Diyarbakır’da iki yıl önce bir gösteride başından tek kurşunla vurularak öldürülen üniversite öğrencisi Aydın Erdem’in ailesinin İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davasında çarpıcı bir gelişme yaşandı. Davada savunma yapan Bakanlık, Erdem’in yasadışı bir eylemde polise taşlı sopalı saldırıda bulunduğunu savunarak “Yasadışı bir eylemin içinde fiilen bulunmuştur. Dolayısı ile ölenin kusurlu davranışı idarenin eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağını kesmiştir” dedi. Erdem’i öldürdükleri iddiasıyla yargılanan dört polis hakkında da takipsizlik kararı verilmişti.
Dicle Üniversitesi öğrencisi Aydın Erdem 2009’da düzenlenen gösteri sırasında başından tek kurşunla vurularak öldürüldü. Aile, silahı kullandıkları öne sürülen dört polisin kimliğini belirleyerek yargı önüne çıkmalarını sağladı. Ancak delil yetersizliği nedeniyle dört polis hakkında takipsizlik kararı verildi. Erdem ailesinin avukatı Rehşan Bataray Saman, hukuk mücadelesini bırakmadı ve takipsizlikle sonuçlanan davayı AİHM’e taşıdı. Avukat Saman, ayrıca İçişleri Bakanlığı hakkında Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’nde 200 bin TL’lik maddi ve manevi tazminat davası açtı.
Bakanlıktan ilginç savunma
Dava kapsamında İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği mahkemeye gönderdiği savunmada, üniversiteli Erdem’in polis tarafından öldürülmediği, gösteri yapan kalabalığın içinde bulunan, yüzü puşiyle sarılı bir şahıs veya topluluktan başka birinin ateş etmesi sonucu yaşamını yitirdiği belirtildi. Savunmada, Erdem ile ilgili şu saptamaya yer verildi: “Şahıs hukuka aykırı bir eylemde polise taşlı sopalı saldırılarda bulunmuş, yasadışı bir eylemin içinde fiilen bulunmuştur. Dolayısı ile ölenin kusurlu davranışı idarenin eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağını kesmiştir.”
Ölümünden sorumlu tutuluyor
Kararı değerlendiren Erdem ailesinin avukatı Rehşan Bataray Saman, Bakanlığın öldürülen genci kusurlu gösterdiğini belirterek, şunları söyledi: “Olaylarda polise taş atanlar var. Ancak bu durum polisin silahlı müdahalesini haklı çıkaracak bir gerekçe değil. Olaydan sonra çok sayıda insan gözaltına alınmış. Hiç birinin üzerinde silah veya silah olarak kullanılacak bir alet çıkmamış. Yani göstericiler güvenlik güçleri veya etrafta bulunan vatandaşların can güvenliğini tehlikeye düşürebilecek hiç bir malzemeye sahip değil. Tüm bunlara rağmen polisin olaya silahlı müdahalesini kabul etmek mümkün değil. Gerek güvenlik güçleri, gerekse diğer makamlar göstericilere adeta silahlı örgüt üyesi gözüyle baktıkları için müdahalelerini haklı görmekte ve Aydın’ın yaşamını yitirmesine kendi kusuru ile neden olduğu sonucuna çok rahatlıkla varabilmektedir.”
Hikmet Durgun / Taraf