Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararlarına yargı yolunun kapalı olmasına rağmen Balyoz davası sanığı 3 komutanın terfi ettirilmeme işleminin yürütmesini durduran Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM), son kararıyla tartışmaların odağına yerleşti.
Yürütmeyi durdurma kararı, 2010 yılı YAŞ'taki sivil otoritenin tercihlerinin AYİM kullanılarak bertaraf edilmesi anlamına geliyor. Ayrıca Mahkeme'nin, YAŞ kararlarına yargı yolunu kapatan Anayasa hükmünü çiğnediği belirtiliyor.
Kararı veren AYİM'de heyetler 2'si kurmay subay, 3'ü askeri hakim heyetinden oluşuyor. Heyetin başkanlığını ise kurmay subay yapıyor. Kararı veren kurmay subayların sicil ve terfilerini Genelkurmay, askeri hakimlerinkini ise Milli Savunma Bakanlığı'ndaki askeri yargı otoritesi belirliyor. AYİM'in kuruluş tarihi Türk demokrasisinin kesintiye uğradığı bir döneme rastlıyor. Tartışmalı askeri yargı organı, 1971 askeri muhtırasından sonra kuruldu. Yani bir darbe ürünü.
AYİM'in, gelişmiş demokrasilerde örneği bulunmuyor. Ancak Türkiye'de çift başlı yargının sonucu olarak idari yargı alanında Danıştay gibi işlev görüyor. Askeri ilgilendiren idari işlemlerle ilgili kararları veriyor. 12 Eylül'de kabul edilen anayasa değişikliğiyle YAŞ'taki ihraç kararlarına karşı yargı yolu açıldı. YAŞ'ın terfi ve kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma işlemlerine karşı ise yargı yoluna gidilemeyeceği hükmü korundu. Ancak Genelkurmay, hazırladığı dilekçelerle üç komutan hakkındaki Başbakan ve Milli Savunma Bakanı'nın terfi ettirmeme işlemine karşı dava açtı. AYİM, Balyoz sanıkları arasında yer alan Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu'nun terfilerinin YAŞ'ta onaylanmamasının yargıya kapalı işlemlerinden olmadığını savundu. Karar, Anayasa açısından tartışmalı. Böylece, hükümetle anlaşmazlık yaşandığı durumlarda askerin, askeri yargıyı devreye sokarak istediğini almasının yolu açıldı.
Tartışmalı kararı veren AYİM'in kuruluş tarihi ise çok ilginç. Cumhuriyetin ilanından sonra kurulan Danıştay, normalde asker kişilerin de idari davalarına bakmakla görevliydi. Ancak davaların Danıştay'da görülmesi ordu tarafından engellendi. 1934 yılında çıkarılan bir kanunla (Milli Müdafaa Vekaletinde Zat İşleri Son Tetkik Mercii Encümeni Teşkili Hakkındaki Kanun) asker kişilerin, idari işlemler ile ilgili şikayetlerinde Danıştay'a başvurmaları yasaklandı. Bu tür şikayetlerin oluşturulan encümen vasıtasıyla çözümlenmesi esasa bağlandı. Bu encümenin kararlarına karşı da sadece TBMM'ye başvurulabiliniyordu. TBMM'ye ordu üzerinde siyasi denetim imkanı veren bu uygulama 4 yıl sonra değiştirildi. Askeri, idari işlemlerin yargısal denetimi, askeri Yargıtay bünyesinde kurulacak özel bir daireye devredildi. 1953 yılına kadar devam eden bu uygulamadan da istenen sonuç alınamadığı gerekçesiyle vazgeçildi. Yetki tekrar Danıştay'a verildi. Bu sistem 18 yıl uygulandı. Fakat Danıştay tarafından verilen kararların orduyu tatmin etmemesi üzerine 12 Mart 1971 askeri muhtırasından sonra AYİM kuruldu.
AYİM'in gelişim süreci, ordunun idari işlemlerinin denetimi konusunda sivillerin müdahalesini kabul etmeyen bir anlayışı ortaya koyuyor. AB'ye uyum sürecinde yargıda köklü reformlara imza atan hükümetin, askeri yargının ayrıcalıklı yapısını gözden geçirmesi ve AB'ye uyumlu bir düzenleme yapması gerekiyor. Evrensel hukuk, AYİM'in sivilleştirilmesi ve askerin vesayetinden kurtarılmasını öngörüyor.
METİN ARSLAN / ZAMAN