Hakan Albayrak’ın Karar’da yayımlanan yazısı (25 Nisan 2022) şöyle:
“Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği…”
Türkiye’deki Suriyeli muhacirlerden bazılarının Azez yahut Bab’da akrabaları var.
Bunların önemli bir kısmı oraların yerlisi değil; kimi Şamlı, kimi Hamalı, kimi Halepli; rejimin zulmünden kaçıp gelmişler.
Çoğu, istiap haddi aşılmış mülteci kamplarında zor şartlarda yaşıyor, yardıma muhtaç.
Köylerde, kasabalarda, ilçelerde yaşayanların durumu kamplardakilerden hallice ama o kadar işte.
Oraların yerlisi olanların elindeki avucundaki de ancak kendilerine yetiyor veya onlar da yardıma muhtaç.
Yıllardır “Madem bayramlarda akraba ziyareti için rahatça Suriye’ye gidebiliyorlar, öyleyse kalsalar ya orada!” diye enselerinde boza pişirilen Suriyeli muhacirlerin ancak yüzde 3 ilâ 5’inin bayram münasebetiyle birkaç günlüğüne gittikleri Suriye toprakları Türkiye’nin kontrolündeki güvenli bölgeden ibaret ve oradaki akrabalarının durumu bu işte.
***
Şimdi Memleket Partisi’nin lideri olan Muharrem İnce, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı iken, 24 Mayıs 2018’de katıldığı bir televizyon programında bu konu hakkında şöyle konuşmuştu:
“Bakın şu yanlış; yani bayramda gidiyor 72 bin kişi, bir hafta on gün kalıyor, sonra geri dönüyor. Yok böyle bir dünya. Böyle bir dünya yok! Eğer sen gidip 10 gün kalıp tekrar geri gelebiliyorsan, kal orada devamlı. Orada kal! Ne diye geliyorsun? Tatile mi geliyorsun buraya? Böyle bir yapı yok…. Ne demek ya? 4 milyon Suriyeli Türkiye’de, 72 bin kişi geliyor bayramda tatile gidiyor Suriye’ye, sonra tekrar geri geliyor. Demek ki sen bir hafta Suriye’de kalabiliyorsun. Demek ki şartların uygun. Ne diye geri geliyorsun benim ülkeme? Gittin mi bayram tatiline, kapatırım kapıyı kalırsın orada. Şey miyiz biz burada yani? Burası aşevi mi?”
İnce’nin bu sözleri üzerine yazdığım “Evet, burası aşevi” başlıklı yazıda (Karar, 27 Mayıs 2018) demiştim ki:
“Türkiye’deki Suriyeli muhacirlerin 72 bini geçen bayram akraba ziyareti için birkaç günlüğüne Suriye’ye gidip gelmiş. Meselâ, Reyhanlı’da bir hemşerisinin lokantasında ayda 1000 liraya garsonluk yapan Halepli Ahmed, nasıl ettiyse biriktirdiği üç beş kuruşu cebine koyup İHH’nın Azez’deki bir çadır kentinde yaşayan anne-babasına koşmuş; onları hem gül yüzüyle hem de ellerine tutuşturduğu harçlıkla bir güzel sevindirmiş…
“Ahmed kardeşimiz 2014’te Türkiye’ye hicret ettiğinde anne-babası Halep’te kalmıştı; geçen sene Halep tamamen rejim ve müttefiklerinin kontrolüne geçince -ve bu arada evleri yıkılınca- onlar da hicret yoluna düşmüşler ve fakat Türkiye’ye giremeyip Azez’deki kampa yerleşmişler. CHP’li Muharrem İnce cumhurbaşkanı seçilirse, Ahmed gelecek bayramda ya anne-babasını görmeye gitmeyecek veya giderse Türkiye’ye geri dönemeyecek....”
***
Heyhat!
Halepli Ahmed’in böyle sancılı bir ikilime sürüklenmesi için Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı olmasına gerek yokmuş; Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığında da olabiliyormuş bu.
Yükselen muhacir düşmanlığı, muhalefetin baskısı ve nihayet MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kestiği “Bayram günlerinde ülkelerine gidebilen Suriyelilerin geri dönmelerine gerek yoktur” raconu üzerine AK Parti iktidarı, sınır illerindeki valilere ‘Bayramda gidiş-dönüş olmayacak, gidenler ülkeye geri alınmayacak’ diye talimat vermiş bulunuyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun NTV’deki ilgili açıklaması:
“Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği ‘madem bayramda gidiyorlar orada kalsınlar’ söylemi milletimiz tarafından da söyleniyor. Geçen hafta itibarıyla sınır geçişini yöneten valilerimize ‘Bayram izni verilmeyecek’ dedik. Şu anda bayram izni verilmiyor… Çobanbey, Azez, Mâre, El Bab; gidenler bu güvenli bölgeye gidip orada kalabilirler, bir daha Türkiye’ye gelmeyebilirler.”
***
İşte böyle.
Güvenli bölgedeki akrabalarla bayram buluşmalarını, yılda sadece iki kere yaşanan o mutluluğu artık AK Parti iktidarı da çok görüyor Suriyeli muhacirlere.
Esef içindeyim.