Baas Lobisi Yangın Külleri Arasında Kemik Arıyor!

Kan içici Beşşar rejimini savunmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan lobi bu kez Afyon’daki mühimmat deposu yangını üzerinden çirkin yüzünü gösterdi!

HAKSÖZ HABER

Türkiye dün geceden bu yana Afyon’da yaşanan büyük patlama olayının dehşetini yaşıyor. Sabah yapılan açıklamada mühimmat deposunda bilinmeyen bir nedenle meydana gelen patlama neticesinde 25 askerin öldüğünün bildirilmesi kamuoyunda büyük sarsıntı meydana getirdi. Vicdan sahibi herkesi üzen, düşündüren bu olayın arka planı hakkında doğal olarak tartışmalar sürüyor. Ne var ki, birileri kamuoyunda oluşan bu üzüntü ve merak atmosferini kirli propagandaları için bir zemine dönüştürme çabası içine girmekte gecikmedi.

Aylardır her vesileyle hükümeti Suriyeli muhaliflere destek olduğu için sıkıştırmaya, yıpratmaya çalışan çevreler çirkin yüzleriyle bir kez daha sahneye çıktılar. Bugüne dek dolaylı yollarla da olsa Baas diktatörlüğünü haklı çıkaracak tezler yumurtlayan,  türlü iddialarla, yalanlarla Suriyeli muhalifler hakkında kara propaganda faaliyeti yürüten, Hatay’da Suriyeli muhaliflerin halkı rahatsız ettiğine yönelik yalanlar ortaya atan, işi mültecileri kovma çağrılarına kadar vardıran malum çevreler bu kez de mühimmat deposunda meydana gelen patlamanın faturasını Suriyeli direnişçilere kesme cinliğini gösterdiler.

Olayın üzerinden henüz birkaç saat geçmiş. Ortada kaza ihtimali dışında bir şüpheyi gerektirecek bir durum gözükmüyor. Buna rağmen felaket tellallığını meslek edinmiş tipler “kaza olamaz” iddiasını öyle güçlü bir tarzda dile getiriyorlar ki, zihinlerin bulanmaması imkansız. Hükümete muhalif söylemi ve Ergenekon-Balyoz sanıklarına verdiği destekle tanınan bir emekli general bulmuşlar. Haldun Solmaztürk adlı bu tuğgeneral en yüksek perdeden herkesi kuşkuya sevk edecek, irrite edecek şeyler sıralıyor. Bir bulguya mı dayanıyor, hayır! Ama olsun, yeter ki, şüphe tohumları ortaya saçılsın!
Şüphesiz 25 genç insanın böyle acı bir şekilde ölümüne yol açan bir olay hakkında ciddi araştırmaların yapılması, kaza ya da ihmal söz konusu ise sorumluların mutlaka bulunup ortaya çıkarılması gereklidir. Mamafih ortada hiçbir veri, bulgu yokken ısrarla hadisenin “terör” eylemi olabileceği kuşkusunu yayarak, ortamı daha fazla germenin kime ne kazandıracağı da görmezden gelinmemeli!

İş burada da kalmıyor, Baas lobisi generalin ortaya atığı sorular üzerinden ikinci ve daha etkili bir cephe açıyor. Patlamanın “terör” eylemi olmayabileceği riski(!) göz önünde bulundurularak yeni bir söylem ve iddia geliştirilerek bu kez hükümetin Suriye politikası hedef alınıyor. Mühimmat deposunda patlamanın gece meydana gelmesinden hareketle bir takım gizli kapaklı faaliyetler icra edildiği kuşkusu geliştiriliyor. Gizli kapaklı işler denilince de tabi ki akla bugünlerde Suriyeli muhaliflere destek verme konusu geliyor.

Vatan gazetesi, odatv ve daha benzeri nitelikte pek çok internet sayfası “O bombalar Suriyeli muhaliflere mi gidecekti? şeklinde “masum” sorular ortaya atarak bildikleri doğrultuda kamuoyu oluşturma çabası içerisine giriyorlar. Hiç kuşkusuz bu sorular da en az sahipleri kadar kirli ve boş!
TSK bünyesi içinde ilk kez mühimmat deposu ya da cephanelik patlaması yaşanmış değil. Bugüne dek bu ölçekte olmasa da pek çok kez benzeri hadiseler yaşandı. Hiçbirinin ardında bu tarz bir hinlik aranmadı!

Bir an için bombaların Suriyeli muhaliflere gönderileceğini varsayalım. Bunu gece mi yapmak gerekiyor? Gündüz yapıldığında acaba birilerinin görüp, kuşkulanıp komutanlarına “Komutanım bu bombaları Suriyelilere mi göndereceğiz?” diye sorma riski ya da medyaya ihbar etme ihtimali mi var? Kışla içinde sürdürülen bir faaliyetin gece ya da gündüz icra edilmesi neyi değiştirecek?
Uzatmayalım! Akıl almaz bir soruya akıllıca cevap bulma ihtimali sıfır. Ama Suriye’deki vahşi rejim lehine politika üretme, söylem geliştirme kurnazlığının nerelere vardırıldığını görmek açısından bu olay ibretlik bir vaka. Suriyeli muhaliflere verilen çok sınırlı desteğin de kesilmesi için geliştirilen bu yaklaşımlar ise gerek bu ülke, gerek insanlık adına utanç verici!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!