Salih Tuna’yı Aydınlık övmesin de kim övsün?

Rus yayılmacılığının tüm dünyada lanetle karşılandığı bir ortamda sözde ABD karşıtlığı adına açıkça Rusya ve Çin propagandası yapan Salih Tuna Maocu-Kemalist şebekenin sözcüsü Aydınlık’ta yine manşet olmayı başarmış!

HAKSÖZ-HABER

Maalesef İran’ın zihin ve duygularını kirletip, kötü yola düşürdüğü isimler Suriye hadisesiyle birlikte inanılmaz çirkinliklere imza attılar, zulmün her türlüsüne arka çıktılar. Şimdilerde Sabah gazetesinde yazan Salih Tuna da bu kadronun öne çıkan isimlerinden biri oldu. Tavsiye ve uyarılara da hiç aldırış etmeden geçmişte anıldığı İslamcılık/Akıncılık iddiasını da tarumar eden yazılar kaleme aldı.

İşte bugünlerde Rusya’nın bir nebze vicdan sahibi herkes tarafından lanetlenen işgal suçu gündemde ve Salih Tuna bağımsızlık adına hem ABD hem Rusya hem de Çin’e aynı anda karşı çıkmanın imkânsız olduğunu iddia eden bir köşe yazısıyla arz-ı endam ediyor.

Özetle Türkiye’nin ABD tehdidi altında olduğunu, dolayısıyla “Ne ABD, ne Rusya ne Çin, Tam bağımsız Türkiye” sloganının aldatmaca olduğunu söylüyor. Yani, Rusya ve Çin’e karşı tavır almanın doğrudan ABD emperyalizmine alet olmak anlamına geleceğini iddia ediyor.

Yazı boyunca sıraladığı SSCB’nin Afganistan işgalinden, Ukrayna işgalinin gelişimine dek bir dizi saçma sapan komplo teorisini geçip sadede geldiğimizde karşımızda Rusya ve Çin gibi vahşi iki büyük emperyalist gücün açık biçimde savunulmasını içeren utanç verici bir söylem kalıyor. Böylesi bir işgal ve işbirlikçiliğe mazeret üretiminin Aydınlık gibi tescilli bir Rusya-Çin aparatı tarafından anında takdir edilmemesi mümkün mü?

Evet, uzun bir süredir TGB üzerinden sık sık takdir edip anti-emperyalist duruşunu öve öve bitiremediği Aydınlık-Ulusal Kanal-Vatan Partisi cenahı ile Salih Tuna karşılıklı olarak birbirinin sırtını sıvazlayıp duruyorlar. Eee artık Salih Tuna Fethullah Gülen’i dinlerken gözyaşlarına hakim olamadığı üzerine köşe yazıları döşenip piyasa yaptığı günlerden Kemalist-solla dayanışma bilinciyle aydınlanmış bir nevi “hidayete” ermişti. 

Yorum Analiz Haberleri

Laiklerin maneviyat arayışı
Fitneden daha kötüsü fitneye meftun olmaktır
Diyarbakırlı Ziya Gökalp’e kulak verilseydi..
“Süreç ve Esenyurt aynı sayfada değil”
Zulme sessiz kalmak en kötüsü...