Bangladeş Yönetiminin İdamları Bingöl’de Tel’in Edildi

Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu Cemaat-i İslami liderlerinden Mevlana Mutiurrahman Nizami’nin Hasina diktatörlüğündeki Bangladeş yönetimi tarafından idam edilmesini kınadı.

Bingöl Dörtyol Saat Kulesi önünde bir araya gelen duyarlı Müslümanlar, Cemaat-i İslami liderlerinden Mevlana Mutiurrahman Nizami için gıyabi cenaze namazı kıldı ve dua etti. Akabinde Platform adına konuşmayı yapan Orhan Buğrahan, yıllardır tanıdığımız ve bildiğimiz Cemaat-i İslami’nin böyle bitirilemeyeceğine ve bu onurlu direnişin sonuna kadar devam edeceğine vurgu yaptı. Buğrahan, Hasina yönetiminin mevcut fikirlerinden derhal vazgeçmeleri hususunda uyarılarda bulundu. Program Tekin Gönç’ün basın metnini okumasıyla sona erdi.

Programda sık sık “Şehid Rahman Yolun Yolumdur”, “Zulme Karşı Müslümanlar El Ele”, “ Uyan-Diren-Özgürleş”, “Katil Hasina Hesap Verecek” gibi sloganlar atıldı.

Basın açıklamasının tam metni:

Bangladeş hükümeti hukuki ve insani tüm değerleri ayaklar altına alarak siyasi cinayetler serisine devam ediyor. 13 Aralık 2013 tarihinde Cemaati İslami liderlerinden Abdulkadir Molla’yı, ardından 11 Nisan 2015’te Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Kamaruzzaman’ı ve 21 Kasım 2015’te de Genel Sekreter Yardımcısı Ali İhsan Mücahid’i idam ederek despotik zihniyetini serdeden Hasina yönetimi, yeni bir insanlık suçu daha işlemiş bulunuyor. Cemaati İslami Emiri Mevlana Mutiur Rahman Nizami 10 Mayıs 2016 da yine bu despotların hukuksuzluğu ve zalimliği sonucu idam edilmiştir.

Tüm dünya biliyor ki, evrensel hukuk kaideleri tümüyle ihlal edilerek oluşturulan sözde mahkemelerde sürdürülen pespaye yargılamalar neticesinde ve tümüyle siyasi intikam hesaplarıyla verilen idam kararları açık bir zorbalık, bu hukuksuz kararların infazı ise hiç tartışmasız açık birer siyasi cinayettir!

Hasina yönetiminin 40 yıl önce yaşanmış iç savaş olgusunu siyasi bir malzeme olarak rakiplerine karşı kullanma ve uyduruk isnatlarla muhalefeti tasfiye çabasının kirli bir dekoru olarak işlev gören Bangladeş yargısı tüm despotik yönetimlerde karşımıza çıkan zalimlerin emrindeki yargı işleyişinin tipik bir örneği olarak hizmet etmektedir. Şüphesiz bu tür kararlara imza atmakla Bangladeş yargısı sadece kendini tüketmiş olmamakta; hukukun alnına da kara bir leke çalmaktadır.

İslami hareketlere karşı küresel emperyalist güçlerin tüm yeryüzünde yürüttükleri savaşı kendi siyasi çıkarları için bir fırsat bilen Hasina yönetimi konjonktürden istifade ederek Bangladeş İslami hareketine ağır bir darbe daha indirme peşindedir. Bu doğrultuda Cemaati İslami Emiri Mutiur Rahman Nizami’yi idam ederek Bangladeş İslami hareketinin lider kadrosuna karşı yürüttüğü tasfiye siyasetini bir ileri aşamaya taşımak ve iktidarının ömrünü uzatmak derdindedir.

