Aleksandr Dugin’in kendisiyle röportaj yapan Aydınlık üzerinden verdiği mesajlardan bazıları şöyle:
- Bu kadar çok ortak çıkara sahip iki ülke nasıl oldu da karşı karşıya geldi?
Bölgede Rusya-Türkiye ilişkilerini hedef alan çok fazla güç ve değişken var.
Fakat bizim en başta Jeopolitik bir değerlendirme yapmamız lazım. Bölgede Türkiye-Rusya çıkarlarının kesiştiği 3 nokta var: İdlib, Fırat’ın doğusu, Libya. Tüm bu noktalar birbiriyle bağlantılı.
Türkiye’nın Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan stratejisi var mesela, ki bu Rusya’nın gözünde tamamen meşru.
Fakat Erdoğan, İdlib’de Müslüman Kardeşleri, İhvan bağlantılı radikal grupları destekliyor ki bu da Rusya tarafından meşru görülmüyor.
Yani biz Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki meşru ve milli çıkarlarını, PKK gibi terör örgütlerine karşı mücadelesini anlıyoruz ve kabul ediyoruz fakat Erdoğan’ın radikal dinci terör örgütleri ile bağlantısını anlayamıyoruz ve bunun sorumluluğunu alamayız.
Örneğin Türkiye PYD bölgelerine Fırat’ın doğusuna operasyon yapacağı zaman, Esad karşı olmasına rağmen Rusya Türkiye’nin operasyonunu kabul etti ve önünü açtı. Yine Libya konusunda da karşıtlıklar olmasına rağmen ortak noktalar bulundu.
Fakat İdlib konusu böyle değil. Rusya, Türkiye’nin Fırat’ın doğusunu kontrol etmesini kabul eder, Libya’daki şartlarını kabul eder fakat İdlib’de radikal terör örgütleri aracılığıyla oranın kontrol altında tutulmasına asla izin vermez.
Erdoğan Rusya’ya geldiğinde Putin bu konuyu anlatacak. Pek çok konuda anlaşmaya hazırız. Fakat İdlib’deki durum Türkiye’nin milli çıkarları ile bağlantılı değil. Türkiye’nin İdlib üzerinden şantaj yapması da çok yanlış.
"İdlib’de ısrar stratejik hata"
- İdlib krizini Türkiye’nin ve Rusya’nın çıkarları açısından nasıl yorumlarsınız?
İdlib’de ısrar etmek Türkiye için büyük bir stratejik hata olur. Sorun sadece Rusya açısından değil, Türkiye şantasına devam ederse Avrasyacı stratejinin de dışına çıkacak. Batı’ya yönelecek. Fakat Batı Erdoğan karşıtı. Avrupa Erdoğan’ı sevmiyor, ABD Erdoğan’a darbe yapmaya çalıştı. Üstelik ülke içerisindeki Davutoğlu ekibi ve Gülenciler de Erdoğan’ı bu konuda kışkırtıyor ve Rusya ile karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Erdoğan İdlib’de bu politikayı izlemeye devam ederse bölgedeki dostlarını da kaybeder ve yalnız kalır. Bu çok büyük bir stratejik hata olur. Türkiye ile çıkarları en örtüşen ülke bugün Rusya. Türkiye’nin en gerçekçi dostu Rusya. Dolayısıyla en gerçekçi çözüm İdlib politikasından vazgeçmek olur. Aksi ateşle oynamak.
Bunları söylüyorum çünkü ben Türk dostuyum ve her zaman Türkiye-Rusya dostluğundan yana oldum. Türkiye’nin gerçek çıkarları, milli çıkarları bölgede Rusya ile ortak hareket etmektir, Batı ise tam tersini teşvik ediyor. İdlib’deki kargaşa ne Rusya’nın ne Türkiye’nin milli çıkarlarına olur, yalnızca Atlantikçileri sevindirir, onların çıkarına olur.
‘Mülteci sorunu Suriye ile çözülür’
Türkiye’nin ciddi bir mülteci sorunu var. Hem Türkiye’deki 3.7 milyon Suriyeli, hem de İdlib’deki sınıra akın etme riski olan birkaç milyon Arap. Bu Türkiye’nin İdlib’deki önemli endişelerinden biri olarak geçiyor. Rusya Türkiye’nin mülteci sorunu için ne gibi bir çözüm öneriyor?
Mülteci sorununun çözülmesinin yolu İdlib’deki radikal terör gruplarına desteği bırakıp, orayı terörden temizleyip halkın sağlıklı bir şekilde orada yaşayabilmesinden geçiyor. Türkiye mülteci sorununu ancak Suriye ve Rusya ile birlikte planlayarak çözebilir. Eğer mültecileri Avrupa’ya, NATO’ya Suriye’ye müdahale etmesi için şantaj olarak kullanırsınız bu sorunu çözmek olmaz. Aksine yeni sorunlar doğurur.
"Türkiye İdlib’de ısrar ederse..."
Türk jeopolitiği için İdlib’de ısrar etmek intihar olur. Paralel-Fetullahçı yapı tam da bunu istiyor. Suriye’de Rusya ile Türkiye’nin karşı karşıya gelmesini ve Batı’nın Suriye’ye müdahale etmesini. Bu Türkiye’ye karşı yapılan yeni bir darbe olur. Davutoğlu ekibi Erdoğan’ı etkilemeye, ABD çıkarlarına çekmeye çalışıyor. Buna teslim olmak, düşmana teslim olmaktır, intihar etmektir.
Bu uçak krizinden daha ciddi bir durum. Türkiye, Rusya’nın stratejik partneri ama bu durum tüm ilişkileri kötüye götürür. Sadece Erdoğan’a zarar vermez, Türkiye’ye de zarar verir. Atlantik’in Türkiye’deki çıkarlarını gerçekleştirmesinin önünü açar.
Türk ordusu Kemalist devrim geleneğinden gelen muhteşem bir ordu, kahramanlar ordusu, ve aynı şekilde Türkiye de tarihsel dostumuz. Türkiye bu yanlış yöne gitmemeli. İkinci bir Batı darbesinin önünü açmamalı. Kendi milli çıkarları doğrultusunda hareket etmeli, bu çıkarlar İdlib’den, Rusya ile karşı karşıya gelmekten geçmiyor.