Alman Focus dergisi ve İngiliz Daily Mail Gazetesi, Müslüman mültecilerin sığınma hakkı şanslarını artırmak için Hristiyanlığa geçtiklerini yazdı. Haberlere göre, yüzlerce Afgan ve İranlı mülteci bu nedenle din değiştirdi. Focus’a göre, Berlin’de bulunan “Dreifaltigkeitskirche” adlı kilise Müslüman mültecilere hızlandırılmış Hristiyanlık kursları veriyor.
VAFTİZ OLUYORLAR
Bu kurslara katılanlar üç ayın sonunda ayinle Hristiyanlığa kabul ediliyor. Kilisenin papazı Gottfried Martens göçmenlere “İslam’dan çıkmak istiyor musun?” sorusunu soruyor. Kabul edenler ise vaftiz ediliyor ve Hristiyan oluyor. “Dreifaltigkeitskirche” papazı Martens’in Hristiyanlığa geçen mülteciler sayesinde iki yılda kilisenin üye sayısının 150’den 600’e yükseldiğini söylediği belirtiliyor.
SUÇLU LİDERLER
Avrupalı liderlerin açıklamaları mültecileri çaresiz bıraktı. Çocukları ile birlikte ölümden kaçarak Avrupa’yı umut kapısı yapan mültecileri almak istemeyen Macaristan Başbakanı Viktor Orban, sığınmacıları Hristiyan nüfusa tehdit olarak gördüğünü açıklamıştı. Slovakya ve Çek Cumhuriyeti de Hristiyan göçmen kabul edeceklerini açıklarken, Kıbrıs Rum Kesimi İçişleri Bakanı alacakları 300 mültecinin mümkünse Ortodoks Hristiyan olmasını istemişti.
Sığınmacının dini sorulmaz
Star’ın iddialarla ilgili sorularını yanıtlayan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Başkanı Süleyman Çelik, olayı “İnsanlık dışıdır. Skandaldır” sözleriyle değerlendirdi. Hristiyan mültecilere öncelik verilmesi ve ya mültecilerin din değiştirmesinin istenmesine, sadece Müslüman toplumunun değil, her kesimin tepki göstermesi gerektiğini ifade eden Çelik, “Türkiye 2 milyon mülteciyi kabul ederken Avrupa sayıları binlerle ölçülen mültecilere dinini soruyorsa bu bir insanlık suçudur. Sığınmacıların dini,dili ve ırklı sorulmaz.”ifadelerini kullandı.
İzin verenler yargılanmalı
Almanya Türk Toplumu Başkanı İhsan Öner ise olayın bir skandal niteliğinde olduğunu söyledi. Öner “Böyle bir şey var ise skandaldır. Almanya gibi modern toplumlarda böyle şeylerin olmaması gerekir.” dedi. Zor durumdaki insanların iltica başvurularına karşılık böyle bir şartın öne sürülmesinin skandalın da ötesinde bir insanlık suçu olduğuna dikkat çeken Öner, “Bu bir insanlık suçudur. Uygulayanların da, haberi olanların da, müsaade edenlerin de insan hakları mahkemelerinde yargılanmaları gerekir.” İfadelerini kullandı.
STAR