Reyhanlı'da onlarca masum Türkiyeli insanın ölümüne neden olan saldırıların organizatörlerinden Mihraç Ural'ın fikir babası olan ve Suriye'nin Banyas şehrinde Mihraç Ural tarafından gerçekleştirilen katliamın fetvasını veren Şii molla direnişçiler tarafından yakalandı.
Incanews’ten Abdulkadir Şen’in haberine göre Suriyeli direnişçiler dün Banyas bölgesinde katliama fetva veren müftüyü esir aldılar. Oldukça endişeli gözlenen Müftü Bedir Vehib el Ğazal'ın burnunun kanadığı görülüyor.
Bilindiği gibi Mihraç Ural'a bağlı güçler tarafından gerçekleştirilen katliamda yüzlerce çocuk ve kadın öldürülmüş binlerce insan Banyas bölgesini terk etmek zorunda bırakılmıştı.
Şii Din Adamı ve Reyhanlı Bağlantısı
Reyhanlı katliamını organize eden isimlerden Mihraç Ural saldırı öncesi ve sonrası Türkiye'yi tehdit etmişti. Saldırıda onlarca masum sivil yaşamını yitirmişti. Reyhanlı saldırısının fetvasını da Şii Müftü Ğazal'ın verdiği iddia ediliyor. Saldırı sonrası İran da Türkiye'yi adeta tehdit etmiş ve Suriye politikasını eleştirmişti.
Mihraç Ural Banyas'ta katliam yapacağını açıklarken:
Nusret Cephesi Saldırıyı Kınamıştı
Türkiye'de bazı Şii gruplar ve CHP yanlısı Kemalist-Sol düşüncede yapılar saldırıları Nusret Cephesi'nin düzenlediğini iddia etmiş, ABD basını da bu iddia ile Türkiye'nin Suriye politikalarına karşı söylemler geliştirmişti.
Nusret Cephesine ait kaynaklarda yayınlanan bildiride; Nusret Cephesi baş müftüsü Ebu Mariya el Kahtani iddialara cevap vermişti. Laik eğilimli Heysem Menna'nın iddialarına cevap veren Cephe müftüsü Türkiye Müslümanlarına saldırmanın İslam’la yakından uzaktan alakası olmadığını belirtti.
Şii Molla'nın fetvasıyla gerçekleştirilen Banyas katliamı:
Ural'dan Antakya Halkına Provokatif Çağrı
Katliamlarına destek veren Bedr el Ğazal'ın esir edilmesine oldukça öfkelenen Mihraç Ural, facebook adresinden yaptığı açıklamada Antakya halkını isyana ve insanları esir almaya çağırdı.
İşte Ural'ın açıklaması
ONURLU ANTAKYA HALKINA ÇAĞRIMDIR...
Mihrac Ural – 5 Ağustos 2013 / Pazartesi
Şeyhimiz Bedir Wehib Ğazal, Kadir gecesi dini görevlerini yerine getirmek üzere gittiği köye ÖSO ve Nusra Cephesi baskın düzenlemiştir. Şeyhin esir düştüğü Baruda köyü, Lazkiye'nin Slinfi nahiyesinin bir köyüdür. Bu köy eli kanlı şebekelerin denetledikleri bölgeye tam sınırdır. Şeyh, hayatında hiç bir siyasi ya da askeri süreçte yer almayan inanç sorumluluğunda olan her şeyhtir. Mukaveme Suriye önderlerinden olan ve benimle sık sık fotolarda görülen şeyh Muvaffak Ğazal'in amcası oğludur.
Şeyhimiz esir ve işkence atındadır. Esaretini sona erdirmek için Antakyalı hemşerilerime çağrımı yapıyorum.
Antakya’da serseri mayın gibi dolaşan ÖSO ve Nusra Cephesi önde gelenlerinden kim olursa ve kaç kişi olursa rehin alınıp şeyhimizin esaretine son vermek çok daha kısa bir yol olacaktır. Herkes şuna inansın artık bu bölgede tüm süreçler ortaktır. Kimse dikenli tellerle ortaya konan uydurma sınırlarla aynı halkın acılarını ikiye bölemez. Bu acı tektir ve bunun gerekleri de ortak bir yolla yerine getirilmelidir.
Antakya'nın onurlu gençleri mesajım açık bunu yerine getirecek yürekli insanlarımızın olduğunu biliyorum. Biz savaşın orta yerindeyiz her şeyi ortaya koyarak şeyhimizi kurtaracağız, ama bu aynı zamanda Antakyalıların da görevi ve sorumluluğudur.
İnsana işkence etmeye, adam öldürmeye zulüm yapmaya kimsenin hakkı yoktur. İnancımız bunu yasaklar. Kültürel algılarımızın ilkeleri de bunu yasaklar. Ancak zalime karşı, mazlumu savunmak için zulüm yapmadan her eylem meşrudur. Şeyhimizi bu bilinç ve algıyla kurtarmak için Antakyalı yiğitlerin davranmasını bekliyoruz.
Bu önerme kimseyi tehlikeye atma yada ortamı germek için yapılmıyor. Zaten tek hedef ÖSO ve Nusra şebekeleridir. Bunların varlığı bile meşru değildir. Antakya’mızı kirlettiler ve halkımızı her iki devlette katletmektedirler. Bu öneriyi provakasyon olarak niteleyecek kişiler yarın başlarına acı bir olay gelince kendi zalimlerine karşı mazlum rolü oynamasınlar diyeceğim...