Bankacılık sektörü üzerine

Abdurrahman Dilipak

Finans piyasasının yeniden yapılandırılması şart.. Bana kalırsa bu konuda geç kalınıyor.. Türkiye’nin, dünyada, bölgede ve içeride değişen şartlara göre yeniden yapılandırılması gerekiyor.  

Kredi konusunun da yeniden düzenlenmesi gerekiyor.. Borsanın da öyle.

Borsa hâlâ büyük oranda, kumar, illüzyon gibi bir şey..

Geçen gün bir mektup aldım: "BANKALAR TARAFINDAN TAKİBE ALINMIŞ FİRMALARLA İLGİLİ HİÇBİR ŞEY YOK" TÜRKİYE’DE KREDİ KULLANAN HER FİRMA BANKALAR TARAFINDAN HER AN YOK EDİLEBİLİR KONUMDA. TİCARİ KREDİLERDE BANKA GEÇERLİ BİR NEDEN OLMADAN DAHİ 1 HAFTALIK SÜRE İÇERİSİNDE NAKİT RİSKİNİN KAPATILMASINI, TEMİNAT MEKTUBU KULLANIYOR İSE BEDELİNİN NAKDEN BLOKE EDİLMESİNİ TALEP EDEBİLİR. ELEKTRONİK ORTAMDA VE İSTİHBARATLA BÜTÜN FİNANSMAN KURULUŞLARI BUNU ANINDA GÖRÜR, ONLAR DA RİSKLERİNİ TASFİYE ETMENİN ÇABASINA GİRERLER. FİRMANIN KREDİLERİNİ VADESİ GELMEYENLER DE DAHİL BLOKE EDİP İHTARNAME GÖNDERİRLER. DÜZENLİ ÖDEDİĞİ KREDİ KARTLARI DAHİ İPTAL EDİLEBİLİR” Diyor mesajın sahibi..

Yıllar önce Denizli’de Değirmencioğlu Grup diye bir ev tekstili firması vardı, Koç Bank’la bir kredi ilişkisi sonrası başına gelenleri dinlemiştim bir ara bir arkadaştan.

O borç şimdi Yapı Kredi’ye, oradan da uluslar arası bir finans kuruluşuna geçmiş.

 Hani, derler ya, “Bankacı güneşli havada şemsiye teklif eder, yağmurlu havada geri ister” diye, Anadolu’dan gelen kişiler, borsa ve hileli finans oyunları konusunda çok yetersiz.. Kısa sürede mafianın eline düşüyorlar.. Katalog çekimleri, fuarlar, dış geziler derken, kumar masasında ya da bir gönül macerasının ardından gizli kamera çekimleri ile bir şantaj çetesinin avucuna düşüyor kimileri..

Bankadan kaçarken tefecinin ağına takılanlar da vardır. Yağmurdan kaçarken doluya tutulurlar..

 Bana kalırsa bu işler aslında nitelikli dolandırıcılık işleridir. Muhtekirle tamahkar buluşur, sonrası malum.

Sizi bir kere temerrüte düşürdüler mi artık tuzağa düşürülmüşsünüz demektir. Kaz gibi yolarlar adamı.. Kurtulmak için çırpındıkça batarsınız. İyi gün dostları kötü günde bir anda sizden uzaklaşırlar. Çevrenizde Brütüsler, leş kargaları toplanmaya başlar..

Firma bir kere tuzağa düşünce, suya düşen yılana sarılır hesabı tefecilerin eline düşer. Debelenmeye başlar. Panik, batışı hızlandırır. Taşeronlar, alacaklılar, fasoncular, mal verenler hemen kapıya dayanır.. Hele böyle bir zamanda bir de hafif bir ekonomik kriz havası oluşursa panik daha da artar.. İnsanlar başkalarına yardımcı olmak yerine kendi geleceğini garanti altına almak için daha ihtiyatlı davranmak isterler..

Risk teminatı oluşturamayacak, ama büyümekte  olan firmalar finans dünyasının akbabalarının iştahını kabartır.. Koç başını batağa çekecek olursa, bunun domino etkisi ile başkalarını da aynı bataklığa çekecektir..

Makul gibi gözüken faizler temerrüte sokulunca bir kara deliğe dönüşür.. Bir anda katlanarak büyür ve her şeyi yutar.. Aslında tefeciler bankacıların kurbanlarının kadavralarından beslenir.. TEFECİ PİYASASINI DOĞURAN BANKALARDIR. Türkiye’de bu insafsız, vicdansız, ahlaksız oyun hep oynanır.. Bu aslında tetikçiliktir.. 

John Perkins’in “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları”nı okuyanlar bilir. Aslında bu iş nitelikli bir dolandırıcılıktır.. Bu işin çözümünü tek başına BDDK’dan beklemek doğru değil..

Yasama, yürütme, yargı... herkesin sorunu bu. Bu tuzağa yakalananların bu ahtapota karşı tek başına direnmesi mümkün değil. Mutlaka dernekleşmeleri ve haklarını bilinen yollar dışında Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru, AİHM, BM’de araması gerek.

Ne yazık ki bu iş bugüne kadar hep yapanın yanına kâr kaldı.. Bu işler böyle gelip böyle gitmemeli.

“REEL SEKTÖR KAN AĞLARKEN BANKALAR SÜPER KÂRLAR YAPIYOR” diyor bir kurban! Riskinin 5 katı ipotek vermek zorunda bırakılıp bankacılar tarafından dolandırılan kişiler, firmalar var.. Ama tabii, minareyi çalan kılıfına uyduruyor öte yandan.

Kuşkusuz her banka, her bankacı öyle değil. Ama bu örnekler de tek örnek değil. Selam ve dua ile. 

YENİ AKİT