Ahmet Yasin Elki / Haksöz Haber
1945’te Türkiye’ye sığınan resmi rakamlara göre 146, gayri resmi rakamlara göre 406 Azerbaycanlı muhacir CHP’nin lideri Milli Şef tarafından Sovyetler Birliği’ne iade edilir. Boraltan köprüsünde iade edilen muhacirler Türkiye askerlerinin gözü önünde, elleri ve ayakları orada bağlanarak hemen oracıkta vahşice katledilir.
Muhacirlere karşı yapılan ihanet ve vahşi katliam hala Azerbaycan halkının hafızalarında durur.
Aşağıdaki ağıt o günden bu yana dilden dile dolaşmaya devam eder.
Boraltan bir köprü, aşar geçer Aras’ı,
Yuğsan Aras suyuyla, çıkmaz yüzün karası.
Karası, karası, merhamet fukarası,
Karası, karası, merhamet fukarası,
Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni,
Can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni.
Dönüp seslendim geri, merhametsiz birine,
Beni siz vursaydınız, şu gavurun yerine.
Azerbaycanlı muhacirleri Rusya’ya iade eden zihniyet aynen bugünde işlevini Kemal Kılıçdaroğuları, Ümit Özdağlar, Sinan Oganlar, Pelin Gündeşler vb. isimler üzerinden sürdürüyor.
Yerli malı ırkçılarımız Almanya’da Nazilerin, Hollanda’da Wilders’in tekrarladığı “Ülkedeki sorunların kaynağı Müslümanlar ve Türklerdir”, “Yabancılar dışarı”, “Kendi ülkenize dönün”, “Etrafta döner görmek istemiyoruz.”, “Müslümanlar yaşam biçimimize saldırıyor”, “Almanya’daki yasadışı faaliyetlerin kaynağı Türklerdir”, “Müslümanlar terörün kaynağıdır”, “Döner ve kebab görmek istemiyoruz”, “Türkler çocuklarımızın işini alıyor” gibi ırkçı kilişelerle sosyal medyada fitne ateşini körüklüyor.
Devlet ve yargı bu ırkçıların yakmaya çalıştıkları bu fitne ateşinin nereye gideceğini görmeli, bu ırkçılara dönük hukuki yaptırımlarda bulunmalıdır.
Irkçılık çok tehlikeli bir virüstür. Bu virüsü yayanlar ve kapanlar acilen karantina altına alınmalı, toplumdan tecrit edilmelidir.