Avusturya’da bir hafta gibi kısa bir sürede önce başkent Viyana’daki iki cami ve Avusturya İslam Toplumu Merkezi (İGGÖ) duvarlarına çirkin yazılar yazılması, daha sonra da Tirol kentindeki bir camiye teravih namazı sonrası domuz kafası atılması ve başörtülü kadınlara sözlü ve fiziki tacizde bulunulması, Müslümanlara yönelik tahammülsüzlüğün ulaştığı boyutları gösteriyor.
Mayıs ayının başında meclis tarafından onaylanan yeni uyum yasası kapsamında kamusal alanda yüzün tamamının örtülmesinin yasaklanması ve ülkenin erken seçim sürecine girmesi, Müslümanlara yönelik baskının artacağı ve Müslüman azınlığın iç siyasete malzeme edileceği endişelerini arttırıyor.
İslamiyet’in resmi din olarak kabul edildiği ülkede Ramazan ayının hemen öncesinde başlayan saldırılar, yetkililerin konuya gereken hassasiyeti göstermediği yorumlarına neden oluyor.
“Artan İslam Düşmanlığının Bir Göstergesi”
Avusturya İslam Toplumu (İGGÖ) Başkanı İbrahim Olgun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha huzurlu bir Ramazan geçirmeyi arzuladıklarını ancak ülke genelinde 5 farklı İslami kuruluşa yönelik saldırıların çok üzüntü verici olduğunu belirterek, önceki yıllarda özellikle Ramazan ayı gibi Müslümanlar için kıymetli bir dönemde bu tür olayların yaşanmadığına dikkat çekti.
Olgun, “Bu saldırılar, ülkede artan İslam düşmanlığının bir göstergesi. Bu durumu tanımlamak için tahmin yürütmeye gerek yok, bizatihi herkesin gözlemlediği bir hâle büründü.” dedi.
Avusturya’da artan İslam düşmanlığının kendilerini endişelendirdiğini belirten Olgun, “Artan İslam düşmanlığını her fırsatta siyasiler başta olmak üzere, emniyet yetkilileri ve önemli mercilere bildiriyoruz. Ancak şu ana kadar beklediğimiz desteği göremedik. Siyasilerin bu noktada daha hassas davranmalarını istiyoruz. Güvenlik güçlerinin daha caydırıcı adımlar atmalarını bekliyoruz.” diye konuştu.
“Bilinçli ve Organize Bir Eylem”
Salzburg Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Farid Hafez de Ramazan ayında İslami kurumlara yönelik çirkin eylemlere ilişkin, “Bu bilinçli ve büyük olasılıkla organize bir eylem. Yazılar çoğunlukla aynı içeriğe sahip bu da belli bir politik kesim tarafından yapıldığını gösteriyor.” dedi.
Hafez, yazılı saldırıların yalnız İslami kuruluşlara yönelik olmadığını, aynı zamanda bir muhalefet partisinin afişlerinin de hedef alındığını sözlerine ekledi.