HAKSÖZ HABER
"Selahaddin Eş Çakırgil Star gazetesindeki köşesinde bugün yazdığı yazıda Ayasofya Camii İmamı M. Boynukalın üzerinden yürütülen tartışmaları ve 104 emekli amiralin yazdığı bildirinin mahiyetini geçmiş örneklikler üzerinden analiz ediyor.
Hz. İsâ Rûhullah’ın şeriatinin bir mâbedi olarak milâdî-535 yılında, yani Hz. Peygamber (S)’in dünyaya gelmesinden 35 yıl öncelerde inşa olunan ve o çağlarda ‘dünyanın 7 büyük harikası’ arasında sayılan Ayasofya, İstanbul’un Müslüman güçlerce ‘feth’inden önce, yaklaşık 900 yıl boyunca Hristiyan Bizans’ın sembolü idi.
‘Fetih’ten sonra, 500 yıl kadar da, Osmanlı Devleti’nin ve Müslümanların hâkimiyet sembolü olmuştu. Ve ‘Ayasofya İmamı’ da, ulemâ’nın en seçkinleri arasından seçilir ve o da ulemânın sembol ismi sayılırdı.
Osmanlı’ya tarih sahnesinden uzaklaştırılmasını sağlayan emperial güçler, ‘Ayasofya’yı kilise yap!’ dedilerse de, M. Kemal hem onlara karşı çıkmamak ve hem de Rusya’da 1917-Komünist Devrimi’yle başlayan, ‘mâbedlerin kapatılıp, başka hizmetlerde kullanılması veya müzeye dönüştürülmesi’ şeklindeki ‘ateist’ cereyanlardan da ilham alarak müzeye çevirmek yolunu seçmiş ve böylece bu muazzam tarihî yapı, bu kez de laikliğin tahakküm sembolü haline gelmişti.
Son 9 aydır da, bu ulu mâbed, hem ilk inşâ olunuş hedefine, hem de ‘fetih’ten sonra sembolü olduğu mânâya, aslî foksiyonuna döndürülmeye başlandı."
Yazının devamı için: ‘Ayasofya’ Hep Sembol İdi; Şimdi De Uyanışın Sembolü Olmalı..