Mehmed Göktaş / Doğruhaber
Siyasi kamplaşmalar Müslümanları bölmemeli!
İster dindar kesim deyin ister İslami kesim deyin tarih boyunca hiçbir zaman tek çatı altında toplanmamış, toplanamamıştır. Yani asr-ı saadetten sonra ideal anlamda vahdet hiçbir zaman gerçekleşmemiş, mutlaka farklı düşünceler farklı guruplar hep olagelmiştir.
Fakat bunun anlamı hep paramparça olagelmişler demek de değildir. Yüzde yüz olmasa da vahdet hedefine yakın bir çizgiye ulaşıldığı dönemler olmuştur hem de epeyce olmuştur. Ve o dönemler hep güzel günlerin yaşandığı, Müslümanların aziz olduğu dönemler olmuştur. Yani bizlere düşen de bu hedefe yakın olmaya çalışmaktır.
Fakat ben bu münasebetle başka bir noktaya temas etmek istiyorum. Madem ki siyasi anlamda aynı noktada buluşamıyoruz, küçük veya büyük ayrı kamplarda yer alıyoruz, bu konuda birbirimizi ikna edemiyoruz, o halde hiç olmazsa bunun daha da kötüye gitmesine, farklılıkların derinleşmesine, köprülerin yıkılmasına engel olmalıyız.
Yapmamız gerekenlerin başında, mademki ayrı düşünüyoruz, o halde bir araya geldiğimizde siyasi konulara hiç girmeyelim, bizi ayrıştıracak, farklılığımızı ortaya çıkaracak konulardan uzak duralım. İslam adına elbette konuşabileceğimiz çok şeyler vardır.
Her şeye rağmen bir arada yaşıyoruz, aynı camide namaz kılıyoruz, aynı sokaklarda, aynı alış veriş noktalarında bulunuyoruz ve selamlaşıyoruz, hal hatır soruyoruz, birbirimiz için güzel temennilerde ve dualarda bulunuyoruz. Bu kadarcık da olsa ilişkilerimiz devam etmeli, durup dururken siyasi farklılıklarımızı kaşımamalıyız.
Bunun güzel örneklerine şahit oluyoruz. Babasıyla farklı siyasi görüşe sahip olan bir dosta sormuştum da; “Nasıl gidiyor, ne yapıyorsunuz?” diye, tebessüm ederek “O konulara hiç girmeyiz” demişti. Sadece baba oğul değil, okulda, iş yerinde farklı siyasi görüşe sahip oldukları halde bu konuları kaşımayarak beraberliklerini güzelce sürdüren nice kardeşimizi biliyoruz.
Bu konuda her birimize düşen yükümlülükler olduğu gibi siyasilere daha büyük görevler düşmektedir.
Siyasiler şunu unutmamalıdır ki sizler ayrı binalarda, ayrı salonlarda, ayrı amblemlerde sadece kendinize ait birliktelikler oluşturabilirsiniz ama bizler oturduğumuz binalardan, mahallemizden, semtimizden, camimizden, okulumuzdan, sınıfımızdan ayrılamayız.