'Bir komünist olarak...' diye, siyasî kimliğinin altını vurgulayarak konuşuyor Murat Belge. Yumurtacı, Hopa eylemcisi solcuları bir kalemde 'Ergenekoncu' olarak niteliyor. Benim yaptığım, uzaktan bu balona minik çakıl taşları atmaktı. Murat Belge o koca balona iğneyi kimsenin beklemediği bir anda batırıyor. Çıkan gürültü, bir patlama sesi. Sadece balonun patlaması.
Yumurta eylemleri geçtiğimiz yılı renklendirmişti. Bu eylemler etkili bir 'konuşturmama', 'ifade özgürlüğünü engelleme' tekniği olarak küçücük marjinal sol bir cephe tarafından kullanıldı. Ben de hisseme düşeni aldım. Şöyle bir duyguydu: Karşınızda sizi dinlemeye gelmiş bir topluluk. Siz de onların karşısındasınız. Onların dinlemesini, sizin de konuşmanızı engellemek için 5-6 kişi yumurta atıyor, kuyruğuna basılmış gibi bas bas bağırıyor. Önünüzde iki seçenek var. Ya vücudundan et kopartılıyormuş gibi kendini yerden yere atan bu birkaç kişi karga tulumba dışarı atılacak. Ya da siz konuşmaktan vazgeçeceksiniz. Genellikle 'kimsenin kılına zarar gelmesin' diye ikinci yol tercih ediliyor ve en temel özgürlükler bu merhamet duygusunun altında ezilip yok oluyor.
Murat Belge işte bu eylemleri Ergenekon'a bağlıyor. Bu gençlerin Ergenekon operasyonlarına alet olduklarını söylemiş oluyor. Seçim döneminde Hopa'da Başbakan'ı protesto eyleminde bulunanları, bu eylemde kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Metin Lokumcu'nun çevresini de doğrudan Ergenekon'a bağlıyor. Radikal'de mülakatı yapan Ezgi Başaran düzeltmek için tekrar soruyor. Murat Belge, Hopa'da hayatını kaybeden eylemcinin çevresinin Ergenekoncu olduğunda ısrar ediyor ve ekliyor: 'Bir bakana yumurta atan öğrencileri düşün... Niçin darbeler iyidir diyen Süheyl Batum'a atmıyorlar?'
Hopa eylemi için küçük bir hatırlatma yapalım. Kampanya döneminde Başbakan'ın konvoyu Hopa'da taşlı saldırıya uğramış ve bir koruma görevlisi aldığı darbe ile ağır yaralanmıştı. Eylemciler arasındaki bir emekli öğretmen kalp krizi sonucu ölmüştü. Kalp krizine, polisin sıktığı biber gazının yol açtığı iddia edilmişti. Savaş alanına dönen Hopa'dan asıl hafızalara kazınan görüntü ise taş atan eylemci grubun hemen yanında duran bir bölük jandarma askerinin olayları film seyreder gibi hareketsiz izlemesiydi. Yani Murat Belge'nin kurduğu bağlantının ikna edici bir arka planı da mevcuttu.
Murat Belge Marksist bir aydın. Kırıksız bir çizgisi var. Donanımlı ve kimseye eyvallahı yok. Tek Parti döneminin önde gelen politikacılarından Burhan Belge'nin oğlu. Yakup Kadri'nin yeğeni. Kısaca rafine bir Cumhuriyet çocuğu. Bu yüzden yumurta ve Hopa eylemcilerini 'Tan gençliği' ile ve Cumhuriyet eğitiminden gelen faşizmle irtibatlarken tamamıyla içerden konuşuyor. Türkiye'de 'öncü sol' model olarak Cumhuriyet'in tepeden inmeci ve 'doğruyu biz biliriz' diyen aydın-bürokratların geleneğinin içinden çıktı. CHP'nin içindeki tek parti Kemalistlerinin de yumurtacıların da ortak paydasının Ergenekonculuk olması ve marjinal solun bu seçkinci Cumhuriyet ailelerinin sülbünden gelmesi tesadüf olmamalı. Sayınız çok az, fikirlerinizle marjinalsiniz. O zaman papuççu muştası gibi yandan gelecek bir Ergenekon desteği olmadan ne yapabilirsiniz?
Murat Belge'nin batırdığı iğnenin çıkarttığı ses o kadar çok ve yankıları o kadar kof ki; kuyruğuna basılanların dişe dokunur bir laf edememelerini normal karşılamak gerekir. Türkiye bir anayasa referandumundan geçti. Demokrasi standartları yukarı tırmanırken canını dişine takarak karşı duran marjinal solun artık 'Ergenekoncu' yaftasından kurtulması zor. Kenan Evren savcıya ifade verirken referandumun hayırcılarının 'sol'u yüzlerinden tel tel döküldü, geriye sadece marjinallikleri kaldı.
Ben bu 'yumurtacı' marjinalliğin bir patoloji olduğunu ve psikolojinin ilgi sahasına girdiğini yazmıştım. Murat Belge bu faşizm türü için Cumhuriyet eğitimine dikkat çekiyor. Bu sözü Murat Belge söylediğine göre herhalde artık inanırlar.
ZAMAN