Biliyorsunuz, İstanbul Barosu’nun düşkün yönetimi, oturdukları koltukları işgal altında tutmaya devam ediyorlar.
İl Seçim Kurulu, olayı uzaktan seyretmekle yetindiği için, Baro yönetimi de şov amaçlı bir genel kurul toplantısını organize etti.
Ama ne kongre!..
Hani hükümeti faşistlikle suçluyorlar ya.
Mahkemeleri, askeri yönetimdekilerden daha ceberrut göstermeye kalkışıyorlar ya..
Kendilerinin yaptıklarını, objektif gözle bir yorumlasalar..
Lügatlardan bir “tanımlama” bulabileceklerini, hiç sanmıyorum..
Bu yorumun sebebi ne?
Şu:
Dün Baro’nun internet sitesine, şöyle bir bakayım dedim.
Akşama doğru, saat 17.03’te güncelledikleri bir “Genel Kurul’a Çağrı” duyuruları var..
11.3.2013 tarihli, saat 17.03 saatli duyuruda bakın ne diyorlar:
“Olağanüstü Genel Kurul, ... 10.03.2013 Pazar günü saat 10.00’da Haliç Kongre Merkezi Haliç Salonu’nda toplanacaktır.
10.03.2013 Pazar günü gerekli çoğunluk sağlanmazsa ... 17.03.2013 Pazar günü aynı yer ve aynı saatte yapılacaktır.”
10.03.2013 Pazar günü geçeli nerede ise 20 saat olmuş..
İlerici, devrimci Baro yönetimi, hâlâ “10 Mart günü toplanamazsa …” diye hikâye okuyor.
Sahi, soralım: “10 Mart’ta ne oldu?”
Kaç kişi geldi, Haliç Kongre Merkezi’ne.
100 kişi mi?
150 kişi mi?
Toplam üye sayısının yarısının bir fazlası olarak açıklanan 14.987 avukat gelmesi gerekirken, kaç kişi gelmiş, açıklasınlar da bilelim..
“Ne var bunda? Baro toplantıları hep böyle olmuştur” diyecekler.
Varsayalım, Baro toplantıları hep öyle olmuştur..
O zaman Baro yönetimi de, öyle fazla şişinmesin..
İki lafın birisinde, “Biz 12 bin oyla seçildik” demesinler.
Eğer o 12 bin üye, gerçekten kendilerine samimi bir destek veriyorsa, Pazar günkü kongreye, en azından üç bin-dört bin avukatın gelmesi gerekmez miydi?
Buyursun Baro yönetimi açıklasın, Pazar günkü toplantıya, kaç kişi geldi?
Bu, işin bir yanı..
Esas rezalet, daha yapılmamış Olağanüstü Kongre’nin sonucunda ne yapılacağının, Baro yönetimi tarafından, günler öncesinden ilan edilmesi..
Evet yanlış okumuyorsunuz.
Baro yönetimi yaptığı duyuruda, tek gündem maddesiyle toplanacak olan Olağanüstü Genel Kurul’un sonunda, “Sonuç bildirgesi yayınlanacak” açıklaması yapıyor..
Oysa daha Genel Kurul toplanmamış.
Henüz bir karar alınmamış.
Karar alınıp alınmayacağı, ne yönde karar alınacağı belli değil.
Nereden çıkarıyorlar, “sonuç bildirgesi”ni?
Ne biliyorsunuz, belki de Genel Kurul, “Sonuç bildirgesi yayınlamaya gerek yoktur” diyecek..
Sizin Genel Kurul iradesi üzerinde vesayet hakkınız mı var?
Siz Genel Kurul’un amiri misiniz?
“Dikkat… Sonuç bidirgesi yayınlanacak.. Yayınlaaa!”
Böyle midir, sizin demokratik Genel Kurul toplantılarınızın usûlü?
Devam ediyorum, Genel Kurul duyurusunu okumaya..
O kadar faşizan bir ifade ile kaleme alınmış ki.. Avukatları “konu mankeni” yerine koymuş..
Bakın Kurul gündeminin 6. maddesine ne yazmışlar: “Sonuç bildirgesinin okunması ve oylanması”
Yani sizin anlayacağınız, sonuç bildirgesini kafaya takmışlar bunlar.
Toplantı falan hikâye..
Sonuç bildirgesi çoktan hazır.
Orada görüntüde toplanmış gibi yapacaklar.
“Kaka ka.. Kiki ki.. Tutu tu” yapacaklar..
Sonra, “Sonuç bildirgesi hazırlamak üzere, üç kişi görevlendiriyoruz..” diyecekler.
Önceden hazırlanan sonuç bildirgesini alıp, “Buyrun okuyoruz” diyecekler.
Sonra da oylayacaklar.
Kahkah kahkah..
Biz de yiyeceğiz.
Yapmayın beyler..
Başkalarını despotlukla suçlarken, halkın gözünün içine baka baka, kendiniz despotluk yapmayın.
Başkalarını antidemokratik gösterirken, kendiniz demokratlığı rafa kaldırmayın..
Dürüst olun.
O kadar insanı, boş yere Haliç Kongre Merkezi’ne getirmeyin.
Bizim kafadan belediye başkanlarının görevde oldukları dönemde, “Burası b.. kokardı.. Bakın şimdi ne güzel olmuş?” diye gezinti yapmak istiyorlarsa..
Bir diyeceğim yok.
Aksi takdirde, kimsenin “Pazar” rahatını bozmayın.
Şimdiden sitenize koyun “sonuç bildirgesi”ni.. Okuyalım hep beraber..
Avukatlar da böylece, “konu mankeni” olmaktan kurtulmuş olsunlar..
YENİ AKİT