Kenan Alpay'ın Yorumu:
Türkiye’nin arkası arkasına maruz kaldığı barbarca saldırılar, biri kurumadan diğerleri oluşturulan kan gölleri elbette birden fazla amaca matuf olarak işliyor. Elazığ ve Van’da patlatılan bombaların henüz dumanı tüterken vahşet Gaziantep’te zirve yaptı. PKK, Fethullahçı cuntanın kanlı darbesini, IŞİD ise PKK’nın kanlı kaosu yaygınlaştırma ve derinleştirme projesini gölgede bırakmak için yarışıyor sanki. Hemen her tarafından kan fışkıran bu tablo adı geçen cinayet şebekelerinin şu ya da bu düzeyde bir inşa projesine değil ne pahasına olursa olsun mutlak bir yıkım ve bitimsiz bir savaş projesi peşinde olduklarını kesinlikle teyit ediyor.
Gaziantep Şahinbey’de bir düğünü hedef alarak 50’yi aşkın kardeşimizi katledip 90’dan fazlasını yaralayan bombalı saldırı için girilen kınama ve taziye yarışı bizi şaşırtmıyor. Güya IŞİD’in vahşetine karşı hem de hiçbir şüphe belirtmeksizin kesin bir tavır alınıyormuş havası estiriliyor. İyi de aynı duyarlılık ve tavır neden PKK’nın bombalı saldırıları ve Fethullahçı cuntanın askeri ihtilal kalkışması karşısında sergilenmiyor? Bu çelişkili hatta ikiyüzlüce tutumun cevabı sadece siyasiler nezdinde değil geniş toplum kesimleri nezdinde de belirsiz değil. Aksine son derece nettir. Avrupa ve Amerika IŞİD’in katliamı tahakkuk etmeden PKK’nın katliamlarını yarım ağız olsun kınayamıyor, Fethullahçı cuntanın kanlı darbesini tevil için kırk dereden su getiriyorsa saldırıların en çok kime hizmet ettiği de tereddütsüzce belirginleşir.