Banka Promosyonlarını Kullanmanın Caiz Olup Olmadığı Tartışması

Hayrettin Karaman, “faizci” olarak nitelendirdiği bankaların dağıttığı promosyonları tüketmenin caiz olup olmadığını tartıştığı yazısında konuyla ilgili öne çıkan yaklaşımları değerlendirmiş.

Hayrettin Karaman’ın Yeni Şafak’ta yayımlanan konuyla alakalı yazısı (14 Aralık 2018) şöyle:

Faizci Bankaların Promosyonları

Bir WhatsApp grubunda konu ile ilgili olarak tanınmış hocaların söyledikleri şöyle aktarılmıştı:

Nureddin Yıldız:

“Banka promosyonları, direkt faiz değildir. Faiz şartları ona uymuyor ama soframıza gelebilecek bir helallikte olduğunu da zannetmiyorum.”

Mehmet Talu:

“Kişi için bu promosyon bir faiz olmadığı için alabilir ve dilediği şekilde tasarruf edebilir. Fakat şunu da belirtelim ki, bu fazla ödemelere ihtiyaç duymayan kardeşlerimizin bunu kullanmayıp fakir kimselere ve yardım kuruluşlarına vermeleri daha münasiptir. Çünkü bu ödemelerin tek nemalandırma kaynağı, faizdir. Bu durumda bu fazlalıklar kesin olarak faiz olmasa da faiz şüphesi taşımaktadır.”

Ahmet Mahmud Ünlü:

“Kesinlikle alın, bankaya bırakmayın, geçiminizi sağlamakta zorlanıyorsanız siz kullanın, eğer ihtiyacınız yoksa ihtiyaç sahibi fakirlere dağıtın…”.

İhsan Şenocak:

“Sistem belli bankalarla anlaşmayı şart koşuyor. Bu para faiz hükmündedir. Bu para alınacak çünkü alınmazsa faizci sisteme katkı sağlanmış olunur. Fakat alındıktan sonra kendi ihtiyaçlarınız için kullanmayın. Bu para ancak kamu yararına harcanabilir. Fakirlere de verilmemelidir.”

Halil Günenç:

“Promosyon denen bir şey vardır. Vatandaş parasını hangi bankaya verirse onlara promosyon veriyorlar, yine onu alacaksın ama fakirlere vereceksin. Yiyemezsin çünkü o para faizdir. ‘El malü’l-habis, sebilühü et-tasadduk’ devletten gelse ayrı.”

Orhan Çeker:

“Banka promosyonlarını bankanın hediyesi sayıyoruz. Bankanın hediyesi olan bir parayı da yenmeyen, içilmeyen, giyilmeyen bir yere sarf edin diyoruz.”

Faruk Beşer:

“Promosyonları soruyorlar. Emeklilerin durumu iyi değil, ama bu para peşin verilmiş bir faizdir. Alınacak, ama bir fakire verilecek.”

Benim söylediğimi de şöyle aktarmışlar:

“Mümkünse maaşlarımızı faizli işlem yapmayan katılım bankalarına yatırıp oradan çekelim. Bunun mümkün olmadığı yerlerde ve şartlarda ise verilen promosyonları alalım ama -yoksul değilsek- bunu yoksullara verelim.”

Benimki doğru aktarıldığına göre diğerlerinin de öyle olduğuna inanıyorum.

DiyanetTV’de Hüseyin Kayapınar Hoca’nın cevabını dinledim, o da en azından faiz şüphesi bulunduğu için ihtiyaç içinde olmayanların bu promosyonu alıp yoksullara vermeleri gerektiğini söylüyor.

Benim, faizci bankaların verdikleri promosyonun faiz olduğunda şüphem yoktur.

Bir yerde çalışan kişi, maaş ve ücretini hak ettiği andan itibaren bu para onun mülküdür ve işverenin elinde emanettir. Çalışan emekli ise maaşını nereden almak istediğini devlet ona soruyor ve oraya gönderiyor. Emekli değilse çalıştığı kurum, çalışanlara vekâleten, onların mülkü olan maaşlarını nereden alacaklarını belirliyor. Eğer kurum, faizci bir banka ile anlaşmış ise çalışanların malı/parası o bankaya geliyor, çalışanların kahir çoğunluğu o gece saat onikiyi bir saniye geçe maaş ve ücretlerini almıyorlar, bu paralar bankalarda emanet desek bankanın ondan faiz kazanamaması (parayı kullanma imkanının olmaması) gerekir, banka bu paraları faize koyuyor, kullanıyor, şu halde kendine ödünç verilmiş (cari hesap) kabul ediyor, bundan daha fazla kazandığı için daha azını para sahiplerine promosyon adıyla veriyor. Promosyonu hediye kabul etseniz bile paranızı meşru yerde kullanan bir kimsenin dahi size bu para yüzünden hediye vermesi caiz değildir, burada ise hem meşru olmayan yerde (faizcilikte) kullanıyor, hem de bu yüzden sahibine hediye veriyor.

Dediğim gibi, bu paralar alınacak ve buna, temel ihtiyaçları bakımından muhtaç olanlar kullanacaklar, bu seviyede muhtaç olmayanlar, Halil Hoca’nın ve diğerlerinin dediği gibi yoksullara verecekler.

Yorum Analiz Haberleri

Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm