'Arap Baharı'nın asıl sebebi ve saiki nedir?' sorusuna verilen cevaplar arasında iki ana eksen var: 1. Ortadoğu'ya hakim olmak, çıkarlarını garanti altına almak, halkların kendi çıkarlarına olan özgün hareketleri engellemek… için Batılı emperyalistlerin planlaması, kışkırtması ve perde arkasından yönetmesi (Ben baştan beri buna katılmıyorum). 2. Askeri diktanın baskısından ve zulmünden bıkan, hürriyetsizlik yüzünden bıçağın kemiğe dayanma noktasına geldiği halkların iç dinamikleri. Bu dinamikler arasında ve belki de başında 'İslam imanı' var. Asıl saik budur; diğeri arkadan gelir.
İslam ve şeriat diyenin ağzı tıkanıyor, sosyal adalet yok, hürriyet yok, yolsuzluk almış başını gidiyor, ülkelerin varlıkları zalimleri destekleyen sömürgeci Batı'ya peşkeş çekiliyor, büyük kitleler açlık sınırının altında yaşıyorlar, başını örten kadınlar insan haklarından mahrum oluyorlar, saltanat babadan oğula devredilerek devam ediyor… Bir halkı ölüm pahasına harekete geçirmeye bütün bu amiller yetmez mi? Yeter de artar bile.
Asıl söylemek istediğim Arap Baharı'ında 'İslam'ın rolü' veya 'islâmî hedef' ile ilgili. Arapların genel olarak İslam'a bağlı olduklarında şüphe yok. Batılı sömürgecilerin bu ülkeleri madde ve manada istiyla ettikleri günlerden beri sürdürülen 'İslâmî hareket'in amacı, A'dan Z'ye bir İslam toplumu; tabii bunun içinde bağımsız İslam devleti de var. Yıllardan beri sürdürülen ve uğrunda büyük bedeller ödenen 'sivil İslam eğitim ve öğretimi', bu ülkelerde kamil manada bir İslam toplumu talebini büyük kitlelere mal etmiştir.
Hemen kaydetmek gerekir ki, İslam toplumu, içinde yalnızca Müslümanlara hayat hakkı (temel insan hakları) tanınan bir toplum değildir; bu toplumda hakim unsur İslam'dır, Müslümanlardır; bu bakımdan farklı olanlar ise onlara emanettirler ve bütün temel insan haklarına sahip olurlar.
Bütün alanlarda İslam'ı hakim kılma iman ve hedefini benimsemiş, bunu dünya hayatlarının en kutsal amacı edinmiş kitleler, mazlum ve mağdur olan diğer unsurlarla işbirliği yaparak sonunda harekete geçtiler; işte Arap Baharı budur.
Buna kimler karşı çıktılar?
Eski sömürü düzeninden pay alanlar.
Bölgede Sünnî İslam'ın hakim olmasını ideolojilerine ve/veya menfaatlerine aykırı bulanlar.
Birinci zümreyi etkisiz hale getirmek, devreden çıkarmak nisbeten daha kolay, ama ikinciler için durum o kadar kolay değil; çünkü bunlar ABD'dir, AB'dir, Rusya'dır, Çin'dir, İsrail'dir…
Bunlar Mısır'dan memnun değiller, orayı karıştırıp iktidara -dolaylı olarak- el koymak istiyorlar.
Suriye'de muhaliflerin başarılı olmasını istemiyorlar; çünkü tedbir almazlarsa Sünni İslam hakim olacak; bu ise onların uykularını kaçırıyor.
Bugünlerde ölen Tiçır, baba Buş, o zamanın NATO genel sekreteri 'Bizim düşmanımız İslam' demediler mi? Bunu niçin unutuyoruz?
Suriye'de kan gövdeyi götürürken neyin pazarlığı yapılıyor?
Sünnî İslam'ın iktidara gelmesini engellemenin pazarlığı yapılıyor!
Öksürükler, tıksırıklar, ipe un sermeler hep bu 'bahar alerjisi'nden!
YENİ ŞAFAK