Balyoz kime indi!

Abdurrahman Dilipak

Mekerallahu! Neye niyet, kime kısmet..

Hani hep yazıyorum ya; “Bize hayır gibi gelen şeylerde Allah şer, şer gibi gelen şeylerde hayır murat etmiş olabilir..”
Bomba ellerinde patladı.. Deşifre oldular..
Anayasa Değişikliği, Yargı Reformu ve TSK’nın idare içindeki yerinin yeniden düzenlenmesi için tarihi bir fırsat ortaya çıktı..
Baykal ve Bahçeli’nin söyleyecek fazla bir sözü de kalmadı..
Kürt Ergenekonu, terör, irtica ile ilgili olarak önümüzdeki günlerde yeni şok gelişmeler yaşanabilir..
Ve tabiî, malum media ve malum sermaye açısından da durum aynı.. Özellikle Koç ve Doğan Grubu’na dikkat etmek gerek.. TÜSİAD’daki yönetim değişikliğinin ardından verilen ilk mesajlar da, köprünün altından çok sular aktığının habercisi gibi..
Media, Sermaye, Bürokrasi, STK ve siyasetdeki Ergenekon uzantıları ya da kimlerle işbirliği yapılacağına ilişkin yapılan fişlemeler de ortaya döküldü..
Şerlerinden emin olmak, çıkarlarını korumak adına Ergenekonculara, Ulusalcılara yakın duranlar, bu gelişmeler karşısında durumlarını yeniden gözden geçirmek durumundalar..
Hani bundan sonra birileri bu darbeci paşaları şirketlerine danışman olarak alsınlar da görelim.. O dönem bitti artık..
Bu aşamadan sonra iç hesaplaşmalar gündeme gelir. Dünkü kanlı ve karanlık işlerle iş ortaklığı yapanlar, şimdi birbirlerinden kuşku duyacaklar.. Hatta dünkü eylem arkadaşlarını susturmaya, en azından onu suçlamaya dönük bir çaba içinde olacaklardır..
Darbecilerle iş tutanları ya da darbecilerin “iyi çocuk” olarak işaretlediği isimler de kariyerlerinin sonuna geldiler.. Hani derler ya “suç samur kürk olsa, kimse giymek istemez” diye. Genelkurmay yalanlasa da, iddialar ortada. Bu iddiaları destekleyen tanıklar, kanıtlar da..
Şimdi dikkat etmek gerek. Bu işe bulaşıp gırtlaklarına kadar batanlar, bundan sonra daha saldırgan hale gelebilir. İkinci bir tehlike de, bu kadrolarla iş tutup, kenarda kalanlar, kraldan fazla kralcı bir tavırla iktidara yanaşmaya çalışabilir..
Ortada kalan büyük bir kesim ise korkup sinecektir. Unutulmak için sessiz ve gözden ırak kalmaya çalışacaklardır..
Balyoz operasyonu ile birlikte Ergenekon’da yeni bir dönem başladı..
Bundan sonra MHP ve Bahçeli daha ihtiyadlı bir rota izleyecektir.. Baykal’ın ise artık yelkenleri indirmesi gerek.. “Keskin sirke, artık küpüne zarar vermeye başlamıştır.” CHP ve DYP ile birlikte paralel örgütlerin de toplumsal tabanında ciddi bir çözülme yaşanacak..
Yeni tartışmalar, yeni iddianameler, yeni davalar arkası arkasına gelecek.. Birileri için Ergenekon’u savunmak daha zor hale gelecek.. Ergenekon mediasında ciddi bir çözülme olacak.
Bu sürecin en önemli katkısı, Anayasa, Yargı ve TSK reformu alanında olacak..
Balyoz planı en çok iktidarın işine yaradı ve darbecileri ve onların işbirlikçilerini perişan etti.. Darbecilerin tehlike gördüğü isimler “kahraman” haline gelirken, işlbirlikçiler kamu vicdanında şaibe ve zan altında kaldılar..
AYM nin son kararı da bu olaylar ışığında özel ve farklı bir anlam kazandı.. “CHP nin noteri” durumuna düşürülen AYM, bir bakıma verdiği kararla kendini tartışmaya açtı..
Şimdi tek eksik, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın AK Parti hakkında yeni bir kapatma davası açması.. Zaten Ergenekoncular ve Yargıtay Başsavcısı, parti kapatma konusunda sanki birbirinin tanığı rolünü oynuyorlar.. Birbirlerinin iddialarına sığınıyorlar.. Ergenekon malum media üzerinden mesaj veriyor. Yargıtay Başsavcısı, Malum Mediaya servis edilen bu haberleri alıp iddianamesine dayanak yapıyor, sonra malum çevreler Yargıtay Başsavcısı’nın iddianamesini kendi iddialarına dayanak yapıyorlar.. Ve böylece zincir tamamlanıyor..
Balyoz darbe planı, darbecilerin Yüksek Yargı, Üniversiteler, Siyaset, Bürokrasi, İş dünyası ve Media, STK ve odalardaki uzantıları konusunda son derece ilginç, önemli, çarpıcı isimlerden oluşan listelere yer veriyor.. Yani fişleme işi sadece “kötü adamlar” için değil, “iyi çocuklar” için de yapılmış.. Şimdi “iyi çocuklar”, “kötü adamlar” için bir iddianame hazırlarken, aslında kendilerini, iddialarını dayandırdıkları yerleri, karanlık ilişkilerini de deşifre etmiş olacaklar bu durumda.. “Çok kullanılmış bazı isimler”i şimdi dinlemek ve yakın takibe almak gerek. Bunlardan riskli görünenler, infaz edilebilecekleri gibi, tehdit ve şantaja da maruz kalabilirler. Ya da çok kullanılan, çok şey bilenler susuturulmak da isteniyor olabilir.. Mumcu’yu katledenler, Hablemitoğlu’nu, Aksoy’u, Üçok’u katledenler, kendi dünkü arkadaşları için de bugün aynı şeyi yapabilirler..
Bu “Balyoz” sadece operasyonda adı geçen emekli paşaların değil, Demirel’in, Başbuğ’un Baykal’ın başına değil, CHP, DYP ve irtica bahanesi ile mütedeyyin insanları ordudan ihraç edip, çetecileri himaye edenler vasıtası ile TSK’nın başına da indi.. TSK’ya zarar verenler, bu karanlık ve kanlı ilişkileri ortaya çıkartanlar değil, bu işlerin altında imzası olanlardır..
Şimdi öncelikle acil bir şekilde EMASYA’nın geri çekilmesi ve Kozmik odadaki belgelerin imhasına mani olunması ve imha girişimlerinin takip edilerek bu yönde girişimde bulunanların caydırıcı bir şekilde cezalandırılması ve devlete ait gizli belgeler ve arşivlerin hükümet tarafından güvenceye alınarak bu konuda acil ve yeni bir düzenleme yapılması gerekiyor..
Bütün bu olaylar, bir yandan iktidarın elini güçlendirirken, öte yandan toplumsal hafızanın canlanması ve darbe karşıtı bilincin şekillenmesine katkı sağlıyor. Bana kalırsa bu işin en önemli yanı da bu..
Bu arada Balyoz planının Ergenekon iddianamesinin ekinde de yer aldığı öğrenildi. Planın bir kopyası da Kozmik odada muhafaza edilmiş.. Bu demek oluyor ki; askerî yetkililer bu konuda gerçeği söylemiyorlar.. Suç olan bir belgeyi hazırlamak ve korumakla suç işledikleri gibi, suç kanıtını imha ederek de birileri suç işliyor demektir..
Selam ve dua ile...

VAKİT