Interpol’ün 89. Genel Kurulu 20-25 Kasım 2021’de İstanbul’da gerçekleşecek. Genel Kuruldan sonraki en üst organı olan Interpol İcra Komitesi toplantıları da İstanbul’da düzenlenecek. Bu Genel Kurul’un en çok dikkat çeken ve konuşulan özelliği “Suç Makinesi” ve “İşkenceci” olarak bilinen ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin üst düzey güvenlik şefi olan Ahmed Nasır el-Raisi'nin BAE tarafından Interpol'e başkan adayı olarak gösterilmesidir. BAE'nin sistematik insanlığa karşı suçlarla suçlanmasından kaynaklı itibarını aklamak ve insan hakları ihlallerini örtbas etmek için altın fırsat olarak değerlendirilen ve çok ciddi tepkilerle karşılanan adaylık konusu, Türkiye açısından da kritik özelliğe sahip. Zira Türk vatandaşlarına yönelik suçlarda da El-Raisi baş sorumlu ve suçlu olarak görülmektedir.
Interpol Genel Kurulu’na sayılı günler kala, 9.11.2021 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na Av. Gülden Sönmez öncülüğünde yapılan suç duyurusu ile BAE’de El Raisi’nin emrinde, sorumluluğunda ve bazen de bizzat katılımıyla gerçekleşen zorla kaybettirme, keyfi tutma ve işkence ve cinsel saldırı suçlarıyla alakalı olarak suçlanan Raisi’nin tutuklanması talep edildi. Çok sayıda mağdur avukatı tarafından suçlanan Ahmed Nasır el-Raisi hakkındaki suç duyurusu dilekçesinde, sadece fikirlerinden dolayı ve hatta attıkları suç içermeyen twitlerinden dolayı onlarca insan hakları savunucusu, gazeteci ve bilim insanına yönelik işkence ve kötü muamelelerin yanı sıra Afrikalı göçmen işçilere yönelik ırkçı ve düşmanca yapılan işkencelerin de yargıya taşınması talep edildi.
Aralarında Türkiye vatandaşlarının da bulunduğu mağdurlara yönelik suçların detayları dilekçede delilleriyle beraber ortaya konuldu. Türkiye ulusal mevzuatı ve uluslararası hukuk kurallarına göre Ahmed Nasır El-Raisi’nin Türkiye’ye giriş yaptığında yakalanarak tutuklanması ve tutuklu yargılanması gerekiyor. Türk Ceza Kanunu’nun İnsanlığa Karşı Suçlar ve İşkence Suçu ile ilgili maddelerine göre Türkiye yargı mercileri Al Raisi’yi yargılama yetkisini taşıyor.
Hiçbir hukuk kuralını umursamadan BAE içerisinde ve Yemen gibi savaş ve çatışma bölgelerinde katliam ve işkencelerden dolayı suçlanan BAE yetkililerinin Interpol’ü mali destek ve yetkiyle etkisi altına alıp, bir yandan bu suçlardan aklanıp bir yandan da 194 devletin üye olduğu Uluslararası Polis Teşkilatı olan Interpol’u suçluların örgütü haline getirmesinden endişe ediliyor. Dünyanın dört bir yanındaki insan hakları savunucuları ve mağdurların avukatları tarafından, üye tüm devlet yetkililerinin buna engel olması beklentisi içerisinde olduğuna dair açıklamalar yapılıyor.
Halen BAE’de tutulan işkence ve kötü koşullar altında keyfi olarak tutulan yüzlerce mağdur, masum insan ise uluslararası topluluktan gelecek çaba ile kurtarılmayı bekliyor.