Ayhan Oğan’ın sözlerinin son dönemde inşa edilmeye çalışılan “Reisçilik” siyaseti ve kültürünün doğal yansıması olduğunu ifade eden Etyen Mahçupyan bu açık gerçeğe rağmen AK Parti yönetiminin Ayhan Oğan’a karşı takındığı sert ve dışlayıcı tavrın çelişki içerdiğine dikkat çekiyor.
Etyen Mahçupyan’ın konuyla ilgili bugünkü Karar’da (10 Ağustos 2017) yayınlanan “AK Parti Ayıp Etti” başlıklı yazısı şöyle:
Parti sözcüsü Mahir Ünal’ın konuya ilişkin söyledikleri, iktidarın ideolojik kabullerini bilenleri şaşırtmadı. AK Parti yaklaşık iki yıldan bu yana bildiğimiz eski siyasi hareketi ifade etmiyor. Tek devlet, vatan, millet, bayrak söylemi sadece bu son iki yılın mahsulü ve kültürel muhafazakar tabandaki göreceli erimenin sağ ve sol milliyetçilikle ikame edilmesine yarıyor. Dolayısıyla bir anda karşımıza fazlasıyla devletçi, merkeziyetçi, Atatürkçü ve ‘antiemperyalist’ bir söylem ve ona uygun bir parti yapılanması çıkmış durumda.
Böyle bir ‘hassasiyeti’ İslami duyarlılığı olan genel kitleye kabul ettirmek kolay değilken, şimdi bir de Ayhan Oğan’ın ‘devletin Erdoğan tarafından yeniden inşa edildiği’ tezinin yeni partnerler nezdinde yarattığı sorunla uğraşılıyor. Nitekim AK Parti sözcüsü “Ayhan Oğan isimli kişinin yaptığı açıklamalar üzerinden partimiz aleyhine yeni bir kampanya başlatılmıştır” diyerek olayı savuşturmaya çalıştı. Oğan’ın “isimli kişi” olarak zikredilmesi partinin artık bu şahsı sahiplenmediğini söylüyordu.
***
Açıkçası Oğan’ı Türkiye siyasetini hiç anlamamakla itham edebilir, destek verdiği bir siyasetin sıkıntıları konusunda nasıl bu denli cahil kaldığını sorgulayabilirsiniz. Ama samimiyetini sorgulayamazsınız… Oğan AK Parti için onlarca ‘Anadolu toplantısı’ düzenledi, demokratik olmayan bir cumhurbaşkanlığı sistemini medya organlarında cansiperane savundu, parti içi ‘yeniden yapılanmayı’ meşru göstermek için kendini yırttı. Ve harcadığı tüm bu emeğin karşılığı olarak taltif edilip MKYK üyesi yapıldı. Ancak sonrasında hala bu çabaları sürdürmesine rağmen, ‘yeni’ AK Parti’deki siyasi kültürün sonucu olarak MKYK’dan çıkarıldı. Buna karşılık bugün serdettiği görüş, has bir reisçinin ağzından çıkmış olup, parti içinde halen en makbul söylemi ifade ediyor. Aynı konuşmada sağ ve soldaki militan milliyetçileri beğeni ile zikrediyor ve “siyaset bilimi diye bir şey var” diyerek tezinin bilimsel bir gerçek olduğunu öne sürüyor!
AK Parti arasa böyle iyi reisçi bulamaz… Nitekim Oğan’dan “isimli kişi” olarak söz edilmesinin ardından reisçiler haklı olarak sosyal medyada hayal kırıklığı ve öfke belirtileri gösterdiler. Tabii olabildiğince gizleyerek, çünkü ne de olsa reisçiliğe devam etmek istiyorlar. AK Parti’nin şu dönemde bu militan enerjiyi kaybetmeyi göze alması beklenemez. Dolayısıyla muhtemelen yakında Erdoğan onların gönlünü alacak birkaç şey söyleyecektir.
Ancak bu, yaşanan olayın AK Parti yönetimini yaraladığı gerçeğini değiştirmeyecek. AK Parti ayıp etti… Kendi yetiştirdiği, koruduğu, kullandığı, etinden sütünden derisinden yararlandığı insanları bir anda dışlayabileceğini ortaya koydu. Üstelik parti içinde herkesin tepeye yaranmak için Allah’ın günü tekrarladığı bir cümle nedeniyle. Neymiş? Televizyonda söylemiş… İyi de bu sayede daha da fazla yaranmanın mümkün olduğu bir ortamda, has bir reisçinin ne demesi bekleniyordu?
Belki Oğan ‘siyaset bilimi’ diye bir şeyin var olduğuna inandığı için daha cesur ya da düşüncesizce davranmıştır. Ama onun temsil ettiği militanlık sadece bazı kişilerin değil, iktidar yanlısı tüm medya organlarının da en temel özelliği. Parti yönetiminin her konuda ve koşulda haklı olduğunu, doğru yaptığını, yönetim dışındaki herkesin yönetime engel olmaya çalıştığını, bütün engellere rağmen yönetimin olağanüstü bir başarıya koştuğunu ve ülkeyi bir ‘ihya’ sürecinden geçirdiğini anlatıp duruyorlar.
***
Cumhurbaşkanı ise Diyanet kampında yeni ve ‘doğru’ nesillerin yetiştirilmesinden söz ediyor, gençlere “siz yeni bir neslin inşasında, ihyasında mimarlar olacaksınız, mühendisler olacaksınız” diye hitap ederken gerçekte tüm kamuoyuna konuşuyor.
Ayhan Oğan ne yapsın?
Meraklısına not: Cem Küçük’ün sözünü ettiği olayda gizli bir ihbar yok. 23 ve 25 Kasım 2014’de Akşam gazetesinde olayı anlatmıştım...