Bangladeş'in Enformasyon ve Yayıncılıktan Sorumlu Devlet Bakanı, Birleşmiş Milletler uzmanları hükümetin göstericilere yönelik ölümcül baskısına ilişkin bağımsız bir soruşturma başlatılması çağrısında bulunurken, hükümetin kitlesel protestoları bastırma yöntemini savundu.
Perşembe günü Al Jazeera'ye bir mülakat veren Muhammed Arafat, ülkenin güvenlik güçlerinin öğrenci protestoları sırasında "barışı geri getirmek için" her şeyi yaptığını söyledi.
Arafat, "aşırılık yanlıları ve teröristler" de dahil olmak üzere "üçüncü taraf" aktörleri huzursuzluğu körüklemekle suçladı.
Arafat verdiği demeçte, "Biz öğrencilerden terörist ve anarşist olarak bahsetmiyoruz. Üçüncü taraflar, bu hareketin içine sızan ve tüm bunları yapanlar.” dedi.
"Tansiyonu düşürmek için elimizden geleni yaptık" diyen Arafat, "bazı insanlar yangına körükle gitmeye çalışıyor, avantaj elde edebilecekleri bir durum yaratmaya çalışıyorlar ... ve hükümeti devirmeye çalışıyorlar" diye ekledi.
Binlerce Bangladeşli öğrenci bu ayın başlarında, Güney Asya ülkesinin 1971 savaşında Bangladeş için savaşan gazilerin torunlarına devlet işlerinin yüzde 30'unu tahsis eden kota sisteminde reform yapılması talebiyle sokaklara dökülmüştü.
Yerel medyaya göre gösterilerin bastırılması sırasında 170'den fazla öğrencinin öldürülmesi ve binlerce kişinin tutuklanması, 170 milyondan fazla nüfusa sahip ülkede gerilimi tırmandırdı.
Protestolar 15 Temmuz'da Bangladeş Chhatra League (BCL) -ülkenin iktidar partisinin öğrenci kanadı- üyelerinin protestoculara saldırdığı iddiasının ardından şiddet olaylarına dönüştü.
Bunun üzerine polis gösterileri bastırdı ve sokağa çıkma yasağı ilan etti. Öğrencilerden kapatılan üniversiteleri boşaltmaları istendi; işyerleri kapatıldı ve ülke çapında internet erişimi engellendi.
Bangladeş hükümeti protestoları ele alış biçimi nedeniyle uluslararası eleştirilere maruz kaldı.
Perşembe günü Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Şefi Volker Turk, olaylar sırasında meydana geldiği iddia edilen "tüm insan hakları ihlallerinin tarafsız, bağımsız ve şeffaf bir şekilde soruşturulması" çağrısında bulundu.
Turk, "Birçok insanın Hükümetle bağlantılı olduğu bildirilen grupların şiddetli saldırılarına maruz kaldığını ve onları korumak için hiçbir çaba sarf edilmediğini görüyoruz" dedi.
Bir grup BM uzmanı da yaptıkları ayrı bir açıklamada, hükümetin "protestoculara yönelik şiddetli baskısı" olarak tanımladıkları olayların bağımsız bir şekilde soruşturulması çağrısında bulundu.
Uzmanlardan biri olan BM ifade ve düşünce özgürlüğü özel raportörü Irene Han Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada "Hükümet başkalarını suçluyor, başkaları da hükümeti suçluyor; tam ve tarafsız bir soruşturmaya ihtiyacımız var" dedi.
Han Perşembe günü yaptığı açıklamada, "Ancak hükümete güven olmadığı için, bunun uluslararası toplumla birlikte yapılması gerekiyor" dedi.
Resmi ölü sayısı henüz belirlenmedi: Bakan
Bakan Arafat, protestocuların devlet yayın kuruluşu Bangladeş Televizyonu'nun (BTV) başkent Dakka'daki merkezini basmalarını kınadı.
Binayı koruyan polislerin sayıca az olduğunu ve "ateş açmalarına izin verilmediği için ... bu kötü niyetli kişilerin BTV'nin içine girdiklerini, kelimenin tam anlamıyla işgal ettiklerini ve ateşe verdiklerini ve tüm her şeyi tahrip etmeye ve yok etmeye başladıklarını” ileri sürdü.
Arafat, hükümetin olaylarda ölenlerin sayısını henüz resmi olarak belirleyemediğini söyledi.
"Kayıplar, yaralanmalar ve ölümler söz konusu olduğunda, polis ve genel halk ya da protestocular veya hükümet destekçilerinden insanlar arasında ayrım yapmak istemiyoruz" dedi.
Bakan Al Jazeera'ye verdiği demeçte, bağımsız bir yargı komitesinin yaşananlarla ilgili kapsamlı bir soruşturma yürüteceğini ve böylece "bu kayıplardan sorumlu olan herkesin yargı önüne çıkarılabileceğini" söyledi.
Arafat ayrıca Başbakan Şeyh Hasina'ya yönelik istifa çağrılarını da reddederek Hasina'nın sadece "halkı koruduğunu" söyledi.
Salı günü protestocular eylemlerine ara verme süresini Cuma gününe kadar uzatmış, ancak Perşembe günü bir araya gelerek bu sürenin daha da uzatılıp uzatılmayacağını görüşeceklerini açıklamışlardı.
Temel talepleri arasında Hasina'nın öğrencilerin öldürülmesinden dolayı kamuoyu önünde özür dilemesi de yer alıyor.
Ayrıca İçişleri Bakanı Asaduzzaman Han, Karayolu Taşımacılığı ve Köprüler Bakanı Ubeydul Kader, Eğitim Bakanı Muhibul Hasan Çovdhury Nevfel ve Hukuk Bakanı Anisul Hakk'a kabineden ve partiden istifa etmeleri çağrısında bulundular.