Özgür-Der Bağcılar Temsilciliği temsilcilik binasında, konuşmacılığını Hamza Türkmen’in yaptığı Türkiye’de İslamcılık ve Özeleştiri konulu bir program düzenledi.Türkmen, konuşmasının başında İslamcılık kavramının Kuranda ve ilk dönemlerde geçmediğini ancak bu kavramın kullanılmasının ihtiyaçtan kaynaklandığını ifade etti.Türkmen, Osmanlıda İslamcılık konusunu, Osmanlı Padişahlarıyla Cemalettin Afgani arasında yaşananları anlatarak işledi.Abdülaziz, Cemalettin Afgani’yi Darul Fünunda konferanslar vermesi için İstanbul’a davet etti.Hem din usulünü hem de dünyayı ve dünyadaki gelişmeleri iyi bilen Afgani, batı karşısında gerileyen ve iç dinamiklerini,vahiy nimetini yitiren ümmeti yeniden toparlamak,birliğini sağlamak için bu teklifi kabul etti.Bu daveti yapan Abdülaziz padişahlığını ve Osmanlı saltanatını devam ettirebilmek için bunun gerekli olduğunu görüyor ancak bir yandan da istibdata karşı olan Afgani’den çekiniyordu.Afgani’nin verdiği bir dizi konferanstan sonra ona iftira atılmış ve Mısıra dönmesi istenmişti.Afgani de Mısıra gitmiş ve orada Urvetül Vuska dergisini çıkarmıştır.Daha sonra 2.Abdülhamit, Cemaleddin Afgani’yi geri çağırmış ve İslam dünyasındaki 600 alime mektup yazmasını talep etmişti ve o da bunu gerçekleştirmişti.Abdülhamit te aynı Abdülaziz gibi padişahlığını ve Osmanlı saltanatını devam ettirme arzusundaydı.O’da aynı şekilde İslamcılığa kullanma amacıyla yaklaşmıştı.Sonuçta o’da Afgani’yi Maçka’da bir evde 3 yıl göz hapsinde tutmuştu ve Afgani orada vefat emiştir.
Türkmen, Cumhuriyet dönemindeki İslamcılık konusunda ise 1970’li yılların ortalarında başlayan tevhidi uyanış ve bilinçlenme üzerinde durdu.Türkmen,konuşmasının bu bölümünde tevhidi uyanışa yol açan faktörlerden söz etti.İslam dünyasındaki Müslüman şahsiyetlerin yazıları Türkçeye çevrilmeye başlamıştır. Mevdudi ,Seyyid Kutub ,Malik bin Nebi ve diğerlerinin eserleri çevrilmiştir.Ayrıca dergilerin bu uyanışta katkıları olmuştur. Düşünce dergisi ve çevresi ve Aylık dergi ve çevresi, Tevhid dergisi,Şura dergisi,Sedat Yenigün’ün İslami Hareket Dergisi, Selahaddin Eş’in Hicret dergisi tevhidi uyanış ve bilinçlenmede etkili olmuştur.Ayrıca, Ankara ilahiyat fakültesinde Bosnalı Tayyib Okic’in İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünde Tunuslu Muhammed Tancinin yetiştirdiği insanlarında bu uyanışa katkıları oldu.Ayrıca Ercümend Özkan,Hatip Erzen, Said Çekmegil,Said Ertürk,Şeyho Duman gibi şahsiyetlerinde bu uyanışa katkıları olmuştur.Türkmen bu uyanışla birlikte milliyetçi ,devletçi sağcı ve mezhepçi yani milli dindarlıktan bir kopuşun gerçekleşmeye başladığını ve hayatını,sosyal,siyasal kültürel meseleleri Kuran ve Sünneti esas alarak değerlendirmeye başlayan insanların ortaya çıktığını ifade etti.Türkmen,Kuran ve sünnet diyen bu insanların 1970’li ve 1980’li yılların islami duyarlılık ve bilinçlenme açısından en canlı yıllarını oluşturduğunu ve bu durumun 1985-1995 yılları arasında zirveye çıktığını belirtti.
Tevhidi anlamdaki bu bilinçlenmenin ve uyanışın henüz 28 Şubat darbesi oluşmadan önce tıkanma yaşamaya başladığını ve bu tıkanmanın 28 Şubat’tan sonra hız kazandığını belirten Türkmen bu tıkanma konusunda da şu görüşleri dile getirdi.Tevhidi uyanış,bu dönemde rehberi ,ortak istişari aklı ve bir modeli olmayan bir haldeydi.Parça doğruları vardı.Öncelikli hedefi devlet kurmaktı.Ancak Sünnetullaha göre davranmayan,merhaleci bir anlayışla toplumun ıslahını öncelemeyen bu acilci yaklaşım ,bu hedef gerçekleşmeyince hayal kırıklığına uğradı.Hayal kırıklığına uğrayan kişiler çözülme sürecine girdiler.Fakat Kuranla yeniden ihya olmaya çalışan,Kuran nesli inşasını masa başı projesi olarak görmeyen,hayatın içerisinde var olup islami mücadeleyi ,tevhidi mücadeleyi devam ettirenlerin artık bilgilenme anlamında bir sorunu kalmamıştır ve oldukça değerli kazanımlar edinmişlerdir. Türkmen konuşmasının son bölümünde Ortadoğu intifalarından bahsederek başlarındaki diktatörleri deviren Müslümanların merhaleci bir anlayışla toplumu islah sürecini hedeflediklerini belirtti.Program katılımcıların katkıları ve sordukları sorulara verilen cevaplarla sona erdi.
Haksöz-Haber / Murat Yürükoğulları