Bahçeli’nin danışmanı Yıldıray Çiçek şecaat arz ederken sirkatin söylüyor!

Devlet Bahçeli’nin basın danışmanı Yıldıray Çiçek “3 tane yumruk için ortalığı birbirine kattılar…” diyerek Selçuk Özdağ’a yönelik saldırıyı meşrulaştırmaya çalıştı.

Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Yıldıray Çiçek, Türkgün gazetesinde yazdığı “Bu muhalefetin aklı ve karakteriyle hukuk aranmaz!” başlıklı yazıda siyasetçi ve bazı gazetecilere dönük gerçekleştirilen saldırılara kendince meşru zemin oluşturmaya çalışıyor.

Çiçek ülkücü ezberiyle olaya yaklaşarak artık gına getiren “terör” kartını kullanma yoluna gitmiş. Alakasız bir analoji kurup Selahattin Demirtaş’ın yargılanması ile Selçuk Özdağ’a yönelik saldırıyı kıyaslayarak sapla samanı birbirine karıştırmış.

 “Hendek-Çukur-Kobani terör olaylarında hayatını kaybeden, 793 şehidin, 53 vatandaşın azmettirici katili kim? Açık ve seçik terörist Demirtaş değil mi?

 Bugün Selçuk Özdağ ve diğerleri üç yumruk yedi diye ortalığı ayağa kaldıran Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Ali Babacan 846 kişinin azmettirici katilini hemen serbest bırakın demiyor mu?”

Çiçek’in mantığının işleyişine göre “Selahattin Demirtaş serbest bırakılsın” dediği iddia edilen bu isimler de üç beş tane tokat yemeyi hak ediyorlar olsa gerek. Çiçek’in saldırıyı, “üç yumruk” şeklinde tahfif ederek normalleştirmeye çalıştığı da gözlerden kaçmamalı tabi. Bu nasıl bir yaklaşım tarzıdır anlamak güç gerçekten!

“ Saldırıya uğrayan Selçuk Özdağ, Orhan Uğuroğlu gibi adamlar sahiplerine yaranmak için sürekli MHP’ye saldıran, Ülkücüleri tahrik eden kişilerdir. Bunların her alçak iftira sözleri ve yazısı için gereken cevabı da her daim veriyoruz. Bunlar siyasi menfaatleri için şeytanla aynı yatağa girecek karakterdeki adamlardır.”

Dün Devlet Bahçeli’nin yaptığı sosyal medya paylaşımlarında “önemle altını çiziyorum ki, eleştirilere saygı duymamız için ahlaki, meşru ve hukuki olması şarttır.” cümlesi de aynı meşum yaklaşımı taşıyordu. Şimdi ülkücüleri tahrik etmemek, MHP’ye yaptığımız eleştirilerin ahlaki, meşru ve hukuki olduğundan emin olmak için ne yapmamız lazım? Bizce Milliyetçi Hareket Partisi bunun için bir komite kurmalı. “MHP Eleştirileri Denetleme ve Gerekirse Cezasını Kesme Kurulu” epey işlevsel olabilir. MHP’ye yönelik eleştirilerimizi bu kurula iletir eğer ki MHP’den “ülkücüleri tahrik etmeme, ahlaki, hukuki ve meşru olma kriterlerine uygundur” damgasını da alırsak yayımlarız. Öteki türlü Cuma namazına giderken 5 kişi tarafından sopalarla saldırıya uğramak çok tercih edeceğimiz bir durum olmaz!

Tabi biz de abartıyor olabiliriz. Netice olarak Yıldıray Çiçek’in de vurguladığı gibi iki tokat, üç sopa yiyen için ortalığı ayağa kaldırmak çok makul bir davranış değil. Zaten makuliyet, insanlarla hukuk temeli üzerinde konuşarak, tartışarak bir neticeye varmak değil en hafif eleştiri dahi yapanı sopalarla kafasına vurarak darp etmektir!?

Hulasası Selahattin Demirtaş ve Yıldıray Çiçek arasına sıkışıp kalan siyaset Türkiye için karamsar tabloyu derinleştiriyor. 6-7 Ekim’in, Hendek şiddetinin nasıl hesabı sorulmalıysa –ki Demirtaş zaten hapiste- siyasi olarak durduğu yere mesafeli de olsak Selçuk Özdağ ve Orhan Uğuroğlu’na yönelik saldırıları gerçekleştirenler ve bir şekilde bu saldırıları normalleştirmeye çalışanlar da hesap vermelidir!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!