsiz bırakmaz ve uluslararası arenada gücünü ortaya koyarak bu katliamlara engel olur. Çünkü bu tavır Türkiye için insani bir erdem ve sorumluluktur.
İdlib’te şu anda 4 milyona yakın insan yaşamaktadır. Zalim Esed’e teslim olmayı kabul etmeyen bu mazlum halk şu anda ağır bombardıman ve kitle imha silahlarıyla yok edilmek istenmektedir. Eğer gereken tepki verilmezse maalesef İdlib de diğer bölgeler gibi yıkıma uğrayacak ve ağır bir bilançoyla karşı karşıya kalacağız.
Suriye’nin diğer bölgelerinde yaşanan katliamların İdlib’te de yaşanmaması için bütün Müslümanlar topyekûn dayanışma sergilemeli ve zalimlere karşı sesini yükseltmelidir. Aksi takdirde mazlum bir halkın ölümüne seyirci kalmanın vebalini hiçbirimiz yüklenemeyiz.
Bu vesileyle burada toplanan ve hassasiyet gösteren bütün kardeşlerimize teşekkür ediyor ve şahitliklerinin Allah katında kabul olmasını diliyoruz.
BARTIN ÖZGÜR DER