Oysa Bangladeşli kardeşlerimize karşı işlediği suçlar yüzünden hem bu dünyada lanetlenmeyi, hem de sonsuz ahiret azabını hak eden Hasina yönetimi bilmelidir ki, Allahu Teala zalimleri asla payidar kılmaz! Şehadete yürüyen İslami hareket liderlerinin tümünün onurlu ve kararlı tutumu bu tür zalimliklerle muhalefeti bastırmayı ve İslami hareketi sindirmeyi hedefleyen Bangladeş hükümetinin çabalarının asla başarılı olamayacağının en somut göstergesi olmuştur.

Bizler Hasina diktatörlüğünün yapmaya çalıştığı şeyi Cemaati İslami Emiri değerli alim Mutiur Rahman Nizami’nin şahsında tüm İslam Ümmetine açık bir düşmanlık olarak görüyoruz. Bangladeşli kardeşlerimizle ve Cemaati İslami hareketi ile dayanışma içinde olduğumuzu belirtirken, insanlık vicdanını bu açık zulme karşı harekete geçmeye çağırıyoruz.

Şehadetin kutlu olsun ey şehid!

Rahman Nizami şehadetinden kısa bir süre önce biz Müslümanlara vasiyet niteliğinde bir mektup bırakmıştır.

"Ben gidiyorum…

Çeki düzen verin kendinize. Sıranın size de geleceğini unutmayın. Şehadetin şehid gibi yaşayanlara nasip olacağını, Allah'tan başkasına kul olunmayacağını hatırlayın her daim.

Ben gidiyorum…

İbret alın bu yolculuktan. Bir araya geldiklerinde sadece aynı anda ayaklarını yere vursalar dünyayı sallayacak kalabalıktaki sizler, kardeşlerim. Sizin gözünüzün önünde yürüyeceğim ipe. Korku görmeyeceksiniz. Endişe sezmeyeceksiniz. Öfkemi de beraberimde götüreceğim.

Ben gidiyorum…

Dilerim bu gidiş size kim olduğunuzu hatırlatsın. Mazlumlar için ayağa kalkmanın bir yolunu bulmanızı sağlasın. İpler adedince baş istense, ama deseler ki bu bedel kıyam içindir, az kalır giden başlar! Boşuna terk etmez canımız bedenimizi. Mükâfatını O'ndan biliriz. Kalanlara ibret olmadığı üzer bizi…

Size son sözlerim şudur;

Her zaman batılın, zulmün ve haksızlığın karşısında ilmi mücadeleye devam edeceksiniz. Bir mümin asla Allah'tan ümidini kesmez. Hayatınızın sonuna kadar Allah yolunda bir gaye ile görevinizi sürdüreceksiniz. Batılın tüm tuzaklarına ilim yoluyla cevap vereceksiniz. Kadınlarımızın yetiştirilmesine ve ahlâk yoluna önem vereceksiniz. Cemaat-i İslami'de asla bir lider problemi yaşanmayacaktır. Durum ne kadar kötü olursa, o kadar iyi ve kaliteli liderler yetişecektir. Ben yaşlandım. Rabbim her an canımı alabilir. Ben şehit olarak Allah'ın huzuruna gitmek istiyorum. Benim şehadetim ile beraber değişim başlayacaktır. Halkım ve dünya Müslümanlarından dua istiyorum. Eğer dünyada bir daha görüşemezsek, cennette görüşeceğimizi ümit ediyorum inşallah."

Mutiur Rahman Nizam

Şehidlerin kanı Müslümanların dirilmelerine vesile olacaktır. Bu gidişler şehidin dediği gibi bize kim olduğumuzu hatırlatır inşallah. Bir kez daha haykırıyoruz zalim yönetimler şunu asla akıllarından çıkarmasınlar İslami hareket Adem’den Hatem’e oradan kıyamete dek sürecektir. Bizleri öldürüp toprağa gömseniz bin başak olup karşınıza çıkacağız. Size de zalim selefleriniz nemrut ve firavunun akıbetini hatırlatıyoruz.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi