Balyoz

Abdurrahman Dilipak

Amerikan Yahudi Lobisinin Türkiye acentası gibi çalışanların “ulusalcılığı”ndan kime ne hayır gelir ki!

Önceki gün Balyoz’un ilk duruşması vardı.. Ben de şahsıma yönelik, darbe yapılanması içinde ve hâlâ etkisini maddi ve manevi alanda sürdüren açık ve yakın bir tehlike ile ilgili müdahillik talebim için avukatım Salih Döğücü ile birlikte oradaydım..

10 Muharrem günü Balyoz davasının ilk duruşması sessiz sedasız başladı.. Kapıda Özgür-Der’in basın açıklaması dışında bir gösteri yoktu. İzleyici koltuklarının nerede ise yarıya yakını boştu.. Sanıkların tamamına yakını gelmişti.. Müdahillerden ise ben, Özgür-Der ve Hamza Türkmen, Rıdvan Kaya’yı temsilen Av. Necip Kibar, Hukukçular Derneği’ni temsilen başkan Av. Cahit Özkan dışında gelen olmamıştı.. Yine Özgür-Der’den Musa Uzer ve Kenan Alpay da oradaydı..

İlk kez bir darbe planı, gerçekleştirilmeden bastırılıyor ve sorumluları sanık sandalyesine oturtuluyor..

Kanlı bir darbe plânından söz ediyoruz.. “Oraj, Suga, Balyoz, Çarşaf ve Sakal” diye birçok plândan söz ediliyor.. 200.000 insanı gözaltına almayı plânlamışlar.. 25’i General 196 sanık var Balyoz davasında; 968 sayfalık iddianame ve on binlerce ekinden oluşan suçlamalar sözkonusu..

Önümüzdeki günlerde ek iddianameler, yeni tutuklamalar olabilir diye düşünüyorum..

Çoğu kimse farkında değil ama, aslında bu darbe plânını 2003 yılında ilk kez Cuma dergisi deşifre etti.. “Paşalar söz dinlemezse” başlığı ile çıkan dergi bu yüzden kapandı. Hakkımızda önce Deniz Kuvvetleri askeri savcılığında soruşturma başlatıldı, daha sonra 6. Kolordu Komutanlığı mahkemesi tarafından dava açıldı. Daha sonra yasa değişti, dava adli yargıya intikal etti ve birkaç ay önce de zamanaşımından düştü.. Hurşit Tolon, Çetin Doğan suç duyurusunda bulunmuşlardı.. Biz uyarıda bulunduğumuz için bu işten vazgeçmek yerine bizi susturma yoluna gitmişlerdi..

Sanıklara bakıyorum da, birtakım kişiler kripto. Bu işe gırtlaklarına kadar batmışlar. Onların geri dönüşü mümkün değil. Bu davadan yakalarını sıyırsalar bile bir başka dava yakalarını bırakmayacak. Bunu biliyorlar. Çünki tek yanlışları bu değil. Onun için kararlılık gösterisinde bulunmak zorunda hissediyorlar kendilerini.. Ama bunlar %10 bile değil.. Bir kısmı ise agresif tipler. Kriptolarla birlikte her işe girmişler. Daha alt seviyede olmakla birlikte onlar için de direnmekten başka bir çıkış yolu yok sanki. Onlar daha agresif. Arada büyük bir kesim sanki pişmanmış gibi duruyor.. Bunların bir kısmı emir komuta zinciri içinde, ya da o zaman onlar güçlü olduğu ve kazanacaklarına inandığı için galiblerin safında yer almak için, ya da bu işler hep böyle olduğundan bunları rutin işler kabul ederek bu plânın içinde yer almıştır. Hatta gerçeğin tümüne bile vakıf olmayabilirler. Bu gerçekleri gördükten sonra bugün bu plânın içinde yer aldığı için pişmanlık duyan isimler de vardır.

Bazı kişilerin, daha önce pis işlerde kullanıldığı için, üstte birileri onlar hakkında yeni görev senaryoları yazmış olabilirler.. Yani plânda yer alan görevlendirmeden, birilerinin kendi hakkında böyle bir plân yaptığından bilgileri olmamış olabilir..

Davanın ileri safhalarında sanıklar arasında ciddi görüş ayrılıkları çıkacağı görülüyor.. Ancak, bunun ilk şartı, artık bir dönemin bittiğine kani olmalardır..

Dava daha yeni başlıyor.. Gelecek günlerde daha birçok bilgi ve belge mahkemenin önüne gelebilir..

Bu dava Ergenekon davasından daha farklı.

Ama bu arada hemen şunu söylemem gerek.. Bu, bir darbe plânı olduğuna göre ve darbe de İstanbul’da değil Ankara’da yapılacağına göre, bu işin merkezi Ankara’da.. Ankara’da yapılacak bir darbe plânına destek verecek kuvvet merkezlerinde de benzer plânların olması gerek.. Hatta derin unsurların da kendi bölgelerinde benzer plânlar yapmış olması gerek. Daha onlar ortaya çıkmadı. Diyarbakır, İzmir, Konya, Eskişehir, Kayseri, Malatya, Trabzon, Afyon, Balıkesir.. Buralardaki plânlar da ortaya çıkacak olursa dosya tekemmül etmiş olacak.

Bu döneme dair, istihbaratçı, siyasi, bürokrat, gazeteci, kim ne biliyorsa mahkemeye göndermesi gerek.. Bir darbe plânının içinde Mediası da vardır, Mafiası da. Sermaye de vardır, Siyaset, Bürokrasi, STK da..

Daha işin başındayız.. Sıra ne Karadayı’ya geldi ne de Çevik Bir’e, Demirel de orada oturmaya devam ediyor daha.. Patronlar kulübünden daha kimse de gelmedi. Mahkemenin sanık bölümü yetmeyecek gibi sanki.. Bekleyin daha neler olacak, hep birlikte göreceğiz.. Selâm ve dua ile.

YENİ AKİT