HAKSÖZ-HABER
Aydın’da geçtiğimiz hafta işlenen korkunç cinayet tüyler ürpertti. 92 yaşındaki bir nine evine giren cani tarafından saldırıya uğradı ve öldürüldü. Polis katil zanlısını kısa bir süre sonra yakalamayı başardı.
Bu korkunç olayda bir ayrıntı öne çıktı. Katil zanlısı adliyeye sevk edilirken bileğindeki dövme kameralara takıldı. Zanlının elindeki 3 Hilal dövmesi görüntüsünün yayınlanmasına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tepkisi üzerine İçişleri Bakanlığı görüntülerle ilgili soruşturma başlattı. İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında Aydın'da evinde ölü bulunan 92 yaşındaki kadının katil zanlısının, adliyeye sevki sırasında elindeki dövmenin görülmesinde ihmal ya da kasıt bulunup bulunmadığının soruşturulması için 2 başmüfettiş görevlendirildiğini bildirildi.
Bu anlaşılabilir bir durum. Elbette böylesi alçakça bir cinayetle suçlanan kişinin elindeki dövme görüntüsünün öne çıkartılması, o sembolle anılan siyasi bir camiayı rahatsız eder. Konunun Bakanlıkça soruşturulması da bu yüzden normal bir gelişme. Ne var ki, bu hadiseye dair gösterilen duyarlılığı benzeri durumlar söz konusu olduğunda pek görmediğimizi de ifade etmekte yarar var.
Bilhassa Suriyeli muhacirlerin adlarının karıştığı adli vakalarda medyanın tutumu bu açıdan çok dikkat çekiyor. Sadece ırkçılığı meslek edinmiş olanlarla sınırlı değil, neredeyse ana akım medyanın da büyük bir kısmı çoğu zaman adli bir haberi öne çıkartırken failin Suriyeli kimliğine özel vurgu yapabiliyor. Bu şekilde muhacirlere yönelik düşmanlık kampanyası köpürtülüyor.
Konu Devlet Bahçeli’nin hatırını gözetme hassasiyetinden ibaret kalmamalı. Madem bu tür teşhir bir hak ihlali, o zaman herkes için aynı tutum gösterilmeli. İçişleri Bakanlığının ve elbette savcıların ve genel olarak yetkili tüm birimlerin bu tür yayınlarla ilgili olarak aynı hassasiyeti göstermesi hukukun gereğidir.